"Hadi uyan artık." diyen Emre'nin sesini duymamla gözlerimi açtım.
"N'oluyor ya?"
"Bugün derse gitmemiz gerekiyor, uyanmalısın." dedi ve parmağını yanağımda gezdirdi. Elini huysuzca iterek ayaklandım ve banyoya girdim. Yüzümü yıkadıktan sonra üzerimdekileri değiştirip içeri ilerledim. Rana çoktan uyanmış, bizim için çok lezzetli bir kahvaltı hazırlamıştı. Kokusu bütün evi sardığından üst katta kalan Görkem ve Bora da aşağıya inmişlerdi.
Yardım edebilmek için mutfağa girdim.
"Günaydın!" dedi Rana, bir yandan da elindeki tavadan tabağa yumurta koyuyordu.
"Günaydın, erkencisin bakıyorum."
"Size kahvaltı hazırlayayım dedim." dedi ve masaya bir tabak daha ekledi."Sabah sabah da ders hiç çekilmeyecek." Görkem kendine bir sandalye çekip oturduğunda çok uykulu görünüyordu ''Günaydın.'' diye ekledi. Bora ve Rana dışında kalan üçümüz çok uykulu görünüyorduk.
Elime zeytinlerin ve peynirlerin bulunduğu tabakları alarak masaya götürdüm. Benim için masanın en önemli üyesi olan tuzluğu alıp kendi oturacağım yere yakın bir alana koydum. Hep çok tuzlu yerdim, o yüzden tuzun benden uzakta durması bile beni rahatsız ediyordu.Rana içeriden çayları getirdikten sonra masaya oturdu.
"Bugün sadece iki dersimiz var, zaten çoğu zaman az dersimiz olacak. Bizim asıl yapmamız gereken şey aktif şekilde sosyalleşmek." dedi Bora, bir yandan da tabağına yumurta ve sosis koyuyordu.
"Ben gezelim diyorum." dedi Görkem umursamaz bakışlarını kahvaltı masasında gezdirirken.
"Benim daha öncesinden tanıştığım bir arkadaşım var, Nehir. O da burada, bugün onunla görüşeceğiz. Belki hep beraber bir şeyler yaparız." Bora elindeki ekmeğin üzerine önce kaymak ardından da bal sürüp ağzına götürdü. Onun yemek yemesini izleyerek bile acıkabilirdim.
''Yavaş ye hayvan herif.'' dedi Emre Bora'ya kusacak gibi bir ifade ile bakarken.
"Şu hep bahsettiğin Nehir... Bence o kızla iyi anlaşamayacağım." dedim. Aslında kızı bir kere olsun görmüş değildim ama yine de bir ön yargıya sahiptim.
"Hayır kanka, gerçekten tanısan çok iyi birisi. Seveceksin." Bora'nın kendinden emin cümlesinin ardından sadece kafamı salladım. Umarım dediği gibi olurdu, aksi halde ortamda sevmediğim birisi olduğu zaman gergin hissediyor ve eğlenemiyordum. Onunla uğraşmak, huzurunu kaçırmak istiyordum. Bu da benim bencil ve kötü olan yanımdı, bu yanımı ortaya çıkarmamayı umuyordum. Ancak bütün insanlar böyle değil midir zaten? İstediğimiz bir şeyi elde edince bizden mutlusu yoktur; bunun azıcık dışında bir şey elde edelim, bu sefer de bizden bencili yoktur."Ya Rana, Kaan abi senin gibi birini bulduğu için ne şanslı. Kahvaltı için de teşekkür ederiz." dedi Bora gülümseyerek başını eğdi ve sevimli olduğunu düşündüğü bir ifade takındı. "Olur mu canım, her zaman yaparım. Valla ben de sizi çok sevdim." Rana samimiyetsiz birisi miydi orasını henüz bilemiyordum ancak bize olan davranışlarının içten olduğuna emindim. Abimi sevdiğini biliyordum çünkü neredeyse bir yıldır birliktelerdi. Abim onunla tanıştıktan sonra tamamen farklı birisi olmuştu, birbirlerine iyi geliyorlardı. Ona olan bakışlarıyla bize olan bakışlarındaki samimiyet benziyordu, bu nedenle Rana'yı içi dışı bir biri olarak tanımlayabilirim.
Beraber rahat bir kahvaltı yapıp, birer ikişer sigara içtikten sonra masayı toparladık.
Hazırlanmak üzere odalarımıza dağılacaktık ki kapı çaldı. Bora yüksek bir sesle konuştu:
"Nehir geldi!" hızla kapıya doğru koşup bir çırpıda kapıyı açtı. Ufak bir sevinç narası atarak karşısındaki kıza sarıldı. Nehir; benimle aynı boyda, sarışın, doğal görünümlü ve zayıf bir kızdı. Yüzündeki büyük gülümseme sayesinde diş tellerini fark etmiştim, ona yakışıyordu.
Bir süre orada sarılıp saçma sapan gülüştükten sonra yanımıza geldiler.
"Hoş geldin." diyerek karşıladık onu, kendisine sarıldım çünkü daha öncesinde Bora üzerinden birkaç kere konuşmuştuk. Bora da birbirimizi çok seveceğimize dair aramızı yapıp duruyordu. Zaten bizde adettendir, yeni tanıştığın kişiye sarılırsın, samimiyet göstergesidir. Bunu tek hamlede anlayan Nehir ise sıcak bir kucaklamayla bana karşılık verdi.
"Memnun oldum." dedi aynı samimiyetle.
Ben ve Bora dışında Nehir ile çok muhatap olan olmadı. Zaten Nehir geldikten sonra Bora onunla birlikte oturup bizim hazırlanmamızı bekledi. Onlar hasret giderirken biz de ilk dersimize ve İtalya'da geçireceğimiz ikinci güne hazırlanmak için odalara dağılmıştık.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
S O N
Teen FictionDostluğun zirvesini hatırlıyorum, arkadaşlarımla eğlendiğimi... sahi ya, uzun zamandır pek eğlenemiyorum. Onları geri mi istiyorum? On yıl sonra bile mi? Olmamalı, istemiyorum. Onları tarihin kirli yapraklarında kaybettim. Onları kaybettiğimi de hat...