♍~ßöιüɱ 1~♍

759 11 3
                                    


~ßöιüɱ 1~


''İmkansız!'' diye bağırdım.

Böyle bir şey'in olması gerçekten imkansızdı.Alışık olmadığım şeylerin bana yaptırılması kadar kötü bir şey olamazdı.

''Hey! Ne oldu merkür çok mu ürktün! Uww,yazık''deyip yapmacık kahkaha atan berkay'a çevirdim gözlerimi.Rengimi solması ürkütüğümü mü gösterirdi gerçekten?

Boğazımdaki rahatsızlık veren yumruğu kısa bir öksürükle temizlemeye çalıştım.Nemli tişörtüm ve terlemiş anlım geri adım atmamı söylüyordu ama hayır geri adım atmayacaktım.''Hangi okuldaymış?''diyerek baygın gözlerimi etrafımdaki arkadaşlarıma çevirdim.''Lisenin biri ışte bunun ne önemi varki,''diye mırıldandı yankı.Cumlesindeki ima ve basit bir olay gibi gösterme çabasını anlayabiliyorum.Fakat bu düşünceye katılmam mümkün değildi.Çünkü bu benim sosyal hayatıma,görüşlerime karşıydı.

Nasıl bir kurguydu bu böyle? Nasıl bir karmaşa?Hayatımda hiç tanımadığım bir çocukla arkadaş olmak adına bir iddaya girdim az önce.Üzerinde uzun boylu düşündürmeyi gerektirmeyen ,derinlikli yorumlara gereksinim duymadigim bir karardı bu.Sabırla soludum.Yer yer özgürlüğümü kaybettiğimi hissediyorum.Montaj ile iddayi kabul ettiğim sahneyi silebilirmiydim?

Başarmak şuanki en büyük arzumdu.İnsanlar bir toprağın kenarına sinir çizer,o sınırın içindeki yerin kendine ait olduğunu söylerler.Doğru.Fakat o sınırın içindeki toprakları bilmek,tanımak gerek.Yaylasini,nehrini,çiçeğini,ormanını.Ben bu çocuk ile ilgili ne biliyordum ki? ''Göster kendini merkür,''deyip belime dokundu Berkay.Koltuğun kollarını tutup öne atıldım.''Seni seçildiğini duyar duymaz öyle bir şey söyleyeceğim ki o lanet bedeninden nefret edeceksin,''

▲ ▲ ▲ ▲ ▲ ▲ ▲ ▲ ▲

''Hey! Durun lütfen! Bayım durun! Hey!''önümdeki taksi bir an duraksayıp yavaşça kenara kaydı.Pahalı sırt çantama sarınıp ayağımdaki Styles tarzı botları fark etmemeye çalışarak taksiye bindim.Eh,evet neydi.Adı hançer..Başka..Adı hançer ve bu kadar.

''Burası mı?''diye sordum önümde arabasının camını silemeye çalışan taksiciye.Kısaca başıyla onaylayıp elini para ister gibi uzattı.Utandıran anlamlı bir bakış atıp adama parasını uzattım.Sarı kirli taksiden tek adımla inip güneşte parlayan okula bakındım.Okul bir üniversite yi andırıyordu.Ne yalan söyleyeyim bu hoşuma gitmişti.En azından kirli bir yer değildi.Tanımadığım bir ses kulaklarımı doldurduğunda tüylerimin diken diken olmasını engelleyemedim.Yanımda dev bir Jeep'le geçen 4 genç vardı.Ardindan kırmızı bir üstü açık araba onu takip etti.Arabayı okulun farketemediğim girişine sürüp içeriye girdiler.Güzel o kapıyı deneyebilirdim.

Dudaklarımı yalayıp şimdiden sızlanmaya başlamıştım.Nasıl 3.000 tl iddaa için böyle bir işe bulaştım anlayamıyorum.Aslında cevap şöyleydi:Duvarlar gri,yüksek bir yatak,dev boy aynası olan bir oda ve muhtaç olmak istemediğim bir aile.Bu para onlara ihtiyaçsız yaşayabileceğim bir süre için yeterliydi bana.İlerimde lakros formasındaki çimen ve kurumuş çamur parçalarını temizleyen iri yarı çocuğa baktım.Nasıl desem Alacakaranlık'taki Emmet'e benzettim.İri bir cüsse ve beyaz ten onu kolayca ele veriyordu.

Masum görünmeye çalışarak onun arkasından okula girdim.Endişelerimi bertaraf etmeye çalışarak''Merhaba! Bakar mısın?''diye bağırdım.Önümdeki çocuk ben yokmuşum gibi devam edince homurdanarak''Hey iri adam sana dedim!''diye kükredim.

''Bana mı dedin?''deyip dev düsesine yakışan bir sesle konuştu.''Imm,şey''mimiklerimi az kullanmaya çalışıyordum.Çünkü fazla mimik kullanmak beni çekici yapmak yerine komik durumuna düşürebiliyordu.''Hançer diye birini tanıyor musun acaba?Ben onun için gelmiştimde,''Böyle pat diye sorulur mu hiç bilemiyorum.Yüzündeki alay dahada büyüyüp''Senin gibi bir kızın o tiple ne işi var?''dedi tek nefeste.Yüzüme üflediği havayı geri itmek için nefesimi tuttum.Ellerimi hızla ovuşturdum.Ne demek onunla ne işim vardı onun için gelmiştim işte.

...but ı'm only human...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin