9 Numara(Kitap Oldu)

Bölüm 5:Yeni Takım Kaptanı

Bölüm 5:Yeni Takım Kaptanı

"Yalım ne diyorsun sen farkında mısın? Ne işi var Mehtap'ın?" dedi Doruk. Yüzü gerilmişti. Büyük ihtimalle duymayı beklediği bir durum değildi bu.

Gözlerindeki şaşkınlığı anlamak hiç zor olmadı benim için ama masada asıl şaşkın olan kişi ben olmalıydım. Mehtap kimdi neden gelmişti ve Doruk neden bu kadar şaşırmıştı?

Telefonunu cebinden çıkarıp birine mesaj attığını düşündüğüm Doruk "Ben bir beş dakika sonra geleceğim, Ahunisa'ya sahip çıkın." dedi. Doğru mu duymuştum? O ne kadar da vizyonsuz bir cümleydi. "Doruk, kızı kırma duydun mu beni?" diye seslendi Aytun.

Masaya oturduğumdan beri defalarca kez kullanmak istediğim fakat doğru yeri bulamadığım yapay gülümseme burada kullanılmalıydı. "İnsan arkadaşını biraz tanır Aytun." dedim. "Şimdi kızı kırıp gelecek. Genel olarak işi bu. Sonra sizde teselli etmeye gidersiniz."

"Kimi?" diye sordu Yalım.

"Doruk'u teselli edersiniz Yalım." dedim. "Mantık çerçevesinde baktığında teselliye ihtiyacı olan Doruk mu sence?"

Yalım'ın yüzünde garip bir ifade vardı. Çok basit bir imada bulunmuştum oysaki. Neden anlamamıştı?

Yalım ve Aytun tostlarını bitirmiş birbirlerine bakarken ben daha fazla dayanamayıp "Mehtap kim?" diye sordum.

Aytun tam söze girecekti ki Yalım ondan önce davranıp "Bak, bu kız bizim eski okuldan. Aynı zamanda aynı kulübün biz basketbol takımındayız, o da voleybol." dedi

"Ama kızın tek özelliği sizinle aynı okulda ve kulüpte olması değil. Durun tahmin edeyim, Doruk'un yeni manitası mı?" diyerek keyifli bir kahkaha attım. Sonuçta filmlerde hep böyle olurdu, geri dönen eski sevilinin arkasından onun da yeni sevgilisi gelirdi.

"Hayır, saçmalama. Öyle bir aşk falan yok ortada. Olay tahmin ettiğin gibi değil" dedi Aytun.

Araya girerek "Benim anladığımdan daha büyük bir aşk diyorsun." dedim.

Yalım sinirle "Bu kıza nereden çattık biz ve neden hala açıklama yapıyoruz?" diye sordu.

"Sen çok kırıcı bir insansın Yalım." dedim. Kollarımı göğsümde kavuşturduktan sonra yüzümü Aytun'a döndüm ve Yalım'a küsmüş gibi davranmaya başladım.

"Şimdi şöyle, bu kız bizim okula geçen sene yeni geldi. Eski okulundan ayrılma sebebi takıntılı bir çocuk mu varmış, ne? Kızı rahatsız ediyormuş. Bizim okula geldikten bir süre sonra bu takıntılı çocuk ve arkadaşları da bizim okula geliyorlardı çıkışta. Kızı rahatsız etmeye başladılar. Mehtap ve Doruk'ta yakın arkadaşmış gibi davrandılar. Neyse bu çocuk kızın peşini bırakmıştı ama bizim okuldan ayrıldığımızı duyunca bu sefer Mehtap'ın yanına aldırmış kaydını." dedi Yalım.

Tabi okulların yönetimi, bu işlerle ilgilenecek bir polis veya kızın velisi olmadığından böyle kahramanlıklar Doruk Bey'e kalıyordu.

"Şimdi ne yapacak o kız? Orada onu yalnız bırakmadan önce keşke her şeyi hesaba katsaydınız." dedim.

"Kusura bakma Ahunisa, kimse bize sebepsiz yere okuldan atılacağımızı önceden söylemediği için bizde önceden plan yapamadık." dedi Aytun gergin bir tonlamayla.

"Siz cidden okuldan mı atıldınız? Benim kulağıma öyle gelmedi haberler." dedim.

Yalım meraklı bir ton ile "Senin kulağına haberleri kim getiriyor?" diye sordu. Hafifçe kıkırdadıktan sonra "Kuşlar." dedim.

"Teessüf ederiz Ahu, hiç sevinmedin mi Doruk ve bizi gördüğün için, ayıp." dedi Aytun.

"Aytun, konuyu dağıtma." Dedi Yalım. İlk defa ciddi bir üslup vardı dilinde. "Son okul takımı maçımız biraz gergindi bizim. Karşı taraf hakemle anlaşmış. Ne yapsak uyarı çalıyordu bize. Doruk'ta biraz gergin bir kaptan..."