Tam tamına 7 gün düşündükten sonra İnternetten araştırdığım JOHN BROWN adlı dedektifin yanına yani Amerika'ya gitmeye karar verdim.15 yaşındaki bir kız için ne kadar zor olabileceğini hatta imkansız olduğunu biliyorum. Ama annemin arkadaşı pasaportçuda çalışıyor ve parayı çok seviyor olduğu için yaşımın pek önemi yok. Anemin kasasından alacağım 3000 bin dolar onun için yeterli olacaktır. Ayrıca yaşıtlarımdan daha iri yarılı olmam ilk avantajımı sağlayacak. Pasaport almadan önce anneme veda mektubu yazmak çok zor... Ve pasaportçu arkadaşının çenesini kapatmak. Annemin yurt dışına çıkacağımı anlaması çok kolay. O yüzden yurt dışındaki dedektife hemen ulaşmam lazım...
1 hafta hemen geçti. Pasaportumu ancak 4000 dolara alabildim. Kadın beni gerçekten çok zorladıı. Neyse ki sıra veda mektubunda. 25 satırlık Veda mektubumu yazmam çok zor sürdü. Buralardan ayrılmak değil de annemden ayrılmak çok zor. Ama Erim 'in katilini bulma ümidi çok heyecan verici ve coşku vericiydi. Zaten gitmemin sebebi de o...
Uçağa binmek için hazırlanırken annemin o vakitte markete gitmesi 'amaan bu da ne saçma film' dediğim film senaryolarına benzemişti. çok zaman kaybetmeden evden koşarak çıktım veda mektubumu annemin en çok zaman geçirdiği makyaj aynasının üstüne astım. Neyse ki uçağa yetiştim.
Her şey olması gerektiği gibiydi. Bir şey dışında her şey film senaryosu gibiydi annemi uçakta görsem hiç şaşırmazdım !
herkesi anneme benzetiyor ve her saniye dehşete düşüyordum. Neyse ki herşey normalken Amerika'ya iniş yaptık. Bavulumu aldım ve yavaşça yeni hayatıma ilerliyordum. KARAYA İLK ADIMIMIMI ATMAM YENİ HAYATIMIN İLK BAŞLANGICINA ADIM ATMAMLA EŞİTTİ.