'six

51 13 4
                                    

~"Jungeun! Minjoo'nun günlüğünü buldum." diyerek Jungeun'un yanına koştu Jiwoo.

Jungeun, Han Nehrini seyrediyordu. Jiwoo da yanına gidip oturdu ve elindeki defteri önlerine koydu.

Jungeun, Jiwoo'ya yüzünü çevirdiğinde Jiwoo şaşırdı. Yüzünün belli noktalarında kan vardı, elinde ise kanlı bir bıçak.

"Onu öldürdüm." dedi Jungeun.

Jiwoo bu sözüne karşılık yavaşça ayağa kalkıp kaçmaya hazırlandı...~

Jiwoo uykusundan sarsılarak uyandığında uykusundaki şaşkın ifade yüzündeydi. Hyewon, Yujin, Heejin ve Jungeun ile birlikte hep dans ettikleri dans odasındaydılar. Yorulup uyuya kalmış olmalıydı.

Jiwoo, Jungeun'un yüzüne ve ellerine baktı. Hiçbir iz yoktu. Peki Minjoo, iyi miydi?

Jiwoo'nun yüzündeki ifade Hyewon'un dikkatini çekmişti. "Jiwoo?" diyerek üstü kapalı şekilde sorunun ne olduğunu sordu.

Jiwoo cevap vermeyip ayağa kalktı. "Ne oldu, Jiwoo?" diye tekrarladı Hyewon.

Jiwoo, "Minjoo." diye mırıldandı. Kapıya ilerledi. Jungeun dahil diğerlerinin bakışları da ona dönmüştü.

Jiwoo, koridora baktığında pek kullanmadıkları asansörün kapılarının açık olduğunu gördü.

Minjoo'nun sesine benzeyen "Bana yardım et, Jiwoo." şeklinde bir ses duydu asansörden. Sanki Minjoo asansörün içindeymiş ve yardım istiyormuş gibi bir sesti.

Oysaki bu sesi duyan sadece Jiwoo'ydu.

Jungeun "Jiwoo, ne oluyor?" dediğinde Jiwoo asansöre doğru koşmaya başladı.

°×°

°×°

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
remember my name.﹕loona ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin