GİRİŞ

231 22 6
                                    


                     On dokuz yaşıma kadar kim olduğumu o kadar önemsemezdim. Çevremdeki insanlara göre yaşar onlar ne derse onaylardım. Onların olmamı istedikleri kişi olmuştum genelde. Kötü bir hayatım yoktu, harika bir aileye sahiptim. Babam ve annem savcıydı, ablam ve abim ise işletme okuyarak dedemden kalan şirketin başına geçmişlerdi. Annemin babası oldukça zengin bir adamış, zamanında annemin babamla evlenmesine karşıymış çünkü o zamanlar babamın maddi durumu çok kötüymüş. Ama tabii en sonunda ikisinin aşkına dayanamayan dedem evlenmelerine izin vermiş. İkisinin aşk hikayelerini dinlemeyi çok severdim, annem de bize anılarını anlatmaya bayılırdı. Dediğim gibi mükemmel bir aileydik. Arkadaşlarım da ailem gibi harika insanlardı. Onlarla Lisenin ilk gününden beri beraberdik, Changmin, Lucas, Haechan, Yeri, Irene ve Luhan. Luhan aynı zaman da teyzemin oğlu yani kuzenimdir. Changmin ise sevgilim olur. Lise üçe kadar duygularımızı saklamıştık gerçi o saklamış sayılırdı ben lise üçte evrim geçirdiğine şahit olduğumda hoşlanmaya başlamıştım ve lise üçün sonun da sevgili olmuştuk. Aynı arkadaş ortamında olmamız hep bir dezavantaj olsa da ona göre hiç ayrılmayacaktık, herkese lise aşklarının da sonsuz olabileceğini kanıtlayacakmışız. Evet belli bir döneme kadar ben de öyle düşünürdüm ama lise dördüncü sınıfta artık üniversitelerimizi seçmemiz gerektiğinde az çok ayrılacağımızı biliyordum. Changmin Busan'da yani yaşadığımız bu şehir de kalıp tıp okumak isterken ben Seul üniversitesin de avukatlık okumak istiyordum. Orta yolu bir türlü bulamıyorduk. Changmin benden ayrı şehir de okumak istemiyordu ama ben bunu başaracağımıza inanıyordum. Arkadaş ortamımdan biraz daha bahsetmem gerekiyorsa partiden partiye koşan sosyal tipler değildik. Onlar ders çalışmaya aşık, hep yeni bilgiler öğrenmek isteyen kişilerdi. Ben de öyleydim evet ama arada bir kabuğumuzdan çıkmak çok isterdim tabii bu onlara göre yanlıştı çünkü hepimizin ailesi seçkin kişilerdi onların adlarını lekelemememiz gerekiyordu. Ben de onlarla olmak için onlarmış gibi davranıyordum. Yani aşırı düzgün bir hayatım vardı, şikayetçi değildim mutluydum ama hep biraz eksik gibiydim. Ablam, abim ve Chanyeol'un arkadaşlıklarına hep daha çok özenmiştim. Park Chanyeol'dan bahsetmem gerekiyorsa kendisi on üç yaşlarımın prensiydi. Evet ilk gay olduğumu onun ile anlamıştım. Sürekli rüyalarıma giriyordu ama neyse ki kısa bir dönemdi. Chanyeol aynı zaman da PARK JİN'in oğluydu. Adam Kore'nin en korkulan adamıydı. Babam senelerce o adamın tutuklanması için çabalasa bile oğlunu kendi oğlu gibi severdi. Bizim karşımızdaki evde otururlardı tabii Chanyeol dadıları ile yaşardı, bir kere bile o adamı görmek nasip olmamıştı. Babama göre, Chanyeol babası gibi değildi ve olmayacaktı o yüzden onu hep bizim aramızda tutmaya çalıştı. Tabii abim ve ikisi hiç babamın tahmin etmediği bir ikili olmadıkları için de sürekli dayak yerlerdi. Plansız programsız yaşarlardı, akıllarına ne gelirse onu yaparlardı. Onlar da Seul'da okuduğu için sürekli oranın altını üstüne getirdiklerini anlatırlardı. Tabii Chanyeol aynı zaman da hala okuyordu asla okulu bitiremiyordu. Ben de onlar gibi Seul'da programsız plansız yaşamak istiyordum. Çünkü hayatımın her günü planlıydı. Bunda küçükken yaşadığım talihsizliğin de biraz payı vardı. Ama ne yaşarsan yaşa bunu hayatına idame ettirip planlı yaşamak iğrençti. Mesela mezuniyet günümün sabahı hep beraber kahvaltı yapacaktık bu ailemin planıydı sonra okul da keplerimizi atıp, okulun mezuniyet partisine katılacaktım bu da sevgili arkadaşlarımın planıydı. Ondan sonra da Changmin'in planı devreye giriyordu. İlk gecemizi yaşamamız için bir otel tutmuş ve gecemizi orada geçirecekmişiz. Changmin bir diğer kötü huyu da buydu işte bana sormadan ya da benim fikrimi almadan hareket ederdi. Cinsellikten cidden korkardım nedeni vardı elbet ama yine de bel bağlamazdım o nedene, sadece o gecenin planlı olmasındansa gerçekten arzu ile dolduğumuzda olsun isterdim yani hadi ama kim evden ben şimdi seks yapmaya gidiyorum diye çıkmak isterdi ki. Ve ben bütün bu planlara sadece kafa sallıyordum. Ama mezuniyetime bir hafta kala üniversitelerden gelen cevap ile planlı hayatımın plansız hayata geçişine istemsizce şahit oldum. Park Chanyeol'un aklı ile kendime yeni bir kapı açmak istedim ama o kapı suratıma öyle bir kapanmıştı ki bunu da verdiği acıyı çok geç anlamıştım.  

--------------------------------------

EVET kısa bir giriş geldiiiiiii haydi bismillah diyelim :)))))))))))

İNTİHAŞK // CHANBAEK (MPREG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin