Misafir

650 55 93
                                    

  Yerim seni

  Kaan, gördüğü yorumla kaşlarını kaldırdı. Sonra da gülerek yanındaki uzun boylu gence döndü. "Lan, Ömer bunu ne zaman yazdı?" Telefonu doğrulttuğu genç kendisine sorarcasına baktığında daha çok güldü.

  Hürkan iyice yaklaşıp ekrana odaklanmaya çalıştı, Kaan güldüğü için ekran titiriyordu. Yorumu tam olarak görünce o da güldü. "Oğlum çocuk şakasına yazmıştı onu, ben de ciddi bir şey zannettim ya." Tekrar bilgisayarına döndü ve çektiği videoyu editlemeye devam etti. Ama gülüşü yüzünden silinmemişti, Porçay'ın yorumunu ilk gördüğünde de o gülümseme yüzüne yerleşmişti ve her gördüğünde yerleşmeye de devam edecekti.

  Kaan bir süre daha Hürkan'ın telefonuyla uğraştı ve sonra sıkılıp sandalyesinde kıpırdandı. "Ya ben sıkılıyorum." Hürkan ona bakmadan konuştu. "Diğer bilgisayarı aç oyun oyna istiyorsan?" Kaan bıkkınca önüne gelen saçları öfleyerek yüzünden çekmeye çalıştı. Sonra da yapmacık bir üzüntüyle konuştu. "Emre'yi falan çağıralım bari abi, ya da ikizleri. Oyun oynamak istemiyorum."

  Hürkan arkadaşının yavru köpek bakışlarını ekranın yansımasından yakaldı ve sonra isteksizce kendi kendine gülüp sandalyede döndü. "Tamam lan tamam, ara o zaman Emre'yi." Kaan piçimsi bir sırıtmayla telefonuna uzanırken Hürkan da göz devirdi, sonra da editleyebilirdi.

• • •

  Kaan telefonla konuşmasını bitirip içeriye girdi, "Gelmeden önce başka bir yere daha uğraması gerekiyormuş. İki saati bulur, dedi." Hürkan başıyla onayladı. Sonra da ekrana döndü, yeni bir Youtube sekmesi açtı ve önüne çıkan videoyla bakıştı. Porçay'ın videosuydu.

  Hapis Meemleri.

  Hürkan gülümsedi, Ömer acısının üzerine espiri yaptığı bir video yayınlamıştı. Ve bu cümle kulağa şaşırtıcı derecede normal geliyordu. Kaan'a seslendi. "Emre gelene kadar bir şeyler izleyelim bari gel." Kaan sandalyesini bilgisayarın yanına çekip oturdu, ekrana baktı ve kısa bir sessizlikten sonra sırıttı. "Allah'ın işine bak sen, Porçay mı çıktı karşına?"

  Hürkan tek kaşını kaldırdı. "Evet, sen neden o ses tonuyla söyledin ki?" Kaan daha da güldü. "Kader işte. Naapcan?" Uzun genç önüne döndü ve Kaan'ın açıkça belli ettiği ve kendisinin de yine açıkça anladığı cümleyi görmezden gelip videoyu başlattı.

  Kısa bir süre bir şeyler atıştırarak aralıksız video izlediler. Neo'nun da birkaç videosunu izledikten sonra kapının çalmasıyla Hürkan ayağa kalktı. Kapıya ilerlerken gözlerini kısıp Kaan'a döndü. "Videoyu başlatma bak ağzına sıçarım."

  Kaan elini hızla boşluk tuşundan çekti ve masumca gülümsedi arkadaşına. Hürkan göz devirip kapıyı açtı, Emre gelmişti... Ömer'le?

  Emre gülümseyerek içeri daldı. "Ooo kardeşim, nasılsın?" Uzandı ve kendisinden uzun adama sarıldı. Onun arkasından Ömer hayattan bıkkın bir ses tonuyla, ama en azından gülümseyerek Hürkan'ı selamladı. "Naber birader?" Hürkan güldü, "İyi de, seni beklemiyordum? Burada olduğunu bile bilmiyordum." Ömer omuz silkti. "Söylemedim tabii."

  Kaan derin ve bıkkın sesi duyunca hemen tanıdı. "Oo, Erkan da buradaymış?" Ömer göz devirip Hürkan'ın yatağına oturdu. "Sana da aleyküm selam..."

  Bir süre sohbet ettiler ve genel şeyler hakkında konuştular. Sıradan şeylerdi. Konu Ömer'e ve sevgilisine geldi, yani, eski sevgilisine.

  Kıvırcık saçlı genç dudak büzüp açıkladı. "Yani, klasik şeyler işte derinleştirmeye çalışmaya gerek yok. Anlaşamadık ayrıldık, gayet sıradandı." Stabil bir ses tonuyla açıkladı. Kaan güldü. "Sana bıraksak mahkemen bile sıradan be kardeşim." Hürkan kaşlarını kaldırıp önce Kaan'a sonra Ömer'e baktı.

  Ömer tam tahmin ettiği gibi alınmak ve bozulmak yerine buna da güldü. "Haklısın, o da biraz sıradanlaştı. 3 yıldır git gel yapmak falan yemek yemek gibi ihtiyaca döndü. Kurtulsam bile alışkanlıktan dolayı yürüyüş için karakolun önünden geçeceğim amına koyayım." Kendi cümlesinin saçmalığına bir daha güldü.

  Emre duraksadı. "O değil de oğlum bi ara galerinizdeki en saçma videolar serisinin devamını çekelim. En son çektiğimizde harika videolar vardı." Tek kaşını kaldırıp sırıttı. "Değil mi Hürkan?"

  Uzun boylu genç duraksadı ve olabildiğince güldü. "Evet, heh." Ömer tek kaşını kaldırıp sırıttı. "Pek hoşlanmışa benzemiyorsun Hürkan, ne gördün orada?" Hürkan kekelemek için ağzını açtığında Emre büyük bir gülümsemeyle araya atladı. "İkinizin öpüştüğü bir video vardı."

  Hürkan eliyle yüzünü kapattı. "Ananın amı, sahteydi diye eklesene." Kafasını kaldırıp gülme krizine girmiş olan Ömer'e açıklama yaptı. Gerek yoktu, kimse sormamıştı aslında. Ama o yaptı. "Sahteydi bu arada." Ömer gülmeyi kesti ve bu sayede nefes almayı başarabildi, başını onaylarcasına salladı. "Evet, doğru. Sahte olmasaydı bundan benim de haberim olurdu."

  Hürkan açıklamasının da ne kadar gereksiz olduğunu fark etti, içine sıçmıştı şuan durumun. Gergince güldü. "Doğru..."

  Aynen Hürkan aynen, çocuğa iyice düşündür gay olduğunu tamam mı? Ortada önemli bir olay bile yoktu, neden heyecanlandın ki?

  Duraksadı, gerçekten heyecanlanmıştı. Neden?

  Akşama kadar gülüp konuştular, herkes Hürkan'ın evinde kalacaktı. Zaten ev kocamandı, yerleşme sorunu yoktu. Ömer'in Emre'ye aldırttığı içkileri ve zaten dolapta bulunanları bir araya getirdiler. Sabaha kadar içtiler.

  Ömer kesinlikle çok içmişti, büyük ihtimal en çok o içmişti. Zaten normalde de içki içiyordu. Bağımlı değildi ama alkolü seviyordu. Hürkan'sa en az içen kişiydi. Editlemesi gereken videolar vardı ve birilerinin bu 9 yaş grubuna göz kulak olması gerekiyordu. Ömer dışında, o kendisinden de olgundu.

  Emre, Kaan ve Ömer; Hürkan'ın gösterdiği odalara dağıldılar. Hürkan da kimsenin düşüp bir tarafını kırmadan yattığından emin olunca tekrar çekim odasına gitti ve bilgisayarın başına oturdu.

  Esneye esneye yarım saat boyunca edit yaptı, hala sonuna yaklaşamamıştı. Amk Kaan'ı öğlen dikkatini dağıtmamış olsaydı belki şuan editi bitirmiş bile olabilirdi. Bıkkınca nefes verip arkasına yaslandı.

  "Hürkan..?" Tanıdık sesle kaşlarını kaldırıp kapıya döndü. "Ömer?"

Komik Misin? (Porgola)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin