" Sözleşmeden buluşuverir kırık kalpler
Anlatılmaz ama ordadır bütün dertler ''Camdan gelen esintisi birkaç tutam saçımı yalıyordu. Hava o kadar güzeldi ki camı kapatmak Tanrıya ihanet etmek gibiydi. Sonuç olarak esintinin saçımı bozmasına sözsüz bir izin vermiş oldum.
'' Kimini yakıp geçen aşklar incitmiş
Kimini yanlış kararlar yıkıp geçmiş
Kimine yakın dostu ihanet etmiş
Kimi hayatın sillesini yemiş ''Neredeyse beş dakikada bir arkada uyuyan minik yeğenim Eylül'ü kontrol ediyordum. Şapşik şey dün babasına - kuzenim Mahir- karşı çıkıp benimle birlikte kalmak istemişti. Babası yarın okulu ekemezsin deyince de yaygarayı kopardı. Sonuç olarak Eylül-1, Mahir-0
Şimdi onu Güzelbahçe 'deki aile yalımıza götürüyorum. Yalı ciddi manada aile yalısı. Babam ve üç kardeşinin ortaklaşa evi. Ve o evin anılarına dayanamayıp kaçan ben ...
Yalıya geldiğimde Ahmet Amca gülen yüzüyle ve aceleci tavrıyla kapıyı açtı. Arabamı park ettikten sonra küçüğüme kısa bir bakış attım. Sanırım şu an on birinci şeker rüyasını görüyordu. Arka kapıyı açıp Eylül'ü kucakladım.
Karşımdaki yalıya bakıp derin bir iç çektim. Ne kadar içim burulsada Eylül'ü daha fazla rüzgarda bırakmamak adına hızla merdivenleri çıktım. Elimi kapıya atmadan kapı son hız açıldı ve Fatma Sultan beni karşıladı.
'' Kuzucuğum! Yavrum ... Sen hoşgelmişsin. '' dedi Fatma Sultan soluksuz. Gözlerimi susması için pörtlettim. Fısıltıyla '' Sultanım sessiz ol küçük uyuyor. Onu yatırayım seni mıncıklamaya geleceğim. '' dedim ve cevap vermesini beklemeden üçüncü kattaki odaya yöneldim. Küçüğüm hala huzurla uyuyordu. Onu yatırıp sessizce odadan ayrıldım.
Fatma Sultan bıraktığım yerde beni bekliyordu. '' Sultanım ... Nasılsın? '' dedim büyük bir özlemle ona sarılırken. '' Hayırsız. Hiç iyi değilim. Dört aydır uğramadın. Bir kere aradın onda da üç dakika ya konuştun ya konuşmadın. '' dedi ağır bir sitemle. '' Haklısın Sultanım ama kafamı toplamam lazımdı. Affet beni. Hem bak sana özür hediyesi getirdim. '' Gözlerim muzip bir parıltıyla parladı. Çantamdan kadife kutuyu çıkardım. '' Sana layık değil ama bu sene doğum gününü kutlayamamıştım Sultanım. '' Kadife kutuyu ona uzatırken gözleri çoktan dolmuştu. '' Kuzucuğum ne gerek vardı ... '' Onun bu tatlı duygusal halini izlemeye devam ettim kutuyu açtı ve içinde yüzüğü incelendi. İtiraz edeceğini anladım ve hemen atıldım. '' Sultanım hatırlıyor musun bir keresinde sana kek yapman için çok baskı yapmıştım. Senin de o gün çok işin vardı ama beni kırmayıp hızlıca bir kek yapmıştın. Evlilik yüzüğün keke düşmüştü. Ben de onu yutmuştum. '' Fatma Sultan beni hayretle dinliyordu. '' Tabii sen sadece kaybettin sanıyorsun ama ben onu yutmuştum. Kimseye korkudan söyleyemedim. Çocuk aklı işte. Bunu bizim kuyumcuya yaptırdım. Umarım hoşuna gider ve itiraz kabul etmiyorum para içinde yüzüyorum, sana hediye almayacağımda kime alacağım Sultanım? '' Fatma Sultan dolu dolu gözlerle bana sarıldı. Arada kokumu içine çekiyordu. Onun hiç sahip olamadığı kızıydım ben. Onu daha fazla zorlamamaya karar verdim. '' Sultanım babamlar salonda sanırım ben gidip onları göreyim sen de sil göz yaşlarını. ''
Fatma Sultanı geride bırakıp salona yöneldim. Herkesin elinde bir fincan, kahvelerini içerken koyu bir sohbete dalmışlardı. Beni ilk fark eden canım kuzenim Uğur oldu. '' Kuzen ... Bu sen misin yoksa hayal mi görüyorum? '' dedi. '' Salak şey tabii benim gel buraya. '' dedim. Uğur'un hareketlenmesiyle herkesin dikkatini çekmiştim. Uğur'un güçlü kollarından kurtulup babama atıldım. '' Babacığım ... Seni çok özlemişim. '' dedim özlemle. Babamsa bana sarılıyordu fakat kaskatıydı. Ondan ayrılıp kapkara gözlerine diktim ela gözlerimi. '' O kadar özlemiş olsaydın dört aydır bir kere uğrama zahmetine girebilirdin Esilya Mert. Evden ayrılmana izin vermem aileni de unutmana izin verdiğim anlamına gelmiyor. '' dedi davudi sesiyle. Bugün alttan alacaktım. Hatalıydım ve babamı annemden sonra hiç bu kadar yalnız bırakmamıştım. '' Babacığım sonra seninle uzun uzun konuşuruz ama şimdi değil. Hepinizi çok özledim. Bırak biraz dinleneyim. '' dedim yalvaran bakışlarla. Babam yavaşça koltuğuna yaslanırken bunun bir nevi onay olduğunu anladım ve diğer aile üyeleriyle kucaklaştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARMAĞAN
ActionOmuzlarında iki şeytan barındırmak günden güne adamı yorgun düşürdü. Omuzları bir yük daha kaldıramayacak kadın günden güne adamı öldürdü. Adaletsiz hayatlar yaşamış bu iki insan kırılmış kalplerini baştan yaşatabilecek mi?