"Jisungie, telefonuna söyle sesini kessin."
Minho, genç olanın dudaklarından çekilerek yanındaki cihaza dik dik bakarken konuştu.
"Kim o?"
Jisung telefonu alıp Chan'dan gelen cevapsız aramalara ve mesajlara baktı.
"Chan"
Minho, gencin elindeki telefonu alıp kapattıktan sonra yan tarafına fırlattı. Gencin dudaklarını bir kere daha öpmeden önce sırıttı.
Genç olanın yumuşakça kıkırdaması, Minho'nun öpücüğün içine gülümsemesine ve gencin belindeki tutuşunu biraz daha sıkılaşmasına neden oldu. Minho'nun elleri diğerlerini yakalamak için hareket etti ve gencin kollarını yavaşça başının yanında sabitledi. Parmaklarını birbirine kenetledi.
Öpücüklerin arasında sessizce mırıldanan Jisung, bacaklarını büyük olanın gövdesine doladı ve bedenlerini birbirine yaklaştırdı.
Minho, gencin ellerini serbest bıraktı. Daha sonra genç olanın kalçalarını güvenle tutmak için ellerini hareket ettirdi.
Yavaşça birbirlerinden uzaklaşırken Jisung, kıkırdamasına engel olamadı. Minho kısa bir süre daha Jisung'un dudaklarını ve ardından bir kez burnunu öptü.
Dışarıdan gelen bir silah sesi, ikisinin şaşkınlıkla donmasına neden oldu.
Minho aceleyle yataktan atladı ve dolap kapılarını açıp yere diz çöktü. Yerdeki küçük kasaya bir şifre girdi ve kapı, içerideki silahı almasına izin verecek şekilde açıldı.
Jisung büyük olana baktı ve sonra yataktan inip ona doğru yürüdü.
Minho, gence baktı ve göz göze gelmek için ayağa kalktı.
"Her şey yoluna girecek bebeğim, söz veriyorum."
Jisung diğerine güvenerek başını salladı. Minho dikkatlice odadan çıktı. Jisung parmaklarını Minho'nun kot pantolonundaki kemer halkalarına geçirmiş, onu takip ediyordu. Büyük olanın arkasından yürüdü ve endişeli olduğunu daha az fark edilir hale getirmeye çalıştı.
"Bebeğim, odaya geri dön. Tamam mı?"
Minho, başını sallayan gence baktı.
"Seni bırakamam. Yalnız kalmak istemiyorum."
Minho içini çekti ve daha kısa olanın ellerini belinden çekip yüzünü ona çevirdi.
"Aşkım, lütfen yatak odasına geri dön. Tamam mı? Her ne olduysa ve tehlikeliyse yaralanamazsın."
Jisung, itiraz etmek için ağzını açtı ama sonra kazanamayacağını bilerek vazgeçti. Başını salladı ve yatak odalarına geri döndü.
Minho kapıya döndü. Kimsenin onların orada olduklarına dair bir fikri olmadığını bilmesine rağmen, yine de gergin hissetmekten kendini alıkoyamıyordu. Jisung'u korumak zorundaydı, sadece tek başınayken sorun olmadığını biliyordu. Ama Jisung vardı ve şimdi en büyük önceliğiydi.
Silahı yanına yakın tuttu ve birkaç gün önce genç olana nasıl ateş edileceğini öğrettiği için kendini tebrik etti. Kulağını kapıya dayadı ve dışarıdaki sesleri dinledi.
"Ah, benimle dalga geçiyor olmalısın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
baby || minsung
Fanfiction["ride or die" devam kitabı.] Çeviridir. credit to @renshuxii stray kids [han x lee know]