"ADRIEN dikkat et!"
Karakedinin milyon kez bana yaptığı gibi ben de bu sefer Adrien'ın üzerine atladım ve onu yerle arama aldım.
Göz göze geldik.
Çok garip çok garip çok garip.
Yaptın yine yapacağını Marinette aferim. Akuma'yı hatırlayınca paniklemeyi bırakıp hemen etrafı kestirdim.
Yok olmuştu.
Bir güç beni kolumdan tutup Adrien'ın üzerinden kaldırdı. Bu güç Kagami idi. Tüm sınıf etrafımızda dizilmiş bizi izliyordu.
"Alya, akumaya ne oldu??" Kagami sorguladı.
Chloe onun yerine atladı.
"Sen Adriencığımı köşede taciz ederken korkup kaçmış olsa gerek!?"
"Doğru ama. Geldiği gibi gitti biz de anlamadık" Nino omuz silkti.
Ay öldürün beni.
"TACİZ DEĞİLDİ AKUMADAN KORUYO-"
"Bu kadar yeterli Marinette."
Kagami sanki olayın daha da büyümesini istemiyormuş gibi lafımı kesti. Ortam çok gergindi.
"Marinette gerçekten beni korumaya çalışıyordu."
Adrien adımı tacizciden temize çıkartmaya çabalıyordu. Harika.
Daha berbat bir okulun ilk günü olamazdı...
Luka yanıma gelip belimi tuttu.
Belimi mi tuttu???"Kalabalık ortamları sevmiyorsun dimi? Ben de. Gel kaçalım" kulağıma fısıldadı.
Yani kaçardım da kaçmasına bacaklarımda güç kalmadı şuan.
Adrien'ın surat ifadesini göremeden kalabalığı delip dışarı çıktık. Ama içerden boğuk bir sesler duydum.
"Adrien! Gel gidiyoruz, baban akuma alarmını duyunca tehlikede misin diye seni merak etmiş."
Kagami cidden Adrien'ın ikinci sekreteri gibi diye kendi kendime düşündüm. Ama şuan onlar beni alakadar etmemeliydi.
Luka hala elimi tutuyordu.
sessizliği bozdum.
"Orada yaptığın için teşekkür ederim."
"Asıl sen daha cesurdun, hiç o kadar aktrobatik zıplayabilen bir kız görmemiştim"
"....."
"Ah evet konuyu değiştiriyorum"
Elimi bırakıp cebinden bir bilet çıkardı. Doğru ya, konser!
"Bana bedavaya mı veriyorsun?!"
"Şşş" işaret parmağını dudaklarına koyup 'bu bir sır' dermişcesine bana baktı.
Belki de bugün o kadar kötü değildi. Hem akuma saldırılarından sonra okullar iptal olduğu için tüm gün Luka'yla gezebilirdim!
Mutluluğu içimde tutamayıp sıkıca Luka'ya sarıldım. Elleri belimi kavramakta ilk çekinse de o da bana sarıldı.
"Sabahın köründe flört için çok erken değil mi, Prenses?"
Bu ses...
Haşimle kafamı yukarı kaldırdım.
İşte oradaydı. Sokak lambasının üstünde babasının malıymış gibi oturmuş, siyahların içinde kamuflaj oluyordu.
Bir şey söylememe izin vermeden pişmiş kelle gibi sırıtıp boynumdaki gevşemiş şala işaret etti.
![](https://img.wattpad.com/cover/268256818-288-k967797.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Marichat
Fanfiction"Adrien." Kostümlü kahraman gerçek adını duymanın verdiği ürperti ile yerine sabitlenmişti. Kimliğinin ifşa olma tehlikesi büyük bir sorundu. Ama Marinette bunu nerden biliyordu? Şok içerisindeydi. "Adrien Agreste. Kalbimi kıran çocuğun adı bu." Şim...