Buraya getireli 2 gün olmuştu. İsimlerini hatırlamadığım diğer 5 kişiyle kağuşa benzer bir yere sokmuşlardı bizi. Sadece günde 2 kere kapını altından bize yemek atıp gidiyorlardı. Kimsenin gelip gittiği yoktu ve ben böyle elim kolum bağlı olmaktan nefret ediyorum. Diğer 5 kişiyle hiç konuşma gereksinimi duymadım. Zaten onlarda birbirleriyle konuşmuyordu. Herkes ölüm sessizliğine bürünmüş düşünyordu. Erkekler birkaç kere kapıyı kırmaya çalışsalarda başarılı olamadı kimse. Neden biz 6 kişiyi aynı yere koymuşlardı. Kafalarına göre seçmediler herhalde. Susarak bir yere varamadığımı anladığımda ayağa kalktım odanın tam ortasında dikildim.
"Şimdi herkes beni iyi dinlesin. Burdan kurtulmak istiyorsak eğer ortak birşey yapmalıyız."
Hepsinin dikkatini üstüme çekmeyi başarmıştım.
"Hepimizin bir hikayesi olmalı. Diğer grupla bizi rastgele seçmediklerine eminim. Ortak özelliğimizi bulmalıyız. Herkes hikayesini anlatmalı."
"Seni bizden ayrı tutan birşey var o adam senin özel olduğu söyledi. Seni özel kılan ne Asi?"
Sarışın kız iyi yerden tutmuştu konuyu.
"Adın ne ?"
"Umay."
"Evet Umay hepinizden beni farklı kılan bir özellik var ama bunu sizle paylaşamam."
"Eğer sen anlatmıcaksan biz neden anlatalım." bu konuşan kızın adı neydi diye hafızamı zorladım ama yok neydi bu kızın adı ya ?
Kız ne düşündüğünü anlamışcasına
"Adım Vuslat küçük Asi."
Kız resmen bana meydan okuyordu. Ama çok sürmez pişman olur.
"Öncelikle yaptığın en büyük aptallık bana meydan okumak olsun Vuslatcık!"
Kız hışımla yataktan kalkıp yanına geldi. Derdi neydi bilmiyorum ama umarım kavga istemiyodur. Çünkü canını çok yakarım.
Ellerimi göğsümde kavuşturup ona döndüm, işaret parmağını yüzüme doğru sallayarak;
"Bak kendini ne sanıyosun bilmiyorum ama benimle kavga etmeye çalışma Asi. Ben sen gibi ağır ayaklarında takılmıyorum. Fena elimde kalırsın."
Tek kaşımı havaya kaldırdım kızı dinliyordum. Ama resmen bana elimde kalırsın demişti demi. Yüzüme salladığı parmağını tutup geriye yatırdım. Kız acıyla inlerken odadakiler hayretle baka kalmışlardı. Boşta kalan kolumu kızın boğazına bastırıp duvara dayadım.
"Sakın bana buluşma Vuslat"
Kız dolu dolu gözlerle bana bakıyordu. Haketmişti bunu ona acımadım. Kızı bırakıp arkama döndüğümde sert bir vucütla çarpıştım tökezlesemde hemen dengemi sağlamıştım. Kafamı kaldırıp çocuğa baktığımda kolumu tutup beni odanın ortasına sürükledi. Kolumu kurtarmaya çalışıyorum ama bay kas yani imkanı yok kolumu ondan kurtarmanın.
"Canını yakmadan önce neden özel olduğunu anlat."
Demir evet kesinlikle Demir'di adı. Gözlerim çocuğun gözlerini bulduğunda siyah gözlerinde ölüm cazibesi vardı. Sert bakışmaları bıraz ürkütmüştü açıkçası ama belli etmenin alemi yok. Dudağımın kenarı alayla kıvrılırken;
"Cidden canımı acıtabilceğini mi zannediyorsun ?"
Demir'in sinirle gerildiğini gözlerinden anlayabilmiştim. Gözlerimi ondan çekip koluma baktım. Demir resmen bütün gücünü üzerimde uyguluyordu. Sıktığı yer beyaz olmuştu resmen. Ama hissetmiyordum. Benim olayım buydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KURALSIZLAR
Teen FictionYaşamak uğruna herşeyi yapabilcek 6 genç için hiç bir kural geçerli değildir. Onların tek derdi yaşamlarını sürdürebilmek. Ölümle burun buruna yaşadıkları halde duygularına yenik düşüp yaşadıkları paha biçilemez aşkları. Onlar kural tanımayan herkes...