"Biz geldik!" Hürkan kapının kilidini açıp eve girdi, Kaan koltukta uzanmıştı ve Hürkan'ın yan flüdünü çalmaya çalışıyordu, ve pek de başarılı olduğu söylenemezdi. Hürkan gözlerini kısıp seslendi. "Naapıyon oğlum sen?"
Kaan doğrulup kaşlarını çattı, sinirli bir gülümsemeyle konuştu. "Benim gibi aciz birine konuşmak düşmez Hugola hazretleri ama..." Resmen ayağa fırlayarak devam etti. "Bir daha dışarı çıkarken kapıyı kilitleyecekseniz evin boş olup olmadığından emin olun amına koyayım!" Emre Kaan'ın ani çıkışına karşı kahkaha atarken Hürkan da kulaklarını tıkamaya çalıştı. Kaan kollarını kavuşturup devam etti. "Ve evet, sıkıldığım için dolaptaki biraları bitirdim." Kaşlarını kaldırıp kendisine şokla bakan Ömer'e döndü. "Getirdiğin için sağol kardeşim."
Kıvırcık saçlı olan içinden hassiktir diye geçirdi, şakaydı ya. Değil mi? Koşarak mutfağa girdi ve kırarcasına buzdolabını açtı, gözlerini diktiği raf tamamen boştu. Kaşlarını çatıp kapıdan salona uzandı. "Kaan senin ben amına koyayım." Hayal kırıklığı dolu bir sesle ilerledi. "Gece beraber içeriz diye saklamıştım onları, yoksa ben de biliyorum yarım saat boyunca aralıksız üç kutu içip güzel kafayla oturmayı."
Kaan kaşlarını çatıp Ömer'e döndü. "Onu yapmayı bildiğin kadar haber vermeyi de öğrenseydin keşke," Tekrar Hürkan'a dönüp kollarını iki yana açtı. "Çocuk muyum abi ben?"
Uzun adam güldü. "Tamam lan tamam, ağlama geldik işte." Emre uzanıp devam etti. "Mamanı hazırlayayım mı yoksa baban mı hazırlasın?" Kaan gözlerini kıstı. "Anan hazırlasın Emre, tamam mı?" Emre buna karşılık daha çok güldü. "Tamam?"
- - -
Aradan birkaç saat geçti, Emre ve Kaan gitmeleri gerektiğini fark ettiler. Ömer de gidecekti aslında ama Hürkan'ın attığı bir hikayenin altına insanlar "Abi Porçay'la video atmadın abi, Porçay'la da ayrı video atsana abi-" diye ağlamışlardı. Hürkan da bunu Ömer'e söylemişti ve kıvırcık saçlının da yetişmesi gereken bir yer yoktu sonuçta. Kabul etti. Süre belirli değildi ama burada kalabilirdi, Hürkan'ın kendisinden rahatsız olması dışında hiçbir sorun olmazdı. Sonuçta, kim başka birine evini günlerce açmak isterdi ki?
Tabii tahmininin üzerine Hürkan'ın fikrini duysa şaşırabilirdi. Uzun boylu genç Ömer'in burada, kendisiyle kalmasına dünden razıydı. Ama bu diğerlerinin kalmasını istemediği anlamına falan gelmiyordu, sadece Ömer; Emre ve Kaan'a kıyasla çok daha olgundu ve konuşması kolaydı. Bunun üzerine ikisi de anlaştı ve süresi belli olmasa da Ömer'in kalmasına karar verdiler.
Akşam üstüne doğru Hürkan noodle yaptı ve ikili yemeklerini yedikten sonra yayın açmaya karar verdi, basit ve sıradan bir yayın olacaktı. Ömer'in buzluğa sakladığı üç biradan ikisini aldılar ve bilgisayarın başına geçtiler. Yayını başlattılar.
İnsanlar heyecanlıydı, Ömer'in orada olduğunu bilenler kadar haberi olmayanlar da vardı. Chat'in tepkisi fazla karmaşıktı. Bazıları şaşkınken bazıları sorguluyordu, ama kimse karşı çıkmamıştı. Herkes normalmiş gibi yaklaştı.
Ömer yazılanlara odaklanmamıştı, telefonunu açtı ve birkaç mesajı kontrol etti. Hürkan da odaklanmamıştı, o Ömer'e odaklıydı. Kıvırcık saçlı olan kafasını kaldırıp uzun boylu adamı korkuttu, tabii farkında bile değildi. Mırıldandı. "Ee Hürkan, herhangi bir şey izlememiz gerekmiyor mu şuan?" Hürkan hızla onayladı ve bilgisayara döndü, kafasını dağıtmaya en yönelik olan konuyu açtı. Müzik.
Bazı müzik aletlerini denediler, Hürkan çoğunu çalabiliyordu tabii ki ama Ömer ölmek üzereydi. Müzikle arası kötü değildi, ama Hürkan'ın kendisine göstermeye çalıştığı aletler zordu. Bu yüzden çabuk sıkıldı.
En mantıklı fikir olarak trendlere baktılar, ikisinin de ilgisini çekmiyordu ama izleyiciler bunu istemişti. Kısa bir süre boş boş videolar izledikten sonra chatteki bir soru Ömer'in dikkatini çekti. Porçay, saçını bir daha düzleştirecek misin?
Elleri refleksle kıvırcık saçlarına gitti, gülümseyerek konuştu. "Yok sanmıyorum, şuan gayet iyi benim için." Hürkan hayal etmeye çalıştı ama başaramamıştı, kaşlarını kaldırıp Ömer'e döndü. "Saçını mı düzleştirdin, kanalında o şekilde video var mı?" Ömer dudaklarını büzdü, "Benim kanalımda yok ama sevdiğim bir arkadaşımın isteği üzeri bir kuaföre gitmiştim saç bakımı için, o videoda saçlarım düz." Hürkan heyecanla arama motoruna tıkladı ve Ömer'in söylediği ismi yazdı. Merak etmişti.
İzlemeye başladılar, Ömer videodaki tipinden dolayı kendisine gülerken Hürkan da basit eleştiriler yapıyordu. Ardından uzun boylu adamın aklına bir anda alakasız bir şey geldi, kıvırcık saçlıya dönüp mırıldandı. "O değil de, sen bana ilk tanıştığımızda Porçay'ın tam olarak olayını anlatmış mıydın. Yoksa anlatmamış mıydın?"
Ömer biraz düşündü, ardından başını sağa sola salladı. "Yok hayır, anlatmadım." Hürkan yapmacık bir üzüntüyle dudaklarını büzdü. "Vay be, oysaki ben sana her şeyimi anlatmıştım." Alınmıştı ama şakaya vurmak en mantıklısıydı, en azından yayın açıkken böyle bir konuya girmek mantıklı olmazdı. Gözlerini kısıp devam etti. "Bunu yayından sonra konuşuruz..." Ömer güldü, onu ciddiye almamaya çalışıyordu ama Hürkan hiç de görmezden gelinesi konuşmuyordu. Kurduğu cümlelerden çok cümleyi kuruş tarzı kıvırcık saçlıyı tuhaf hissettiriyordu.
Daha sonra videoda bir kısım geldi, evet, herkesin bildiği o kısım. Kuaför ellerini kaldırıp Ömer'in gözlerini sildi ve tam o kısımda videoyu editleyen kişi nedenini kimsenin bilmediği bir şekilde arkaya romantik ve kesinlikle alakasız bir müzik koymuştu. Hürkan beklemediği sahneyle yüzünün düşmesine engel olamadı, toparlamaya çalıştı ama mimik değişiminin ne kadar belli olduğunun kendisi de farkındaydı. Alaylı bir ses tonuyla Ömer'e döndü. "Bak bu keyfimi kaçırdı şimdi.."
Ömer de durumdaki tuhaflığın farkındaydı, izleyenlere çaktırmamak için uzun adama gülerek karşılık verdi. Sonra da kısık sesle Hürkan'a doğru fısıldadı, "Keselim..." Uzun boylu olan kalp atışının hızlandığını hissetti, ama reddetmek bir seçenek değildi. Onu onayladı ve yavaştan yayını bitirdi. Ama korkmuyor da değildi, Ömer belli ki az önce yapılan şakaya rahat bakamamıştı.
Yutkundu, ve kötü bir şey olmayacağını umarak kendisine sorgulayan gözlerle bakan kıvırcık saçlıya odaklandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Komik Misin? (Porgola)
FanficŞaka amaçlı yazılmıştır, ciddi değildir. Bu ikiliyi (Porçay ve Hugola) yakıştırıyorum ve diyalogları aşırı hoşuma gidiyor. Ama asla aşırıya kaçmayacak bir kitap olacak ve cinselleştirilmeyecek. Siz de yapmayın. Porçay hoşlanmadağını söyledi zaten...