3' Çayınız var mı, Bayan Betha?

86 14 9
                                    

Uyandığında üzerindeki takımıyla uyuduğu için rahatsız hissetmişti Namjoon. Gözlerini kırpıştırarak açmış ve yüzünü buruşturmuştu. Yerinden kalktı ve yukarı çıkıp sıcak bir duş aldı. Üzerine koyu yeşil süveterini ve siyah kumaş pantolonunu giydi. Salona indiğinde kendini çok daha iyi hissediyordu. Mutfağa geçip kendisine çay hazırladı ve gözleri Bayan Beth'in yaptığı keklerde gezindi bir süre.

Sonra birkaç dilim yedi çayıyla birlikte. Gerçekten tadı çok güzeldi bu keklerin. Yavaşça üzerindeki mendili eline aldı. Dokusu yumuşacık olan mendilin köşesinde işleme vardı. Dikkatle oraya baktığında B ve G baş harflerini gördü. Parmaklarını değdirdi bu işlemeye. Sonra aklına gelen fikirle ayağa kalktı ve tabağın içindeki diğer kekleri başka bir yere koydu. Sonrasında mendili ve tabağı alıp dışarıya çıktı. Birkaç adımdan sonra durdu ve boş götürmesinin ne kadar doğru olduğunu tarttı. Sonra boş verdi aklına gelenleri. Onunla konuşmak istiyordu deli gibi.

Betha çoktan hazırlanmış minik bir kahvaltı hazırlamıştı kendine. Dante'yi sabah kasabaya göndermişti. Biraz alışveriş yapmasını istemişti ondan. Onun gelmesini bekliyordu aslında. O sırada zil çaldı. Dante gibi alışveriş yapması saatler süren bir çocuğun gelmiş olabileceği fikri onu şaşırtmıştı. Hızla masadan kalktı ve minikçe ağzını sildi. Salondan geçip kapıya ulaştı ve araladı yavaşça. "Günaydın." dedi hemen solunda oturan komşusu.

Betha'nın beklediği son kişiydi belki kendisi. "Günaydın, Bay Kim." dedi kapıyı daha fazla açarak. "Bunu getirmek istedim." dedi elindeki tabağı ve mendili uzatırken. "Teşekkürler." dedi Beth tabağa uzanarak. "Bu arada işlemesi çok güzel." demişti Joon mendili göstererek. "Annem sevmezdi bu tarzı." derken kıkırdadı Beth. Sonra "Teşekkür ederim." dedi ve gözlerini onunkilere çıkardı. İlk defa bu kadar yakından bakıyorlardı birbirlerine.

Namjoon zorlukla yutkunurken içinde doğan bu ateşin ne zamandan beri var olduğunu sorgulamaya başladı. "Dante iyi bir çocuk." dedi Joon. Gitmek istemiyordu hemen. "Evet, tatlı bir çocuk kendisi." dedi Betha yavaşça. O sırada dışarıdan biri "Günaydın, Bayan Gray!" dedi. İkisi de oraya dönerken Betha "Günaydın, Bay Lee." dedi minikçe gülümseyerek.

Yanlarına gelen bu adamı dikkatle süzdü Joon. İkisi de Beth'in kapısının önündeydi şimdi. "Buradan geçiyorken tabağı vermek istedim size." dedi Ryder. "Teşekkürler." dedi Beth ve Namjoon'un kendisine verdiği tabağın üzerine koydu bu tabağı. Şimdi ise Ryder, Namjoon'u süzmeye başlamıştı. "Gerçekten çok güzel olmuş, elinize sağlık." dedi gülümseyerek. Sonra Namjoon'a döndü. "Lee Ryder." dedi elini uzatarak. "Kim Namjoon." derken elini sıktı Joon.

"Dante'nin babası." diye tanıttı Betha. "Anlıyorum." dedi Namjoon. "Bay Kim de yeni taşındı soldaki eve." dedi gülümseyerek. İkisini de birbirine tanıtma ihtiyacı duymuştu. "Anlıyorum." dedi Ryder aynı Joon'un kullandığı bir ses tonuyla. Betha ortamdaki gerginliğin sebebini anlamamıştı. Gitmeleri için bekliyordu öylece. "Çayınız var mı, Bayan Betha?" diye sordu Ryder. "Evet?" dedi Beth kaşlarını kaldırarak. "Dante'yi içeride bekleyebilir miyim? Onunla şehre ineceğiz geldiğinde." dedi Ryder. Beth kafasını sallarken kaçamak bir bakışla Namjoon'a baktı.

"Siz de içeri gelin, Bay Namjoon." dedi gülümseyerek. Namjoon içeriye geçmek için kendisinin önüne geçen bu adama baktı dikkatle. Sonra kafasını salladı. "Ayakkabılarınızı çıkarın beyler." dedi Betha içeri geçerek. İkisi de tuhaf bir gerginlikle içeri geçtiler. Salondaki büyük koltuğa Ryder otururken Namjoon teklilerden birine geçti. "Yeşil çay uygun mudur?" demişti mutfaktan seslenen Beth. "Elbette." demişti Joon, Ryder'dan hızlı davranarak.

Betha birkaç dakika sonra yanlarına gelmiş diğer tekli koltuğa oturmuştu. "Ne iş yapıyorsunuz Bay Kim?" demişti Ryder. "Kitap yazıyorum." demişti gülümseyerek Joon. Betha'nın heyecanlı gözlerini üzerinde hissettiğinde arkasındaki büyük kitaplıktan dolayı olduğunu anlamamak olanaksızdı. "Siz ne iş yapıyorsunuz?" dedi Joon. "Bir şirkette bankacıyım." dedi tebessümle. "Ne güzel." dedi Namjoon.

Kafes [knj]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin