SEVGİLİLER Mİ?

187 25 42
                                    

(Soobin'den)

Biraz daha konuşup birbirimizi tanıdık. Benim hep ezbere bildiğim şeyleri söyledi ama ben onu yine de bilmiyormuş gibi dinledim. Bence de artık neden saçlarının ve dudaklarının böyle olduğunu anlatabilir. Aklıma gelen şey olsun istemiyorum

"Anladım, zevklerimiz benziyor." Cesaretimi tam anlamıyla yerine getirmeye çalıştım "Yeonjun, saçların ve d- yani saçların neden öyle dağınıktı?"

"Saçların ve dudakların diyecektin, neden dudakların demedin?" Ne demeliyim ki şu an? Haklıydı öyle diyecektim ama bu dudaklarına baktığım anlamını çıkartır. Sapık olduğumu düşünür. Seslice yutkundum, terlemeye başladım. "Dudaklarıma, baktın..." İşte sıçış vakti geldi. "Soobin, benden hoşlanıyorsun, değil mi?"

"N-ne ha-hayır. N-e hoş-lanması c-canım? Ben s-s-sadece-..." Üzerime doğru eğildi. Aramızda 5-6 santim varken durdu

"Gerçekten saçlarımın ve dudaklarımın neden böyle olduğunu öğrenmek istiyor musun?" Her hangi bir tepki vermedim, veremedim. "Tamam, anlatayım o zaman. Sevgilim olacak sürtüğün yanında senden bahsettim. Sonra konu ailelerimize falan gidince sinirlenmiş hanımefendi. Dudaklarıma yapıştı" Azıcık sinirlenmiş ve kıskanmış olabilirim ama ondan nefret ediyorsa sorun var mıdır? Yoktur her halde

Biraz daha yaklaştı. Bir elini yanağıma koydu, diğerini belime yerleştirdi. Şu an her yerim donmuştu hiç bir şey yapamıyordum. Sadece ne yapacak diye bekliyordum. 

Dudaklarını dudaklarımla birleştirince kalbim yerinden fırlamak istemişti...

(Beomgyu'dan)

Ne yaptıklarını göremiyordum fakat konuştukları şeyleri az çok duyabiliyordum. Bir müddet sonra sesler kesildi ne olduğunu anlamıyordum. Arkasına saklandığım çalılar ve ağaçlar beni insanların görmesini engelliyordu. O anda bir el omuzuma dokundu

"AAA-" Korkudan çığlık atmıştım ki ağzımı eliyle kapattı. Bu kişi, Taehyun. Yani sinirimi bu denle başka kim bozabilir? Ruh gibi çocuk. Onu duymanızı veya görmenizi istemiyorsa onu duyamaz veya göremezsiniz. "Ne yapıyorsun aptal!?" Tekrar önüme dönmüştüm fakat sonra tekrar ona döndüm "Hem, sen beni nasıl buldun?"

"Ben herkesi bulabilir ve duyabilirim." Etrafa baktı ve tekrar bana döndü "Müdür bile seni teneffüsün başından beri bulamamışken ben buldum"

"İyi tamam." Bir anda gözlerim kocaman açıldı ve tekrar ona döndüm "MÜDÜR BENİ Mİ ARIYOR!?" SIÇTIM

"Evet, hani rehber öğretmeni seni yanına çağırdı. Sende gitmeyi unuttun. Bir çok öğretmen ve öğrenci kayboldun veya okuldan kaçtın düşüncesiyle seni arıyor" Bu şimdi mi söylenir aptal? Kaç dakikadır buradasın öküz?

"Taehyun, bana çok kızarlar bak lütfen şu durumdan kurtulmama yardım et" Resmen yalvarmaya başlamıştım. Müdür beni net keserdi. Bu 12. oluyordu çünkü

"Bilemiyorum Beomgyu. Bilirsin, yardım pek benlik değildir" Omzuna vurdum. Biraz sert olmuştu galiba. Ama umurumda değildi. Bir oduna istediğin kadar sert vurun sorun olmaz. "Dur ağlıyor musun sen?" Sadece 3 tane yaş düşmüştü, bu ağlamak mı?

"Hayır! Sadece-" İç çektim "Odunsun işte" Kalktım o da benimle beraber kalktı.

"Bak, üzgünüm. Yardım edeceğim, ne yapabilirim? Kaşımda şu şekilde ağlama yeter" Bu bana ezik mi demeye çalışıyor. Baya öyle oluyor

"Senin yardımına ihtiyacım var gibi mi?" Kafasını salladı "Tanrım!" Duran fakat gözlerimi ıslatan göz yaşlarıyla konuştum. Aynı zamanda biraz alaycı biraz üzücü bir gülümsemeyle "Senin gibi odunlar insanlara bir evlat, arkadaş, kardeş veya sevgili olsa neye yarar? Sadece kendini düşünen duygusuz piçin tekisin sen" Hızla oradan uzaklaştım.

Nap Of A Star || TaegyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin