Az da olsa işe yaramıştı fakat yine de olan olmuştu. Hayır sen neden bana bakıyorsun ki? Şoförsün sen yoluna bak. Önümüzde ki arabaya çarpmamak için direksiyonu sağa doğru kırmış ve bariyerlere çarpmıştık. Daha kötüsü olmadığı için seviniyordum. Sonuçta takla atıp ölme ihtimalimizde vardı.
"Herkes iyi mi? Bir şeyiniz yok değil mi?" telaşla Mert bize doğru dönüp konuşmuştu.
"Biz iyiyiz sizde bir şey var mı?" bende endişe ile onlara sormuştum.
"İyiyiz tamam araçtan çıkalım ilk" bu sefer Yavuz konuşmuştu. Dolunay olayın şoku ile konuşmamış ya da konuşamamıştı. Mert ve ben sağ tarafta olduğumuz için inememiş sol taraftan çıkmıştık. Yavuz arabaya bakıyor ve deli gibi bir ileri bir geri yürüyordu. Ben hemen Yeşim teyzeyi arayıp sakin bir şekilde olayı anlattım ve bir şekilde buraya gelmesini sağladım. Mert bize doğru gelip sakinleştirmek için Dolunay ile bana sarıldı. O sırada arkamızda bir araba durduğunu fark ettim ve arkama dönüp birkaç adım attım. Arabadan genç birisi indi bizim yaşlarımız da gibi duruyordu.
Yavuz hemen yanıma gelip sanki çocuktan korurmuşçasına elini sahiplenir gibi belime koydu. Bir iki saniye birbirimize baktıktan sonra çocuk konuştuğu için ona döndük.
"İyi misiniz arkadaşlar?" gayet sıcak bir ses tonuyla konuşmuştu. Tabi benden önce Yavuz atlayıp konuştu.
"İyiyiz bide bir şey yok araba sürttü biraz kötü işte" hafif ciddilik vardı ses tonunda çocuğun aksine.
"Ambulans çağırdınız mı? İsterseniz kızlar arabamda dinlene bilirler"
"Çağırmadık gerek yok kimsede bir şey yok. Kızlar isterse olabilir" Yavuz cümlesini bitirmeden kafamın zonklayıp döndüğünü hissettim. Sanki dünya ayaklarımın altında kaydı gibi oldu ve dengemi kaybedip Yavuz'a daha sıkı tutundum.
"Bence çağırmanıza gerek var arkadaşınız başını vurmuş gibi duruyor önemli bir şey olabilir" elini telefonuna götürüp 112'yi tuşladığını gördüm. Dolunay ile Mert de yanımıza gelip bize baktı Mert aşırı şaşkın bir halde bakıyordu. İlk başta anlamasam da baktığı yer belimde ki eldi. Bir an afalladım ve Mert'in diğer yanına geçtim.
"Başım dönüyor çocukta 'Arabamda dinlene bilirsiniz' dedi arabasına oturalım mı Dolunay ile?"
"Tamam Dolunay Asena'yı koluna al başı dönüyormuş" dediğimi birde Dolunay'a tekrar etti. Dolunay kafasını sallayıp koluna girmemi sağladı ve çocuğun arabasına doğru yürüyüp arka koltuğa yerleştik. Zengin birisine benziyordu bu yaşta Audi a5 bir arabaya sahip olmak normal değildi. Dolunay daha iyi olmuş olacak ki hayran hayran arabayı inceliyordu. Çünkü hayallerinin arabasıydı.
"Dolunay sende bir şey var mı iyisin değil mi? Şuan iyi gibi duruyorsun arabayı incelediğine göre" sırıtıp birbirimize baktık.
"İyiyim ya bir şey olmadı. Galiba çocuğumuz zengin şu arabaya baksana Asena hemde benim istediğimden. Ayy sormayı unuttum sen nasılsın? Görmedim sanma Yavuz'un eli belindeydi bunları anlatacaksın ama sonra" suratında ki sırıtış alaylı bir gülüşe döndü bu sefer.
"Evet galiba zengin de çocuk ne ara bizim oldu onu anlayamadım doğrusu. Sadece başım dönüyor ve dengemi kaybettiğim için tuttu beni abartma Dolunay"
"Neyse sonra konuşuruz bizimkiler geliyor" kapılarımız açık olduğu için direkt eğilip bize baktılar.
"Ambulans gelir birazdan Asena şuan daha iyi misin?" garip bir telaş sezmiştim Yavuz'un üstünde ama anlamadım.
"Gençler iyiyim abartılacak bir şey yok Yavuz senin telaş yapmana da gerek yok sakin ol lütfen" sadece başım dönüyordu bence fazla abartıyorlardı. Sessizliğimizi bu sefer ambulansın siren sesi bozdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sessiz Hayatlar
Teen Fiction18 yaşında ki bir genç kızın hayat hikayesi Gerçek hayattan kesitler bulunmaktadır