KARANLIK RUH
Yaklaşık 3-4 sene önce böyle bir gece idi beni hayattan koparan felaket. O gün yaşanan şey neydi de seni hayattan bu kadar soğuttu?
derseniz anlatayım:Yaşanan felaketin ertesi günü yani 2 Mayıs'da kuzenin Berk'in doğum günü partisi vardı. Berk bir hafta önceden beni arayıp davet etti.
Ben o doğum günü partisine gitmek istemiyordum fakat annem "Bence gidelim Derin, hem değişiklik olur yeni insanlarla tanışırsın hem de büyükannemi ve büyükbabamı özledim diyen sen değil miydin hem? Bence bu çok güzel bir fikir gitmeliyiz." dedi bende annemi kırmamak adına kabul ettim.
KAZA ZAMANI (Derin 14 yaşında iken)
Doğum günü partisine gitmeden iki gün önce Berk'in hediyesini aldım. Berk'e hediye olarak bir Örümcek Adam ile ilgili çizgi romanlar aldım çünkü Berk Örümcek Adam hastasıdır. Örümcek Adam ile ilgili yarışmaların çoğunda ilk 3'e girmeyi başarmıştır.
Cumartesi'yi Pazar'a bağlayan gece yola çıkmıştık. Yolculuğumuz diğer yolculuklarımız gibi eğlenceli geçiyordu derken Berklerin varmamıza 2 saat kala yağmur yağmaya başlamıştı babam yola çıkmadan önce her zaman hava durumunu kontrol ederdi fakat o gün kontrol etmeyi unutmuştu.
Bizde ne olduğuna bir anlam veremedik
çünkü buralarda Mayıs ayında asla yağmur yağmazdı bu da bize anlamsız gelmişti derken yağmur sağanak hale döndü ayrıca sis
başlamıştı bizde gece yolculuk yaptığımız için önümüzü pek göremiyorduk.Annem yolu seyretmeye çalışırken "Deniz bence arabayı bir yere çekip yağmur dinene kadar beklemeliyiz ayrıca sisten önümüzü göremiyoruz şuralarda bir yerlerde dinlenme tesisi olacaktı. Oraya gider yağmur dinene kadar bekleriz ayrıca zaten hepimiz acıktık karnımızı da doyururuz değil mi çocuklar?" dedi.
Ben ve Kerem: "Evet baba bence de annemin fikri güzel ve gerçekten çok acıktık."
Fakat babam pek annemi ve bizi dinliyor gibi gözükmüyordu anneme dönerek:
"Belçim, Tuğbalara varmamıza sadece 2 saat kaldı ayrıca sis filanda pek yok ben rahatlıkla önümü görebiliyorum karnı acıkan varsa dediğin tesise gider yiyeceğimizi paket ettirir arabada yeriz boşuna burada zaman kaybetmeyiz." dedi.
Annem babamın dediklerine bozulmuştu zaten sürekli kavga ediyorlardı, neredeyse boşanmanın eşiğindelerdi ve ben ve abim birbirimize baktık çünkü ikimiz de bu olayın bir tartışmaya döneceğini düşünüyorduk ve düşündüğümüz gibi oldu.
Annem babama dönüp sakin bir şekilde şunları söyledi "Deniz neden benim dediğim fikre saygı duymuyorsun neden hep senin sözünün geçmesini istiyorsun çocuklarda benimle aynı fikirde bu dünya senin etrafında dönmüyor bunu neden anlamak istemiyorsun Çabuk bu arabayı dediğim tesisin önüne çek!"
Babam sinirli bir şekilde anneme dönüp "Belçim bu evin reisi benim ve ben ne dersem o olur bunu o küçük beynine sok! Tabi o beyin
sende mevcutsa!" diye bağırdı ve annem o sırada ağlamaya başladı.Ufacık tartışmanın kavgaya dönüşeceğini düşünüyorduk Kerem ile, maalesef ki düşündüğümüz gibi oldu. Annem babamın kontrolünde olan direksiyonu eline geçirmeye çalıştı araba bir sağa bir sağa gidiyordu. Biz Kerem ile "Durun yapmayın" diye bağırıyorduk fakat bizi umursayan kimse yoktu.
Araba bu şekilde 5 dakika kadar yol aldı fakat kritik durum ise önümüzde bir uçurum olmasıydı fakat biz o uçurumu göremediğimiz için fark edemedik. Dakikalar içinde o uçurumdan aşağı yuvarlandı arabamız.
Etrafımızda düşmeden önce birkaç araba vardı. Onlar bizim düştüğümüzü fark etmişler ve hemen ambulans ve polisi aramışlar.
Kaza anında sadece benim emniyet kemerim takılıydı sadece kafama bir darbe almıştım o da beni bayıltmıştı uyandığım zaman etrafıma baktım araba hurda olmuştu annem babam ve Kerem arabadan savrulmuşlardı.
Kemer sadece bende takılı olduğu için ben arabanın içinde sıkışıp kalmıştım "Anne baba bana yardım edin Kerem bana yardım et anne baba lütfen diye bağırıyordum bana sadece Kerem ses vermişti "Dayan kardeşim seni
oradan çıkaracağım." diyordu fakat onunda durumu çok ağırdı, yerden kalkamıyordu. Olay olduktan 10 dakika sonra kurtarma ekibi ve ambulans geldi kurtarma ekipleri beni arabadan çıkarmaya çalışırken sağlık ekipleri ise Kerem ve annemle babama müdahale ediyordu bana fark ettirmemeye çalışsalar bile ben anlamıştım. Annem ve babam ölmüştü bizim aileden sadece Kerem ve ben hayattaydık Kerem'inde durumu oldukça ağırdı.Bizi en yakın hastaneye götürdüler. Hastanede polisler benden bir yakınımızın telefon numarasını istediler bende Berk'in annesinin telefonunu verdim polis memuru Berk'in annesini yani teyzemi aramış olmalı ki 30 dakika içinde Berk ve teyzem gelmişti teyzem ağlıyordu Berk'inde hiçbir şeyden haberi yoktu sanırım, etrafa anlamsız gözlerle bakıyordu. Teyzem gelip bana sarıldı "Talihsiz bahtsız kuzum benim." diyordu ağlayarak. Yoğun bakımdan bir doktor çıktı ve teyzem onun yanına koşa koşa gitti, doktora "Doktor bey hasta nasıl durumu iyi mi, kritik mi yaşayacak, mı?" Diye sorular soruyordu.
Doktor çok sakin bir şekilde "Hastanın durumu oldukça kritik hayati tehlikesi sürüyor çok fazla kan kaybetmiş O rh - (Sıfır negatif) kana
ihtıyacımız var bu kan grubu çok zor bulunuyor ve de çok az zamanımız var acilen O rh - kan gruplu kan bulmanız gerekmekte."
dedi.Tuğba teyzem bana bakarak Derin senin kan grubun ne dedi. Ben "A rh+ teyze." dedim. Teyzem dediğim şeye karşı biraz üzülmüştü, tüm arkadaşlarını arayıp kan grubunu öğreniyordu fakat hiçbir arkadaşının kan grubu 0 rh- değildi yaklaşık 15 dakika sonra teyzem Nancy geldi. Tuğba teyzem, Merve teyzemin yanina gidip her şeyi hemen anlattı...
------- °°°°°°°°°°° -------
Selam nabersininiz? Hikaye nasıldı? Beğendiniz mi? Nolur yorum ve vote. Pls :D
Neyse ben mala bağladım.
Bu arada MY WORLD adlı hikayeme bakarsanız sevirim.İthaf verebilirim :))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GEÇMİŞİN SAHNESİ [Luke Hemmings (5SOS) Fan Fiction]
FanficBir aile mahvolmuştu. Bir yuva yıkılmıştı. İki çocuk annesiz babasız kalmıştı. Birinin hayatı hayati tehlikede olan iki çocuk. Annemiz babamız yok. Hayat bitti. Peki neden? Neden bunlar benim başıma geldi? Başkasının başına neden gelmedi?