GİRİŞ

748 25 44
                                    

Adımlarım ardı ardına atılırken nefesim ciğerlerimi yakıyordu. Koşmaya başladım. Girdiğim orman bana yol mu gösterecekti yoksa yolumu mu sonlandıracaktı emin olamıyordum.

Uzun sarı saçlarımı önceden toplamış oluşuma şükrediyordum. Şu an yüzüme çarpmasına katlanamazdım.

Koşarken elimdeki kağıdı açtım ve tekrar okudum.

Kurtuluşun Kuzey'de.

İyi de Kuzey neresiydi!?

Ormanda olduğumu hatırladım.

Ağaç yosunları her zaman Kuzey'i gösterirdi.

Fakat yosun bağlamış hiç ağaç yoktu.

Bir dala takılmak üzereyken son anda kurtuldum ve rahat bir nefes vererek koşmaya devam ettim.

Kurtuluşun Kuzey'de.

Kuzey'i Güney'e bağlayan yegane şey sende saklı.

Bende nasıl saklı olabilirdi!? Aklımı mı kaçırmamı istiyorlardı!

"Bade!" Tanımadığım ama yüreğime vurgun olan bir ses duyduğumda tökezledim ve yüzüstü düştüm. Alnımı bir yere çarpmıştım. Başımı kaldırdığımda bunun bir kaya olduğunu gördüm. Kayada kan vardı.

Kurtuluşun Kuzey'de.

Kuzey'i Güney'e bağlayan yegane şey sende saklı.

Kaya'daki lekeye dikkat et. Sana Kuzey'i verecek.

Dizimin acısıyla zorlukla ayağa kalktım ve kan lekesinin gösterdiği yöne, arkama döndüm.

Bir silüet vardı ama hemen kaybolmuştu.

Alnımdan süzülen kan, kaşımda durmuştu.

Geldiğim yöne koştum. Nereye gitmeliydim, ne yapmalıydım hiçbir fikrim yoktu. Sadece koşuyordum. Bir şey arıyordum ama ne aradığımı da bilmiyordum.

Kurtuluşumu mu arıyordum? Kurtuluş nasıl aranabilirdi ki?

"Bade!"

Bu hitap ve bu sesin birleşimi neden bana farklı geliyordu? Sanki hep Yaz diyormuş da ilk kez Bade demiş gibiydi. Fakat ben bu sesi ilk defa duyduğuma da emindim!

Bade'nin kelime anlamı neydi? Aşk.

Kuzey'i Güney'e bağlayan yegane şey sende saklı.

Yaz Bade Güney.

Kuzey'i Güney'e bağlayan yegane şey aşktı.

Ve onu bulmuştum.

Karşımda dikilen adama bakarken yutkundum. Gözlerinde bir kapı vardı ve o kapı özgürlüğüme açılıyordu.

Kurtuluşum Kuzey'deydi.

Kuzey'i Güney'e bağlayan yegane şey aşktı.

Kaya... Bu ise tam bir sırdı.

***

"Ne yapıyorsun?" Bade'nin, kulaklarıma cenneti andıran hoş sesini duyduğumda kapıya doğru kısa bir bakış atıp tekrar önüme döndüm. "Yemek." Dedim kısaca. Akşama kadar uyumuştu ve ben aç kalmıştım. Hiçbir şey hazırlamamıştı.

Pekâlâ. Yalan söylüyordum. Kendim de hazırlayabilirdim ama onsuz yemek istemiyordum. Bu yüzden uyanana kadar hiçbir şey yemeden onu beklemiştim. Duşa girdiği gibi de hemen mutfağa girmiştim.

KAYIP PUSULAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin