Final

193 17 115
                                    

Beyaz perdeden kayan isimlerle salon boşalmaya başlamıştı.

İnsanlar izledikleri kısa film hakkında homurdanıyor , böyle bitirdiği için senariste sitem ediyorlardı.

Salondan çıkmak için merdivenleri inen çiftlerin arasında biri ağlamasını hala durduramıyor ve mızmızlanıyordu.

"Tanrım neden öyle bırakıp gitti adamı? Hiç mi kalbi sızlamamış şerefsiz adamın arkasında sevgilisini bırakıp sevgilisi olacak o yelloz kızla kaçarken?" diye sitem ediyor bir yandan da sevgilisini sarsıyordu. Gencin erkek arkadaşı da en az sevgilisi kadar filmden etkilenmiş ve kaçan adama sinir olmuştu. Ama duygusal sevgilisi arkada kalan adama o kadar üzülmüştü ki filmin sonlarında ağlamaya başlamıştı.

"Hoseok yeter ama. Filmin başında da diyordu zaten bu bir kurgudur olaylar ve karakterler hayal ürünüdür diye. Yaşanmadı böyle bir şey nolur harab etme kendini bu kadar beni de üzüyorsun sevgilim." demiş ve genci kollarının arasında almıştı. Hoseok ise hala ağlıyor bir yandan da senariste küfür ediyordu.

"Şerefsiz senarist hiç mi utanmadım sevenleri böyle acımasızca ayırırken. Senaristi elime bir geçireyim Yoongi saçını başını yolacağım onun." diye sinirli sinirli konuşuyor, sevgilisi ise onun bu tatlı mızmızlanmasına gülüyordu.

Genç çift salondan homurdana homurdana çıkarken hala salonda oturan iki kişi vardı. Yerlerinden kıpırdamadan az önce çıkan genç çiftin dediklerini dinlemişlerdi.

"Kulağın çınlamıyor mu hiç? Çünkü baya bir kişi arkandan laf ediyor da sana. " demişti hala oturdukları yerden kıpırdamayan adamlardan biri.

Sevgilisi ile sinema salonuna gelmiş daha bir gün önce gösterime giren filmlerini izliyorlardı. Kim Jongin başarılı bir senarist eşi Kim Kyungsoo ise adından çokça söz ettiren bir yönetmendi. Bir çok başarılı filme imza atan çift yeni yayınlanan filmlerini sinemada izlemek istemiş hemde diğer izleyicilerin düşüncelerini yerinde görmek istemişlerdi.

Yavaşça toparlanıp yürümeye başlayan Kyungsoo iki adım arkasında kalan eşine gülüyordu.

"Nasıl ve nerden aklına geldi bilmiyorum ama hala rüyanı kısa film olarak yayınlaman tuhafıma geliyor." demişti arkasındaki eşine.

"Asıl bunu beyaz perdeye yansıtmasaydım pişman olurdum. Çok derin ve karmaşık değil benim rüyamın aksine. Ayrıca yaratıcı bir fikirdi sevgilim neden öyle diyorsun." demişti Jongin de. 

Bir kaç ay önce gördüğü bir rüyaydı az önce salonundan çıktıkları film. Neden yada nasıl böyle bir rüya görebildiğini bilmiyordu ama o gece uyandığında bile rüyasının bir sonraki filminin konusu olduğuna emindi. Sabah uyanıp da yaptığı ilk iş bilgisayarının başına oturup yazmaya başlamaktı. Sadece bir haftada her şeyi hazırlayıp şirketine yollamıştı senaryosunu. Ve az önce de kendi senaryosunu yazdığı filmi izlemişti. Ortaya çıkan sonuçtan ise gayet memnundu. Kısa bir film olmasına rağmen gişe satışları ve aldığı puanlar beklediğinin çok üstündeydi.

Elele yürüdükleri kolidorda Kyungsoo eşine sızlanıyor neden karakterlerin adını değiştirmediğini soruyordu.

" Tamam her şeyi anlıyorum ama neden isimleri değiştirmedin ki? Tanrım film boyunca insanların bana küfür edişini dinledim." demiş ve dudak büzmüştü. Jongin ise nerede olduklarını umursamadan eşinin başını kaldırmış ve ufak bir öpücük vermişti.

" Kötü mü oldu sanki. Hem ileride, Junsu büyüdüğünde ona babalarının bir filmi var diyip izletiriz olmaz mı?" Gülerek ve umutla ona bakan eşine düz bir surat ifadesi ile bakıyordu Kyungsoo. Oğullarına böyle bir filmi izletip babasını yanlış yorumlamasını istemiyordu. Hayır bunu katiyen yapmayacaklardı ve eşine hayır dercesine başını sallamıştı Kyungsoo. Jongin ise başından beri eşinin böyle bir şeyi kabul etmeyeceğini bildiği için rahattı. Oğullarına babasını kötü tanıtmak istemezdi keza küçük oğulları küçücük yaşına rağmen trip konusunda oldukça iyiydi.

Otoparka gelip de arabalarına bindiklerinde Kyungsoo aylardır sormak istediği ama sormadığı o soruyu sormuştu.

" Jongin, ben sana filmdeki gibi bir izlenim mi verdim? Neden öyle bir rüya gördün bilmiyorum ama sana yemin ederim seni asla bırakıp gitmem. Seni gün geçtikçe daha da çok severken bunu asla yapamam." 

Dolu gözleri ile yan koltuktan ona bakan eşine sıkıca sarılmıştı Jongin. Biliyordu ki eşi asla onu bırakıp gitmezdi ama o da neden böyle bir rüya gördüğünü bilmiyordu.

" Senin bir suçun yok sevgilim. İnan bana bende neden böyle bir rüya gördüğümü bilmiyorum ama bildiğim bir şey varsa senin beni asla bırakmayacağın. Bu sadece aptal bir rüyaydı tamam mı , sakın öyle düşünme." dedi Jongin Kyungsoo'ya.

Kyungsoo eşinden duyduğu bu cümleler ile karşısındaki yüzü avuçlarının arasına almış ve sevmişti. Tıpkı filmde olduğu gibi Kyungsoo Jongin'e ona olan sevgisini anlasın diye uzun uzun bakıyordu esmerin gözlerine. Jongin ise karşısında ona böyle güzel bakan adama dayanamamış ve kendisine çekip sakin bir öpücüğü başlatmıştı.

Eşini seviyordu, küçük oğullarını seviyordu. Yıllarını geçirdiği bu adam onun her şeyiydi.  Onu üzmeyeceğini biliyordu onun Kyungsoo'su öyle biri değildi.

Birbirlerinden ayrıldıktan sonra yüzündeki ufak gülümseme ile arabayı çalıştırmış ve otoparktan ayrılmışlardı.

" Yine de izleyenlerin bana küfür etmesini sağladığın için sana kızgınım Kim Jongin."

Muzip bir şekilde sırıtmış ve yanında araba süren eşine bakmıştı Kyungsoo. Jongin ise eşinin dedikleri ile büyük bir kahkaha atmış ve başını Kyungsoo'ya çevirip 'Sözleriniz benim için bir emirdir majesteleri.' demişti.
Kyungsoo eşinin bu tatlı oyununa gülmüş ve kalan yol boyu fikm hakkında konuşmuşlardı.

.
.
.
.
.
.
.
.
.
.

Gone • kaisooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin