SONUNDA ONLARI BİR ARAYA GETİRDİM

195 28 21
                                    

"Yeonjun ile bir kere bile konuşmayı denemedin ki kanka. Çocukla göz göz gelsen hemen evine gidiyorsun. Hadi sadece bakışlarını kaçırsan, neyse. Ona razıyım" Soobin ile birlikte kantinde oturuyorduk ve yine Yeonjun mevzusu açılmıştı

"Ama ama ama ben ne yapayım ki?" Aegyo yapmasıyla çok az yumuşamıştım. Fakat bunu belli etmedim. "Onu görünce heyecan yapıyorum"

"Bak, senin aşkının ortaya çıkardığı sorunlar benim başımda patlıyor. Bundan sonra, dediğim şeyden dışarı çıkarsan, artık bırakacağım." Tehdit eder gibi konuştuğumda kabl ettiğini belli ederek başını sallamıştı. "Sana ilk olarak gidip onunla küçük de olsa bir sohbetin içine gir diyorum. Belki biraz zor olacak, ama yap artık şunu"

"Tamam" Derin bir nefes aldı "Yapacağım ama ne diyerek sohbet başlatabilirim?" Bak işte orası tartışılacak bir konuydu. Ne diyerek başlayabilirdi?

"Normal şeylerden bahset. Seni pek tanımıyor. Tanışabilir miyiz falan de? Önce arkadaş olun. Sonra evlenin üç çocuk yapın, bir kedi bir köpek yaşayın gidin işte" Bana şaşkınca bakmaya başladı "Arkadaş olmadan hemen de evlenirsiniz sorun yok"

"Beomgyu, kanka sen iyi misin?" Sanırım dışarıdan bakınca kötü duruyordum. Şu an bir sorun olduğu yoktu. Sadece kafam karışmıştı biraz

"Eve, iyiyim." Dilimle dudaklarımı nemlendirdim. "Şey hakkında konuşun mesela, hobisini fobisin sor. Bir de burcunu sor. Ben ilk tanıştığım herkese bunları sorarım"

"Tamam, sorarım. Ama ne zaman?" Evet, ne zaman? Yarın olmaz çünkü canım istemiyor. Dün olmaz, çünkü çok saçma. 

"Bugün" Su içiyordu ve bugün dememle az daha püskürtüyordu. Sonra öksürmeye başladı. Biraz sırtına vurdum. Bir süre sonra içinde bulunduğu boğulma eyleminden kurtuldu

"Bugün?" Evet anlamında kafamı salladım "Beom sen delirmişsin. Bilmem kaç yıldır söyleyemediğim şeyi bugün nasıl söylememi beklersin?" Haklıydı. Nasıl beklerdim?

"Yardımcı olacağım. Seni izleyeceğim. Ters bir şey olursa hemen yanına geleceğim. Yeonjun arsız ve pis tarafını kullanıp sana en ufak ters bir hareket yaparsa dalarım" Dalmak kısmı biraz zordu ama bir şekilde en yakın arkadaşım için yapardım

Yanıma oturdu ve başını göğsüme yasladı. Ben de saçlarını okşadım.

"Senin gibi bir arkadaşa sahip olduğum için çok şanslıyım. Senin tüm işlerine engel oluyorum. Aşkım yüzünden. Sen, buna hiç bir şey demiyorsun. Aksine, kabul ediyorsun. Bunu neden yaptığını sormayacağım. Çünkü bunun gibi bir soru sorduğum zaman hep 'Çünkü sen benim en yakın arkadaşımsın, seni seviyorum' gibi şeyler diyorsun. Asıl konu bu da değil. Ben sana her şeyi anlatıyorum. Yardımını istemediğim halde yardım ediyorsun. Benim yüzümden dayak yediğin bile oldu. Fakat sen, bana neredeyse hiç bir şey anlatmıyorsun" Haklıydı, ben ona neredeyse hiç bir şey anlatmamıştım

"Yo, anlatıyorum ben sana" Yalandı, ve bu yalana her zaman inanmıştı fakat şu an inanacak gibi durmuyordu. Zaten biliyordu hiç bir şey anlatmadığımı. 

"Bana anlat Beom" Kafasını göğsümden kaldırdı ve yavaşça benim kafamı kendi göğsüne yasladı. Bu bana çok güven veriyordu "Bana sorunlarını anlat. Bir müddet benim sorunlarımı unut. Kendi sorunlarını içinde yaşama. Bana anlat."

"Nasıl anlatabilirim ki?" Ben daha önce hiç kimse bir şey paylaşmamıştım. Nasıl anlatılır, nasıl yardım istenir? Ben bunları bilmezdim

"Mesela bana bu aralar en çok canını sıkan şeyi anlat" Anlatmayı denemeliydim. Arkadaşım istiyordu, ayrıca belki biraz rahatlayabilirdim... 

Nap Of A Star || TaegyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin