Boston'dan New York'a geldiğimden beri hayatımı düzene oturtmuştum.Bir şey hariç...Therese Belivet.
Bu kızı o festival günü gördüğümden beri kafamdan atamamam bir yana benim için alışılmış onlarca öpüşmeden hiçbirine benzemeyen o öpüşmeyi yaşadığımdan beridir de içimdeki şeylerin daha da canlı olduğunu hissediyordum.Böyle hissederek Abby'ye ve ilişkimize nasıl zarar verdiğimi biliyordum.Öğretim hayatım boyunca böyle bir şey yaşamamıştım.Bu yüzden kendimi suçlu bir öğretmen olarak görmek istemiyordum.Parti gecesi beni içine çeken o güzel bataklığın ikimizi de mahfedeceğini bilerek önüme bakmayı tercih etmiştim.Onun iyiliği için de böylesi gerekiyordu.
Sabah gözümü açtığımda Abby'nin beni izlediğini farkettim.
Abby : Günaydın
Carol : Günaydın,saat kaç ?
Abby : Henüz erken
Ona bir öpücük verdim.Ayaklanarak geceliğimi çıkardım ve duşa girdim.O sırada Abby de banyomuzda saçlarını tarıyordu.
Abby : Bugün bir ara annem uğrayacağını söyledi.
Carol : Gene evlilik konusunu açacak
Abby : Dört ay uzun bir süre
Duştan başımı çıkarıp ona baktım.
Carol : Bunu konuştuğumuzu sanıyordum.Ha iki ay ha dört ay ne fark eder ?
Abby : Ben de bundan bahsediyorum aralarında bir fark yok.
Abby saçını taramayı bırakarak banyodan çıktı.Üstümü giyerek mutfağa yanına gittim.Abby,her zaman yanımdaydı.Arkadaşlığımızın bir ilişkiye dönüşmesi ikimizi de sevindirmişti.Birlikte çok uyumlu partnerlerdik.Son zamanlarda ona yeterince ilgi gösteremesem de gönlünü almayı iyi biliyordum.Ona iyi bir eş olmalıydım.
Arkasından sokularak belini sardım.
Carol : Seni ne kadar sevdiğimi biliyorsun değil mi ?
Abby : Bana evlenme teklif edip düğünü uzatan sensin Carol
Haklıydı.New York'a gelmeden önce kafamda her şey hazırdı.Şu anda da hazır ama içinde kendimi göremiyordum.
Carol : New York'a geleli bir ay bile olmadı.İşlerimizi yoluna sokmalıyız Abby
Abby hiçbir şey söylemeden kahvaltı sofrasına doğru hızlı adımlarla gitti.Evlilik konusunda hep bana ayak uyduran birisine benim de ayak uydurmam lazım değil miydi ? Sigaramı yakarak terasa çıktım.O sırada yan daireden gülüşme seslerini duyuyordum.Biraz sonra üzerinde uzun bir tişört ve altında külotla bir kız çıkageldi.Hemen arkasından Therese gelmişti.İçkili bir halleri vardı.Beni farkedene kadar birbirlerine sarılıp hem öpüşüyor hem de gıdıklıyorlardı.Therese'le göz göze geldiğimde gülüşü acı bir hal alarak ciddileşti.Yanındaki kızın elinden tutarak içeri geçtiler.
Therese : Eğlenceye içeride devam edelim
Üçüncü sigaram bitince içeri girdim.New York'a geldiğimden beri çok içer oldum.Elimde değil,stresle mücadele edemediğimde bir şeye sarılmam gerekiyor.
Kahvaltı sofrasında Abby'ye dönerek konuşmaya başladım.Elini tuttum.
Carol : Bu evliliği ne kadar istediğimi biliyorsun Abby ve haklısın
Parmağındaki yüzüğü elledim.
Carol : Birbirimize bir söz verdik daha fazla beklememize gerek yok.
2 HAFTA SONRA...
Davetiyeyi vermek için Therese ve Eva'nın kapısını çaldım.Therese kapıyı açmıştı.Saçlarını topuz yapmıştı.Elimdeki zarfı ona uzattım.
Therese : Dört ay sonra olacak sanıyordum
Carol : Haftaya pazar,düğünü sonra yapacağız.
"Haftaya" lafını duyar duymaz kafasını zarftan kaldırıp bana bakmıştı.Acı bir gülümsemeyle gözlerimin içine bakıyordu.
Therese : Mutluluklar dilerim
Carol : Bir kaç gündür dersime gelmiyorsun.
Therese : Kendimi iyi hissetmiyordum.
Yutkunuyordu.Canını yakıyormuşum gibi hissediyordum.
Carol : Sonra görüşürüz Belivet
Kendi daireme girdim.Abby davetiyelere adres yazmakla meşguldü.
Abby : Hayalet görmüş gibisin
Carol : Sigaram bitti o yüzden
Abby : Sana telefon geldi.Haftaya cuma okulun doğa gezisinde yetkili olduğunu onaylamamı istediler.
Carol : Tamamen aklımdan çıkmış.Yetkili olarak gitmem gerekiyor.
Abby : Gelinliğinin son provası o gündü.
Carol : Perşembeye aldırabilirim bir sorun çıkmaz
Geçtiğimiz hafta boyunca Therese'i görmemiştim.Gözden ırak olan gönülden de uzak oluyormuş derken onu görmemle gene içimdeki dayanılmaz arzu canlanmıştı.
Ertesi gün olduğunda kampüsün girişine geldim.O sırada direksiyonda ufak bir sarsılmayla arkamı döndüm.Arkadan araba çarpmıştı.Arabadan inerek sinirle kapıyı kapattım.Arabanın içinde Therese vardı.Arabanın içinde öyle oturuyordu.Camını tıklatarak açmasını istedim ve açtı.
Therese : Özür dilerim
Carol : Evden buraya bisikletle gelmeye devam etmelisin
Therese : Hasarı ödeyebilirim
Carol : Bunu dert etme derslerine düzenli gir yeter
Hali perişandı.Sahte bir mutluluk yaşadığı hissini anlayabiliyordum.Anlaşılan 2 hafta boyunca yan dairede her gece seslerini duyduğum o kızların hiçbiri kâr etmemişti.Onun iyi olmasını istiyordum.Başarılı bir avukat belki sonra da savcı olmasını başka bir şey düşünemezdim.Elimle gözlerinin altındaki kızarıklıklara dokundum.
Carol : Ve gözyaşı dökmesen iyi edersin küçük hanım
Yanından geçip gittim.Telefonumla araba servisini arayıp bir randevu istedim.Bu sırada okulun serseri çocukları etek altıma bakabilmek için merdivende duruyorlardı.Yetişkin insan olduklarını zannedersin ama aslında dünkü çocuk olduklarını unutursun.Hepsini derslere gönderip içeri girdim.
Ders bittiğinde odama girmemle Therese'i görmem bir oldu.Masama yaslanmıştı.Dizlerinin üstündeki siyah pileli etek ona fazla yakışmış.
Carol : Buraya istediğin zaman gelemezsin
Kapıyı kapattım.Dosyalarımla ona yürüdüm.
Therese : Sizinle konuşmak istiyordum.
Gözlerimle onu süzüyordum.
Carol : Ne hakkında ?
Therese : Dönem bittiğinde İngiltere'ye gideceğim sizden tavsiye mektubu isteyecektim.
Carol : Değişim programıyla mı gidiyorsun ?
Therese : Büyükbabam ayarladı.Cambridge'te olacağım.
Carol : Bu çok güzel bir haber...Cambridge muazzam bir okul
Therese : Evet öyle
Carol : Tavsiye mektubunu yakın zamanda yollarım
Therese : Teşekkür ederim Profesör
Kapıdan çıktı.Sigaramı yakarak odamın penceresinden dışarı bakmaya başladım.
O gidiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEACHER +18 GXG
Teen Fiction"Bana ihtiyacın var." Eliyle elbisemin altından bacağımı kavradı. "Sana yalvarmayacağım Carol" "Tutamayacağın sözler verme Therese"