//1

619 34 26
                                    

Wooyoung sonunda pratiği bitirdiklerinde öğrencilere gidebileceklerini söyleyip duvarın dibine çöktü. Dans eğitmenliği yaptığı insanlar tek tek çıkarken neredeyse gece olan dersini ona kitleyen Yeosang'a bir kere daha küfretti. Tırnağını ısırırken herkesin çıkmasını bekledi çünkü bugün stüdyodaki son ve bu saatteki tek sınıf onlardı ve Wooyoung'un son kez etrafı kontrol ettikten sonra salonu kilitleyip anahtarı güvenliğe teslim etmesi gerekiyordu. Son bir kişi kaldığında gerginlikle doğruldu, onun da hızlıca çıkmasını umut ediyordu; özellikle yeni olduğunu ve daha önce görmediğini fark ettiğinden dolayı. Ama aksine adam kapıya değil kendisine yaklaştığında geri adım atmasına engel olamadı.

"Ne var?"

"Ihmm... Ben... Bir şey sormak istiyorum."

Adam kendisine bir adım daha atması Wooyoung'un sırtının duvara çarpmasına neden olmuştu.

"Oradan konuş."

Aslında konuşmak için ona doğru gelmesi normaldi çünkü neredeyse odanın iki ucundalardı, bu yüzden Wooyoung adamın gözlerinde tepkilerine karşı şaşkınlığını görebiliyordu. Bu şaşkınlıkla ona birkaç adım daha yaklaştı.

"Benimle bir sorunun mu var?"

"Neden durmuyorsun?!"

Bağırmasıyla adam şokla durmuştu ve Wooyoung aşırı tepki verdiğini fark ederek derin bir nefes aldı.

"Ne sormak istiyordun?"

"İyi misin, Wooyoung?"

"İyiyim, ne soracaksan sorar mısın? Gitmem gerek ve senin çıkmanı beklemek zorundayım."

"Ah... Üzgünüm."

Adam ensesini kaşırken gülümsedi.

"Beni eve bırakman sorun olur mu diye merak ediyordum."

Ne?!

"Ne?"

"Buraya yeni taşındım ve doğrusu ulaşım konusunda pek fikrim yok. Arkadaşımın beni alması gerekiyordu ama gelemeyeceğini yeni haber verdi yani..."

Yani seni eve bırakmam mı gerekiyor? Oldukça geç bir saatte şehrin bilmem neresine tanımadığım biriyle gitmek mi zorundayım?

Wooyoung'un gerginlikle dudağını ısırdığını gördüğünde başını iki yana salladı.

"İstemiyorsan önemli değil, bir şekilde başımın çaresine bakabilirim. Rahatsız ettiğim için kusura bakma."

"Bekle! Ne yapacaksın?"

Omuz silkti.

"Dışarıda takılırım herhalde."

"Kendini mi acındırıyorsun?"

"Neden yapayım? Gayet ciddiyim. Hem sokakta gezerken biraz etrafı keşfedebilirim."

Wooyoung tek kaşını kaldırıp baktı karşısındakine.

Pekala, sana güvenmiyorum. Ama yine de seni, bilmediğin bir şehrin güvenilmez gecesinde kalmak zorunda bırakamam. Yeosang, eve gelince seni öldüreceğim!

"Peki, seni bırakacağım."

"Zorunda değilsin."

"Evet, değilim."
"Otoparkta bekle beni."

Adam gülümseyip dışarı çıktığında iç çekti.

***

Wooyoung'un arabaya bindiklerinde torpido gözünden çıkardığı şey yanındaki adamın gözlerinin kocaman açılmasına sebep olmuştu.

"İnmem mi gerekiyor?"

"Endişe etmene gerek yok..."

Tabancayı, kabzası yukarı gelecek şekilde dizlerinin arasına yerleştirdikten sonra yanındakinin gözlerinin içine bakıp devam etti.

"...benim endişe etmeme sebep olmadığın sürece."

"Oh, peki..."

Ellerini iki yana kaldırırken Wooyoung adamın aslında onu çok da ciddiye almadığını fark etti. Önemli değildi, silahını insanları korkutmak için değil gerektiğinde gerçekten kullanmak için taşıyordu.

Wooyoung, yanındakine arkadaşından gelmiş olan konumu navigasyonuna girip ilerlerken çok da uzak olmadığını fark etti ki bu onu biraz olsun rahatlatmıştı. Sonunda adrese varıp arabayı durdurduğunda tek elini dizinin üstüne koydu, tabancanın kabzasına yakın olacak şekilde. Adam eline bir bakış attıktan sonra yeniden gözlerine döndüğü sırada kapıyı açtı.

"Teşekkür ederim bıraktığın için. Yorgun olmana rağmen bu saatte benimle ilgilenmek zorunda kaldın, üzgünüm."

"Sorun değil."

Adamın büyük gülümsemesi gamzelerini gösterirken arabadan indi ve kapıyı kapatmadan önce bir şey hatırlamış gibi durdu.

"Sormadın ama, adım Choi San."
"İyi geceler."

Cevap beklemeden kapattı kapıyı ve eve doğru yürüdü.

"İyi geceler."

***

dımdımdım... bir giriş bölümü diyebilirim. "öp beni" bittikten sonra buna devam edebilirim diye düşünüyorum. umarım güzel ilerler, okuyan olursa, teşekkür ediyorum♡

Доверься мне (güven bana) // WooSanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin