2' Kek için teşekkürler.

103 15 8
                                    

Namjoon erken saatlerde uyanmış üzerine günlük kıyafetlerini giymişti. Siyah yeleği, gri kumaş pantolonu ve içindeki beyaz gömleği üzerinde güzel duruyordu. Bir süre çalışma odasını düzenlemekle uğraştı. Sonra büyük çalışma masasını pencerenin önüne çekti. Uzun zamandır başlamayı düşündüğü geometri kitabına başlamak için resmen büyük bir açlık duyuyordu.

Kâğıtları önüne çekti, kalemini ve mürekkebini hazırladı. Önüne çektiği ilk sayfaya kabataslak birkaç bilgi yazmaya başladı. Mutluluğunu saklayamıyor, yazdığı her şey ona çok güzel geliyordu. Arada bir dışarıya bakıyor ve derin bir nefes alıyordu. Sonunda istediği kadar yazabilirdi bu güzel sessizliğin içinde.

Betha daha yeni açıyordu gözlerini. Üzerine sabahlığını giyerken gözlerini ovuşturdu. Gece biraz geç yatmıştı. Aşağı kata, salona inerken kapısı çaldı. Oraya adımlayıp yavaşça kapıyı araladı. "Günaydın Bayan Beth." dedi Dante neşeyle. "Günaydın Dante." dedi onun neşesi Betha'ya bulaşırken. "Dün komşunuzu görmeye gittim." derken içeri girmişti. "Ne komşusu?" demişti Beth kaşlarını çatarak.

"Görmediniz mi?" dedi gözlerini kocaman açarken. Beraber mutfağa doğru ilerlediklerinde "Dün bir adam taşındı hemen yanınızdaki boş eve." dedi Dante. Beth hızla salondaki büyük pencereye ilerleyip eve baktı merakla. "Nasıl biri?" dedi mutfaktaki Dante'ye sesini duyurmak için biraz yüksek sesle konuşurken. "Tam anlamadım, belki düzen manyağı falan çıkabilir." dedi Dante. Beth buna kıkırdarken elleriyle dudaklarını saklamıştı.

"Adı ne?" diye sordu daha sonra. Elindeki süt bardağı ile salona gelen Dante "Kim Namjoon." dedi. Betha ona döndü yavaşça. "Yalnız mı?" dedi bir üzüntüyle. "Sizin gibi genç görünüyor o da, evli olduğunu düşünmüyorum." dedi Dante koltuğa yerleşirken. Beth yavaşça kafasını salladı ve saçlarını düzeltti. "Babana buraya geldiğini haber verdin mi?" dedi. "Evet, Bayan Beth." dedi gülümseyerek. "Sonra her yerde seni arıyor." derken saçlarını karıştırmıştı genç çocuğun.

"Dün kurabiye yaptım. İster misin?" diye sordu. "Teşekkür ederim, lütfen." demişti çocuk gülümseyerek. Beth kendisine de bir bardak süt doldurmuş ve yaptığı kurabiyeleri bir tabağa koymuştu. Sonra onun yanına oturmuştu. İkisi de öylece açık olan perdelerin ardından karşılarındaki evi izliyorlardı şimdi. Bunu niye yaptıklarını bile bilmiyorlardı.

Bir süre sonra "Bir şeye ihtiyacınız var mı?" dedi Dante ona dönerek. Betha onun yanaklarına bulaşan sütü temizlerken "Bir ara liste hazırlar, veririm sana." dedi. "Derslerin nasıl?" demişti sonradan. "Ah, aslında onun için geldim." diyerek yerinden kalktı Dante. "Şu soruyu bir türlü çözemiyorum Bayan Beth." dedi kitabı ona uzatırken.

Beth bir süre soruyu inceledi ve kenarda minik hesaplar yaptı. "Göremedin yüksek ihtimalle. Buradan dik indirdiğinde Pisagor teoremi çıkıyor." dedi ona göstererek. Dante kocaman açtığı gözleriyle anladığını gösteren birkaç ses çıkardı. Sonra da teşekkür etti ve çantasına koydu ders kitabını.

Betha saati gördüğünde telaşla ayağa kalktı. "Geç kalacaksın, hemen yola çık." dedi Dante'yi kapıya doğru iterek. Dante'nin hiç gidesi yoktu oysa. "Bak, baban çok kızar sonra." demişti çantasını onun sırtına takarken. Beth, az önce kendisinin dağıttığı saçları minik hareketlerle düzeltirken tatlıca gülümsedi. Sonrasında hızla kapıyı açtı. Dante el sallarken bahçeye bıraktığı bisikletine binmiş ve sürmeye başlamıştı. Bir süre onu izlemişti Beth ve sonra dışarıda gezdirmişti gözlerini. Onun gözden kaybolmasıyla kapıyı kapattı.

Üzerine hafif bir elbise giymiş, saçlarını toplamıştı. Mutfağa adımladıktan sonra kek yapmak için malzemeleri çıkardı tek tek. Minik bir şarkı mırıldanırken keyfi yerindeydi. Çikolatalı keki fırına verdi ve süreyi ayarlayıp salona geçti. Kollarını yukarı kaldırıp gerinirken güneşin teninde gezinmesi hoşuna gitti. Minikçe gülümsüyordu şimdi.

Kafes [knj]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin