7 - ece

882 93 204
                                    

| ithaf: scortho

Hanta Sero:
• Umursamaz biri. Ortada ciddi meseleler -mesela Kaminari'nin Bakugou'dan dayak yemesi gibi- olmadığı sürece enerjisini harcamayacak.
• Eğlenmesini bilir. En saçma şeye saatlerce gülüp on gün boyunca dalgasını geçebilir ama bazen çok gevşek olabiliyor, herhangi bir cenazede gülebilecek yegane insan.
• Kendisi beta ve pek bir özelliği yok. Sıradan diyebileceğimiz şeyleri seviyor. Müzik dinlemek, film izlemek gibi.
Mina'nın en yakın arkadaşı.
• Kızlar onu sınıftaki en iyi giyim tarzına sahip erkek olarak tanımlıyor. Midoriya'nın Grunge, Bakugou'nun tişört-pantolon, Kaminari'nin rengarenk ve Kirishima'nın atlet-eşofman kombinleri de o kadar kötü değil belki ama Sero daha tarz sahibi. Sonrasında hiç şüphesiz sade giyinen -ama ne giyse yakışan- Todoroki geliyor.

•••

Bakugou'dan

Sahneye değişik bir kılıkla çıkıp dekor olarak hazırlamamızın tam 1 gün sürdüğü elma ağacının altına otururken, sahnenin diğer ucunda elinde çalışmayan bir mikrofon ve kağıtla durmuş bana bakıp kahkaha atmamaya çalışan Deku'ya öldürücü bir bakış yolladım. Üstümde eski İngiliz Beyefendileri -Newton'un iğrenç bir zevki var- gibi gözükmemi sağlayan sarı-krem rengi bol lastik paçalı kumaş pantolon ve bordo-krem rengi ağırlıklı fırfırlı bir gömlek vardı. Üstelik şimdilik gerekmese de oyun günü Yaoyorozu'nun önündeki sehpaya bıraktığım bıyık, peruk ve çirkin tek tüylü beyaz şapkayı da takmam gerekecekti. Kısaca her Allah'ın kulunun güleceği bir haldeydim ancak Deku gözümde Allah'ın kulu değildi. O gülemezdi.

Deku kahkahasını daha fazla tutamamış olacak ki yerlere yatarak gülmeye başladı. İçimden sabır çekip dişlerimi sıktım fakat sabrımın sınırı sahnenin bir ucundan bana "Kacchan çok komiksin amk." dediğinde sınanmış olmuştu. Ona attığım anlamsız bakışları ağırlaştırıp kaşlarımı birbirine değecek kadar çattım. Gülesim vardı ama güldüğüm an hayatımın en büyük utancını yaşayacakmışım gibi geliyordu. Deku'ya yaptığım tabiri caizse "ben seni çok özledim, sen yoksun." konuşmasından bile daha çok...

"Dikkatinizi bi' bana verin."

Yaoyorozu boş olan konferans salonunda, en öndeki koltuklara oturmuş dizine koyduğu deftere bir şeyler yazıyordu. Bileğindeki saate baktı, "Ben size zaman hakkında bilgi vereceğim. Başla dediğimde başlayın." Bir süre boyunca saatine bakıp -sanırsam doğru hesaplamak için tam bir saat bekliyordu- kafasını kaldırdı ve "Başla." dedi.

Adını anmaktan içimin çürüdüğü, çöldeki kutup ayısı tanımına tam olarak uyan tarzda bir talihsizlikten ibaret olan çöp torbası Deku en son hayatındaki son kahkaymışcasına bana güldüğü için bir türlü nefesini toplarlayamadı. Okumaya başladığı an sesi çatlamıştı. Yaoyorozu tekrar tam dakika olmasını bekledi ve -daha başlamadığımız için baştan başladık diyemeyeceğim- ikinci kez başlama komutu verdi.

Bu sefer düzgünce girişi yapabilmişti. Nitekim yeteneksizlik laubalilik bir yaratık olsa bu mutlaka Deku olurdu.

Şaka yapıyorum Kaminari olurdu. O kadar da değil.

Konuşma sırası bana geldiğinde fazla dalmış olmalıyım ki hayvan Deku henüz provalara dahil etmediğimiz plastik elmayı sahnenin bir ucundan tam kafama atmak gibi bir hata yapmıştı.

Sırf provayı mahvetmeyeyim diye elmayı dramatikçe elime alıp yerçekimini bulurken kurduğum mantık üzerine üç beş cümle söyledim. Gerçekten 10/10 bir performanstı. Oyunum bittiğinde dona kalmış gibi yaptım ve sıra tekrar Deku'ya geçti. Yerçekiminin günümüze etkisini falan anlatıp kapanışı yaptı ve ben sanki tek salise daha beklersem geberecekmişim gibi elimdeki elmayla bir anda koşarak Deku'nun üstüne zıpladım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 22, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Envious - DekuBaku YB YOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin