İLK DENEYİMİM İLK BÖLÜM BİRAZ SIKICI OLABİLİR AMA EMİNİM Kİ DİĞER BÖLÜMLER AŞIRI HEYECANLI OLUCAK.
Soğuk bir kış günüydü.Ben bodrum katta kitap okuyordum. Ailemin zengin olması benim durumumu kişiselleştiriyordu sanırım. Fakat babamın olmaması biraz daha sıradanlaştırıyordu.Annemin "Deniz" diye bağrışına aldırış etmeden Cadılar Katliamı kitabımı okuyor ve en yakın arkadaşım Erim'e çok benzeyen karaktere hayran gözlerle bakıyordum.6 gün sonra Cadılar Bayramı olmasına rağmen hâlâ kostüm bulamamıştım. Bodrum kattan çıkıp Erimler'e doğru ilerlerken rüzgarın yüzüme vurması ve yanaklarımın al al olması annemin baskışarı kadar iğrençti. Arkamdan gelen biri vardı, hislerim beni yanıltmaz. Nefesi çok yakındı. 'Korkuttum Seni' diyerek yanıma doğru yaklaşan Erim'di.O da evde bunalmış hava almaya geliyormuş. Bir banka oturup konuşmaya başladık. Cenk'in Cadılar Partisine benim sayemde katılması onu mahçup ediyor, ve yüzünün kızarmasına sebep oluyordu.Cadılar Bayramına Albert Einstein kostümü işe geleceğini söylemesi gerçekten çok gülünçtü. Gülmemek için kendimi kasarken yüzümdeki tebessümün oluşmasına engel olamadım. Buda Erim'i utandırdı. Neyse ki çok geçmeden onun zekiliğinden konuyu açtım ve onu biraz da olsa sevindirdim. Krndisi çok zekidir. Bana hangi kostümle gideceğimi sorduğunda klasik cadı kostümünü hiyeceğimi belirttim.
6 gün gerçekten su gibi geçmişti ve Cadılar Partisine gitme zamanıydı. Anneme kalsa beni prenses kostümü ile götürecekti. Süslü bir kız olmadığım halde hazırlanmam 1 saat sürdü. Diğer kızların halini düşünemiyorum bile... Hava almak için cama çıktım. Erim gerçekten Albert Einstein kostümü ile geliyordu. Şaka yaptığını düşünmüştüm. Onunla gitmekten gerçekten utanmıyordum. Fakat Cenk'in onunla dalga geçeceğinden emin olduğum için ona gelmemesini söyledim. Beni tamamen yanlış anladı. Ve gözünden yaş gelmemesi için kendini çok zor tuttu. Ve hızlı adımlarla eve doğru gitti. Gerçekten çok üzgündüm. Aslında işin gerçeği partiye babamın acısını bi nebze unutmak ve annemden kaçmak için gidiyordum. Vakit kaybetmeden adeta bir sırtlan gibi koşarak Erimler'e doğru ilerledim ve şükürler olsun ki onun gönlünü almayı başardım. Ve partinin yolunu tutmaya başladık. Aslında benden hoşlandığının farkındaydım fakat bunun çocukça bir duygu olduğunu düşünüyordum. Bu yüzden pek aldırış etmiyordum. Bana karşı hâlâ tavırlıydı. Fakat bi kaç gün sonra bu tavrının geçiceğini biliyordum. Çünkü o çok iyi kalpli biriydi. Neyse ki yarım saat sonra partiye vardık ve ilk adımımızı attık. Olacaklardan habersiz...