yirmi

42 9 2
                                    

Sabah kalktığımda Pansy hala uyuyordu, ne kadar uyandırmaya çalışsam da uyanmadı. Son çare su dökecektim "Pansy kalkmazsan suyu dökerim kafandan aşağıya" Tabii bunu dememle hemen kalktı giyindikten sonra aşağıya inmeye başladık.

Aşağıya inerken Pansy'nin ayağı kaydı ve merdivene yapıştı, ben ona gülerken ayağımdan çekti bu sefer o da gülmeye başladı. Koridordakiler bize garip garip bakarken gülmemiz dinince toparlandık ve büyük salona indik.

Pansy ile yarın nişanlanma işini konuşacaktım aslında tam nişanlanma sayılmaz sadece yüzük takacaktık kendi aramızda, ama bizim için anlamı büyük.

Büyük salona indiğimizde daha yemek başlamamıştı hemen slytherin masasına oturduk, Draco ve Blaise de oradaydı hemen karşılarına oturduk.

Yemek başlamak üzereyken Harry geldi ve Draco'nun yanına oturdu, hiçbir zaman ayrılamıyorlar kendileri.

Yemek bitince Pansy ile beraber kehanet dersine girecektik ki Dracolar okulu asalım diye ortaya delice bir fikir atınca ve Pansy tamam diyince bende onlarla beraber okuldan kaçma operasyonuna katıldım.

Draco ortamıza eğildi ve konuşmaya başladı "Harryaşkım sayesinde çabulcu haritasını aldım bazı gizli geçitler öğrendim. Beni takip edin, ses yapmayın ve profesör gelirse hemen saklanın." Herkes onaylayınca Dracoyu takip etmeye başladık.

Draco saçma sapan yollardan geçiyordu, hızına yetişemiyorduk canım abimin. Keşke başka şeylerde de işe yarasa diye düşünmedim değil şimdi.

Sonunda kimseye yakalanmadan gidebilmiştik şimdi ise oturmuş nereye gideceğiz diye düşünüyorduk ki aklıma mükemmel bir fikir geldi 'Türkiyeye gidelim!' "Aşkım ama biz kayboluruz" 'Küçükken Türkiyeye gitmiştik babamla hem birbirimizden ayrılmayız'

Herkes onaylayınca Türkiyeye cisimlendik, buranın yemekleri aşırı güzel herkese yedireceğım!

İstanbul kadıköy'e gelmiştik önce alışveriş yapacaktık.
(karışmasın diye alt alta yazacağım)

Pansy: Oha Aşkım gel şurada garip çerezler var!

Hannah(biz): Evet bak şimdi bu lokma çok güzel birsürü çeşiti var dene.

Pansy: Oha elmalı çok güzel!

Pansy her tattığı şeye oha diyor ve bizde niye bunlardan yok diye Dumbledor'a sövüyordu.

Draco: Lan gelin şuraya bakın!

Hannah(biz): Oha yalnız bak bu çok iyi

Blaise: Oha çok güzel duruyor!

Pansy: Evet ben bunu hogwarts'a da istiyorum yalnız!

Hannah(biz): Hahahha tamam tamam bakın bu şemsiyeli sokak burası zaten çok meşhur.

Draco: Babama söyleyeyim de Hogwarts'a da yaptırsın aşırı hoş duruyor.

Hannah: Tamam hadi yeter bu kadar yemek yiyelim siz her gördüğünüze saldırıyosunuz.

Hep beraber döner yemeye gelmiştik daha önceden tatmıştım ve tadına hala doyamadım aşırı güzel!

Hepimiz döner sipariş verirken Draco galleon ile ödemeye kalktı iyiki önceden aldığım türk paraları yanımdaydı. Aldıktan sonra bir parka gittik ve yemeye başladık, o kadar beğenmişlerdi ki sürekli ımm ımm yapıp duruyorlardı.

Dönerler bitince ara sokağa girdik aklımda biryer vardı ama tabii ki sürpriz olacaktı!

Hepsini kapadokyaya balonların olduğu yere getirdim hayatında ilk defa görmüş gibi bakıyorlardı, zaten ilk defa görmüşlerdi.

Beraber bir tane balona bindik Pansyaşkım ilk başta tereddüt etse de uğraşlarım sonucunda o da bindi biz yükseldikçe Pansy söyleniyordu.

Pansy: Ne bok vardı da bindirdiniz ki, Hassiktir ya çok yüksek Aşkım koru beni!

Pansy bana o kadar sıkı sarılmıştı ki göğüs kafesim ezilecekti ama korktuğu için birşey demedim, sonuçta ben bindirdim.

Draco: Oha bu çok güzel!

Blaise: O ateş mi! Elimi koysam ne olur?

Hannah(biz): Saçmalama blaise, herkes Hogwarts'a tek parça gidecek.

Pansy: Orada tek parça olamayacağız.

Draco: O da var dimi babam siker bizi.

Aşağıya indiğimizde Pansy bir oh çekti Draco tekrar binelim diyip duruyordu ama Param bittiği için gitmek zorundaydık.

Hannah(biz): Çocuklar Param bitti.

Draco: Ya daha Harryaşkım'a Aburcubur götürecektim.

Blaise: Çalalım!

Pansy: Ne?!

Draco: Ne olucak ya büyücüyüz biz be iki cisimleniriz olur biter.

Dracolar zorla da olsa markete girdiler ve ceplerine abucubur sıkıştırmaya başladılar gizlice çıkmayı planlıyorduk ama planlarımız mahvoldu.

alarmlar!

Alarmlar çalmaya başlar başlamaz Pansy'nin elinden tutup koşmaya başladım, Dracolar da arkamızdan geliyorlardı. Market sahibi bizi baya bir süre kovaladı, diğerlerini ilk gördüğüm ara sokağa soktum ve cisimlendim.

Gözlerimizi açtığımız an kendimizi Snape'in odasında bulduk iyiki daha gelmemişti, diye düşünüyorduk ki kapının kilidi açılmaya başladığı an Pansy'i gördüğüm ilk dolaba soktum çok dardı ve adrenalin seviyesinden düzensiz bir şekilde alıp verdiğimiz nefeslerimiz içerisinin oksijenini tüketiyordu, Dracolar da yan dolaba girmişlerdi.

Uzun bir süre orada durup Dumbledor ve Snape'in saçma konuşmalarına tanık olduktan sonra, Snape ve Dumbledor odadan çıktığı an kendimizi dışarıya attık saçlarımız terden alnımıza yapışmıştı ama şuan düşündüğümüz tek şey profesörlere ne açıklama yapacağımızdı ki birden içeri babamın girmesiyle hepimiz o tarafa döndük.

• sizce lucius ne yapacak?

• Türkiyede geçirdikleri zaman güzel miydi?

• Evlilik teklifini kim etsin, Hannah mı? Pansy mi?

I wanna kisa your lips- Pansy Parkinson (🏳️‍🌈)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin