Uyandığımda başım çok ağırıyodu. Her yer karanlıktı. Bu ne demekti şimdi nerdeyim ben? Daha dün Berke'nin kollarında yıldızları seyrediyordum.
Rüyamıydı bu? Hayır değildi çünkü kendimi defalarca sıktım ve sadece hissetiğim canımın acımasıydı. Her yer karanlıktı ve ben daha kapının nerde olduğunu bile bilmiyodum. Yerimden kalktım ve bağırmaya başladım. Ama o karanlik odada tek işittiğim kendi sesimdi. Kendi sesim kullaklarımda çınladı. Ama umursamadm elimden geldiğince bağırıyordum. Ve en sonunda bi ses geldi bu ses kalın bir erkek sesiydi.
Çok korkuyordum çünkü neredeyim ? ne amaçla buraya getirildim bilmiyodum. Derin nefes aldım ve bağırmaya başladımm "Imdat yardım edin."
Kapı birden açıldı içeriye daha önce hiç görmediğim biri girdi. Iri yapılı şişman bir adamdı bu "bana yardm edin. Lutfen neresi burası sanırım kaçırıldım." ... " Hey sana diyorum. " adam bana hicbirsey demiyordu tek yaptığı bön bön bakmaktı. Ha duvarla konuşuyodm hada adamla ne fark eder adamın buzdolabı gibi yüzü vardı.
Bu ürkütücü bakışlarından korkmaya başladm.
Kafasıyla kapıdan dışarı birilerine eliyle işaret etti içeriye 4 tane adam girdi. "İşte şimdi hapı yuttun kızım" dedim bu neydi 5 tane adam ve ben odada tek başımayım.
"Berke neredesin." Ben neredeyim? Offf bu sorularin kafamın derinliklerinde çalkalanıyordu. Ama yapacağım hiçbirşey yok. Bu koskoca adamlara ben ne yapabilirdim.
Derken kapının ardından bir ses geldi. Bu ses Berkenin sesiydi. Bağırdım tüm kuvvetimle. "Berke burdayım"
İçeri girdi
"Demek uyandın"yüzündeki gülümsemeyle yıkıldım. Bu gerçek Berke değildi.
Girişide kendi gibi mucize oldu. Bana sadece acımsar gözlerle bakıyordu. İçimi birden sıkıntı sardı. Berke neden bana karşı böyle bakıyordu? Derdi neydi bunun?
Hayır bu olamazdı rüyadaydım değil mi? Off! Artık biri beni uyandırsın. Sanırım bu düşüncelerim ağzımdan sesli çıktıki Berke bana "hayır rüya falan değil sen şuan hayatın tamda gerçeklerini yaşıyorsun Asya" diyerek sinsi bir gülüş attı.
Neden böyle davranıyorsun? Ben neden neden burdayım? Diyerek sorularımı ardaladım.
Berke bana dişlerini sıkarak "Hic sordun mu bana annen neden öldü diye? Bu ne alakydı şimdi?
Berke'ye doğru başımı sağa sola sallayarak anlamadığımı ifade etmeye çalışıyordum. Berke bana kötümser bir bakış atarak 4 tane peşpeşe duran bu adamlara eliyle işaret etti."bağlayın bu pisliği"dedi.
Ben daha fazla Berke'nin bu sözlerine dayanadım ve gözlerimden akan yaşlara engel olamadım. Kendimden nefret ediyordum nasılda aşık olmuşum ben Berke'ye. Bir an birlikte geçirdiğimiz anıları hatırladım. İçim acıyordu gerçekten.
Bana nasıl yapabilirdi bu pisliği. Hiçbirşey anlamadm. Tek yaptığım ordan oraya koşturup Berke'ye bağırmak olmuştu.
Gözlerimden akan yaşları tenimde hissedebiliyordum.
"Berke bana bunu yapma... "