3 ay önce
ağlayan kız balkonunda yıldızlara bakıyordu. Sevdiği çocuk başkasıyla birlikteydi. Ve bunun için onu suçlayamazdı bile. Çocuk, kızın duygularını bile bilmiyordu sonuçta.
Dolunay çok güzeldi. Sanki onu neşelendirmek istercesine gökyüzü de parlıyordu. Ama bu kızcağızı sadece daha çok ağlatmak istiyordu.
"Marinette?"
Kız yerinde sıçradı.
Korkulacak bir şey yoktu, sadece sinir bozucu partneri çatısının üstünde ilk defa ciddi bir yüz ifadesiyle duruyordu.
Çatıdaki çocuk, kızı o halde görünce endişelenmişti. Tanıdığı iyimsever, tatlı kız normalde böyle değildi.
İki genç de birbirini inceleyip "onu bu yüz ifadesiyle görmek nadir" diye düşündü.
"Ne var? Git başımdan."
Kız ağlamasını durdurma çabasıyla hıçkırıp istemsiz misafirini ters tepti.
Kedi şaşırmıştı. Onu görünce diğer kızlar gibi sevinip yerinde sıçramasını bekliyordu. Ama atmosfer çok ağırdı. Amacı kızı rahatsız etmek değil, neşelendirmekti. Uğurböceğiyle yaşadığı anlara bir deja vu yaşadı.
Tek bildiği şeyin sinir bozmak olduğuna lanet okudu bir an. Ağlayan kızları teselli etmek ne yazık ki çok kategorili yetenekleri arasında yoktu.
Çatıdaki çocuk, kendi kendine stress yaparken kız kedinin bu halini fark edip güldü. Ona fazla çıkışmıştı. Kendini suçlu hissetti. Adrien'ın Kagami ile çıkması, bu patavatsız ama sevimli kedinin suçu değildi ki ne de olsa...
"Pardon, sana patlamak istememiştim. Sadece kötü bir gün geçiriyorum da. Hem prensese noldu? Adımı sonunda hatırladın mı yoksa?"
Kız siyah kostümlü kahramanın ona ilk defa adıyla seslenmesine de kıkırdadı. Ne kadar saçma bir durumdu. Adını kullanması için illa ağlaması mı gerekiyordu?
Ancak kızın gülüşü, kedinin kulaklarına kuraklıkta su gibi geldi.
Gülmek bulaşıcıdır derler ya, kendi suratı da aydınlandı.
"Affımı dileyin, prenses" çatıdan balkona atladı.
Kızın minik eline uzandı ve narin öpücük kondurdu.
"Problemizin kaynağını öldürebili- yani öğrenebilir miyim?" sırrıttı.
Kız kedinin "şakasına" iç çekti. Kedinin, hayır maskenin altındaki çocuğun sözlerinde ciddiyet payı vardı ama.
Marinette tanıdığı en yardımsever ve tatlı kızdı. Kendinden önce her zaman başkalarını koyan, resimde yetenekli, bazen komik derecede sakar ama vücudunda bir gram kötü niyet bulunmayan kısacası harika bir kızdı.
Birinin onun kalbini kırmaya yeltenmesi bile kendi kalbine bıçak saplanıyor gibi hissettiriyordu.
"Ona bir şey yapamazsın kedicik. Anında Paris'in en prestijli hapsini boylarsın."
"Nedenmiş o? Uğurböceği süperkahramanlığa kafayı takmış olabilir ama benden çok iyi bir suçlu olurdu. Ne dersin ha?"
Barfikslerini gösterme amacıyla tek kolunu sıktı. Kız göz devirse de içinden hak payı verdi. Gerçekten haklıydı. Katakilizm. Yok etme gücü. Tam bir kötü kahramana yakışan mucizeydi.
"Çünkü o ünlü bir süper model. Hem şu öldürme konusunu kapatabilir miyiz allah aşkına? Sakın bir şey yapayım de-"
Model demek. Kendisini sıkıca uyaran kızı dinlemeye çalışsa da kızın sesi arka planda giderek buğulaşıyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/268256818-288-k967797.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Marichat
Fanfiction"Adrien." Kostümlü kahraman gerçek adını duymanın verdiği ürperti ile yerine sabitlenmişti. Kimliğinin ifşa olma tehlikesi büyük bir sorundu. Ama Marinette bunu nerden biliyordu? Şok içerisindeydi. "Adrien Agreste. Kalbimi kıran çocuğun adı bu." Şim...