Deniz geri de kalan acılarını unutmasa da eskisi gibi acıtmıyordu artık.Annesi Deniz'e etrafı gezdirip,anlatıyordu.Annesi burada çicekcilikle hayatını geçindiriyordu.Mevsimi gelince çicek fidelerini dikip,zamanı gelince toplayıp,işleyip fabrikalara satıyordu.Burası şehir gibi değil,huzurlu,sessiz ve tehlikesizdi.Deniz en çok da deniz kenarında oturup ay ışığını seyretmeyi seviyordu ve burası deniz kenarıydı.
Deniz herşeyi bırakıp ailesinin yanıma yerleşmişti ama ailesine destek olmasının farkındaydı.Kasabaya yarım saat uzaklıkta bi fabrika da iş başvurusu yapmıştı ve haber bekliyordu.1 hafta sonra fabrikadan haber gelmiş ve işe çağırıyordu. Bu fabrika mobilya imalatlarının yapıldığı bi fabrikaydı ve bu arada Deniz'e çalışanların başında durup yaptıkları işleri kontrol edecek şefliğe almışlardı.
Deniz daha önce Istanbul da bu bölümden mezun olmuş ve ünlü bi çok fabrikada çalışmıştı.Bu yüzden bu görevi vermekte Deniz'e vermekten çekinmemişlerdi.
Deniz işe başlamış yavaş yavaş yeni hayatına alışıyordu artık.Deniz mutluydu artık ama Aslı'yı uzun süre ziyaret edemediği için içi çok huzursuzdu.Ilk fırsatta Istanbul'a,Aslısını ziyarete gidecekti. Aylar birbirini kovalamışdı.
Deniz birgün işten gelmiş,yemeğini yedikten sonra deniz kenarında yürümek için evden çıkmıştı.Deniz kenarında yürürken aynı şekilde deniz kenarına yürüyüse inen bi kızdı. Bi oraya bi buraya dönerken ikisi de birbirine bakıyor,konuşmasalar bile sanki gözleriyle iletişim kuruyorlardı.
Kız çok güzeldi ve simsiyah upuzun saçları vardı.Al al olmuş yanakları,bembeyaz pürüssüz yüzü ve zeytin gibi gözleri vardı.Deniz de konuşmak istiyordu,kızda. Ama Deniz'in aklına Aslı gelince sanki gögsüne bi hançer saplanmış gibi oradan uzaklaştı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yakamoz
RomanceHerkesin hayatı bir yakamoz kadar..Deniz`in kalbi bir yakamoz ışıgında yeniden varlıgını hissetmişti...