Bu bölümden sonra bir önceki bölüm 3- 4 vote olduğu zaman bölüm atmaya başlayacağım çünkü okuyalım oy verelim skjgsnfjd
"Minho dan bu kadar etkilendiğine inanamıyorum." dedi ıres dalga geçen ses tonuyla.
"Bu konu hakkında konuşmasak?"
"Tabi ki , sen kendini daha rahat hissettiğin zaman konuşuruz."
"Sanırım daha iyi olur, bu arada oda da kalan diğer iki kişi nerede?"
"Onlar geminin makine bölümünde çalışıyorlar, çoğu zaman odaya gelemiyorlar."
Jisung böylesi daha iyi diye düşündü. Bugün tanışma kotası dolmuştu, bir kişiyle daha tanışacak gücü yoktu. Gemi kalkmadan önce yatağa ilerledi. Daha önce uzay gemisine binmemiş olmasının etkisi ile yatmanın daha iyi olacağını düşünüyordu. Çok fazla sarsıntı olabilirdi ya da alışkın olmadığı değişik yer çekimi onu kötü hale getirebilirdi. Bir çok seçenek vardı ama hepsinin sonu kötü bitiyordu.
"Neden yatağa ilerliyorsun?" dedi ıres. Kızın şaşırmış gibi bir hali vardı.
"Neden gitmeyeyim? " jisung da bir o kadar şaşkın sesle cevap verdi.
" Bu uzaya ilk çıkışın neden ufak bir kaçak yapıp camın olduğu kısma gitmiyoruz? Yıldızların ve gezegenin dışarıdan görünüşü oldukça güzel oluyor." Ires gülerek cevapladı. Samimi biri olduğu zaten gemideki bir çok kişiyi tanımasından belliydi ve yeni tanışmış olmalarına rağmen jisung a da oldukça yakın davranıyordu.
Jisung kafasını salladı. Endişeli ve gergin olabilirdi ama belli etmeye niyeti yoktu.
Ires ile camlarla çevrili olan bölüme gittiler. Onlar koridordayken gemi hareketlenmeye başlamıştı bile. Gemi yükseldikçe jisung rahatladığını hissetti. Sonunda gerçekten bu gezegeni terk ediyordu. Başarmıştı. Hayatında başına gelecek daha bir sürü şey olacağına emindi. Hisleri , en azından bir şey için ortaya çıktığında, yanılmazdı. Bu gemide de olay olacağını hissediyordu ancak daha üç kişiyi zor tanıyordu.
"Çok güzel değil mi?" dedi ıres gezegene bakarak.
"Sen bir de içinde yaşamayı dene" jisung sırıtarak söyledi. Gülmeye başladılar. Bu gülüşme bir kaç kişi daha yanlarına gelene kadar sürdü. Jisung kimseyi tanımıyordu, yani gelenleri de tanımaması onun için oldukça doğaldı. Ancak ıres in düşen yüzünden bu kişilerden pek haz etmediği belliydi.
Ires gelen kişilerle gergin bir bakışmanın içindeyken jisung girişe doğru baktı. Birinin ona baktığını hissetmişti. Oraya baktığı anda gölge gib bir şey gördü. Ires hala gergin bir ortamda olduğu için jisung pek karışmak istemedi. Onun yerine gördüğü gölgenin peşinden gitmeye başladı. Köşeyi döndüğünde gölge hala kaçıyordu. Gölge hakkında dikkatini çeken şey vücudunun, gölgesinin, çok büyük durmamasıydı. Bu iki seçenek bırakıyordu ya gemide çok kısa bir ırktan gelen biri vardı ya da çocuk.
Merak duygusu jisung un engelleyemediği bir şeydi. Ve sırf bu yüzden sürekli başına bir şeyler gelirdi. Gölgesi gözüken kişi bir kapının önünde durdu. Kapıyı açıp içeri kaçmadan önce jisung onu yakaladı. Beş altı yaşlarında bir çocuktu. Yüzü tatlı yavru bir köpeği andırıyordu."Merhaba, adın ne ?" sakince sordu. Kendisinin üç kardeşi vardı ve çocukların, özellikle bu yaş aralığındakilerin , kendilerine büyük biriymiş gibi davranılmasını sevdiklerini biliyordu.
"Kim Daf-ni" dedi küçük kız.
"Burada tek başına napıyorsun?"
" Abimi bekliyorum" abisi kim acaba diye düşünmeden edemedi. Büyük ihtimalle tanımıyordu, gemide tanıdığı erkek cinsiyetinden olan iki kişi vardı kaptan ve minho.
"Pekala birlikte abini bulmamızı ister misin? yardımcı olabilirim." sözünü tamamladıktan sonra çocuktan cevap bekledi. Küçük kızın yüzü yere eğikti ve cevap vermiyordu.
"Abisi beş yıl önce bir görevde ortadan kayboldu yani bulabileceğini sanmıyorum." Kapıya yaslanmış bir şekilde söylemişti minho. Jisung çaktırmadan etrafına baktı ne ara minho nun odasının önüne gelmişti?
"Ben bilmiyordum ,pardon"
"Sorun değil içeri geçin bende zaten kıyafetlerini vermek için yayına gelecektim." minho konuşurken bu sefer dudaklarını okuduğu için jisung dediği şeyleri anlamıştı, yoksa değişen kalp ritmi ve kulaklarındaki hoş tının uğultusu hala oradaydı.
İçeri geçti. Birkaç saat önce geldiği odada ki tek fark masada duran kıyafetlerdi. Dafni koşarak yatağa çıktı ve uzandı. Jisungun kıza baktığını gören minho konuşmaya başladı.
"Abisi çok yakın arkadaşımdı, dafni yi yalnız bırakamazdım." sessizce kafasını salladı. Cevap verirse saçmalamaya başlayacağını biliyordu. Sessiz kalmayı tercih ederdi. Bir anlık cesaretle kafasını kaldırdı. Minho ile göz göze geldi. Bozulan kalp ritmi yüzünden bakışmayı kesmek istedi ama bunu yaparsa cesaretini toplayamayacağını biliyordu.
Bakışmaları bir süre daha devam etti, jisung kendi açısından ona ne kadar hayran baktığının farkındaydı ama minho nun bakışlarına anlam veremiyordu. Saatler gibi gelen bir dakikadan sonra yer sarsıldı. Minho pek etkilenmişe benzemiyordu. Jisung bir an ne olduğunu anlayamadı ve kendini ren nin öldüğü anının içinde buldu. Sanki o anı tekrar yaşıyordu. Beyni bunun imkansız olduğunu biliyordu ancak gözünün önündeydi. Ren ona arkası dönük bir şekilde duruyordu. Yere dizlerinin üstüne düştü. Beyni tamamen kitlenmiş gibiydi. Omuzunda bir el hissetti , sonrasında ise ona sarılan vücut. Dışarıdan gelen hislere rağmen görüntü gitmemişti. Renin sırtına bir kez daha baktı ve gözlerini kapadı.
Yerde dizlerini kendine çıkmış bunun gerçek olmadığını söylerken minho onu kendine getirmeye çalışıyordu.
"Sakin ol " minhonun tekrarlayan kelimelerini duymaya başladığında vücudu rahatladı. Bütün olanların verdiği yorgunluk artık katlanamayacağı bir hale gelmişti. Bilinci kapandı.
.........................
Jisung kendine gelmeye başladığında ilk başta bütün algıları kapanmıştı. Gördüğü o anıların içinde gibiydi hala ve ne kadar kolunu oynatmak istese de oynatamıyordu. Sakin kalmaya çalıştı ve tekrar denedi. Kolunu oynatmak iyice odaklanmaya çalıştı ama olmuyordu. Vücudunun geri kalanı sanki yok gibiydi, en azından şu an takıldığı nokta kolunu oynatamamasıydı. En azından parmaklarını oynatabilse kontrolü ele alıp devamını getirebilirdi. Bu sırada birisi sanki ona sesleniyordu, duyuyordu ancak hala rüya mı yoksa gerçek mi ayırt edemiyordu. Kendisine ne olduğunu bilmiyordu. Tek bildiği bu korkunç rüyadan artık uyanmak istemesiydi.
![](https://img.wattpad.com/cover/268770643-288-k970313.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lost Stars // Minsung
FanfictieSTAR WARS UNIVERSE MİNSUNG FANFİC Jisung başına geleceklerden habersiz yaşayan bir çocuktu. Başına gelenlerden sonra aynı çocuk olarak kalabilecek miydi? Kitabın önceki adı The Gift Day