SİKTİR!

81 10 10
                                    


             Herkes gibi benim de bu hayatta pişmanlıklarım olsun istemiyordum. Geriye dönüp baktığımda attığım adımlardan pişman olmak istemiyordum. Aklıma gelen ilk seçeneği uygulamaktansa oturup düşünmeyi tercih edenlerdenim. Şimdi de yatağımda uzanmış beyaz duvara karşı kafamda kurgular kuruyordum. Changmin ile gerçekten aramdakileri bitirmek istiyor muydum bunun tartışmasını yapıyordum. Onu gerçekten seviyorum ama kalmak canımı daha çok yakacaktı. Bazen en iyisi yol yakınken buna son vermektir,  eğer onu affedersem ilerde çok daha pişman olacağıma emindim artık. Çünkü bu kavgamız ilk değil son da olmayacaktı ve sırf bu kadar yıpratan bir ilişki için hayallerimi bir kenara bırakmak istemiyordum. 

''Girebilir miyim?'' annem açık olan kapımdan kafasını uzatıp sormuştu. 

''Tabii ki'' diye mırıldandım. 

       İçeri girip yatakta yanıma uzanmıştı. Gideceğim için çok üzülüyordu, onu üzmek hiç istemiyordum ama başka seçeneğim yoktu elimde.

''En azından yazı beraber geçirseydik'' dedi birden konuya girerek.

'' Üzgünüm anne, ama oraya erkenden alışmak istiyorum'' dedim ona dönerek. Alışmaktan ziyade arkadaşım diye bildiğim o insanları görmek istemiyordum. Gidip kendime yeni dostlar edinip onlar için depresyona bile girmek istemiyordum.

''Baek, beni yanlış anlama senin için çok fazla mutluyum ama senden ayrı kalmak istemiyorum'' dedi annem gözleri dolu dolu bana bakarak.

''Anne, abim ve ablamdan zamanında ayrı kaldın. Sadece korkuyorsun çünkü çok normal bir çocuk değilim ama lütfen artık bana güven ben orada iyileşeceğim'' dedim elini tutarak.

''Elimde değil korkuyorum'' dedi elimi daha çok sıkarak.

'' Korkma hem yalnız değilim, Chanyeol da benimle'' dedim tebessüm ederek.

''Bu daha çok korkmama neden oluyor ya'' dedi yalandan bir kahkaha atarak.

''O kadar da kötü değil merak etme'' dedim 

             Annemin içini rahatlamak çokta kolay olmuyor gerçekten. Ona ne kadar iyi olacağımı söylesem de buna inanmak istemiyor gibiydi. Sabah yanıma gelmesinden eşyalarımı arabaya yerleştirene kadar da ikna edememiştim onu  ve ablam hiç yardımcı olmuyordu. 

''Tamam şimdi beni iyice dinle, sana biri bilmediğin bir madde verirse almak yok tamam tehlikeli şeyler onlar'' Ablam söylediği şeye 'çok geç' diye tepki vermek istesem de susup sadece kafa salladım.

''Aman tanrım Baek sakin uyuşturucudan uzak duruyorsun'' işte annemi yine telaşlandırmıştı.

''Ve kesinlikle korun biliyorsun üniversiteliler pek temiz ve dikkatli değildir olası erken ebeveyn olma riskine karşı ve '' cümlesine bitirmeden artık araya girmem gerektiğini anlamıştım.

''Tanrım abla yeter lütfen annem birazdan beni eve hapis edecek'' diye çıkıştım. 

''Ama ablan haklı lütfen çok dikkat et tamam mı'' dedi annem de gözünden yaşı silip

''Tanrım drama kraliçesi artık ağlama çocuğu üzüyorsun'' babamın olaya el atmasıyla derin bir nefes aldım. 

          Hepsiyle uzun bir sarılma, vedalaşma anı yaşadıktan sonra Suho ile arabaya binmek için ilerlemiştik ki Changminin kaldırımda beni beklediğini görmüştüm.

''Arabada bekliyorum'' Suho bizi yalnız bırakmak isteyerek arabaya erkenden binmişti. Aslında ben de direk arabaya binip gitmek istiyordum çünkü ona veda etmek çok zordu.

İNTİHAŞK // CHANBAEK (MPREG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin