Bir sonraki bölüm muhtemelen final :'(
----------------= Taehyung =
Çünkü bende seni seviyorum gerizekalı
Konuşmasına izin vermeden, kolundan tutup evime doğru sürüklemeye başladım. Jungkook olayın şokunu yaşadığı için zaten konuşamıyor du. Öylece bir süre yürüdükten sonra aklı başına gelmiş olacaktı ki durdu.
"Sen? Beni? Sevmek? Love? Sarangeheyo? Emin misin?
Çekiştirmeye devam ederken kafamı çavirmeden konuştum:
- "Evet, evet hiç olmadığım kadar."
Dediğimin üstüne Jungkook'dan ses gelmeyince kafamı çevirdim, otuz iki diş sırıtıyor du şapşal.
Gülümsemesi bana da bulaştığı için sırıtarak yoluma devam ettim.
Telefonum çaldığı için duraksadığımda Jungkook'a inme indi sandım çünkü öylece durup şaşkın, şaşkın beni izliyor du.
Çalan telefonuma dönüp, telefonu açtım. Arayan Jimin di. Hâli ile nerede olduğumuzu merak etmişlerdi.
"Çok az kaldı geliyoruz"
"Hadi ama. Neden bu kadar geç kaldınız?"
"Off! Bir bilsen, neyse evde anlatacağım. Hadi kapat" deyip onun kapatması umuduyla telefonu cebime attım ve Jungkook'u sürüklemeye devam ettim çünkü ben durunca duruyor, çekiştirmediğim sürece de hareket etmiyor du.
"Of keşke birden söylemeseydim zaten salak dı, iyice yandı beyni."
Kendi kendime söylenirken eve vardım.Zile bastıktan sonra kapıyı Yoongi açınca şaşırdım.
"Oha Yoongi hareket etmişsin"
" Evğ, evğ. Neredesiniz siz? Bu salak Jungkook'u da arıyorum açmıyor."
Kutsal piç gülüşü ile devam etti.
"Yoksa şu grupta ki sürpriz olayı mı? Meşgul müydünüz? Çıkıyor musunuz len?
Jungkook şaşırtıcı bir şekilde dilini
yutmadığını bize kanıtladı ve "Evet, evet çıkıyoruz. Yani o beni seviyor, ben onu seviyorum çıkıyoruz değil mi?"Jungkook saçmalarken diğerleri de kapıya gelmişti hep beraber Jungkook'a gülerken aptal aşık sorgular biçimde bizi izliyordu.
En akıllımız Bogum olacaktı ki artık içeriye girmemiz gerektiğini söyledi. Herkes içeriye yönelince ben Jungkook'u içeriye almadan kapıyı kapattım.
Çocuğun son hücreleri de beynini terk ederken, içerinin doğum günü için hazır olup, olmadığını kontrol ettim. Her şey hazır görünüyordu, Jin'e mumları yakmasını söyledikten sonra Jungkook için kapıyı açtım, bıraktığım gibi duruyordu.
Uzanarak elinden tuttum ve içeriye çektim. Gözleri ellerimizde, içeriye adımlarken arkasına geçip gözlerini kapattım. Kapıyı da ayağımla hallettikten sonra salona doğru yönlendirdim. Sessizce üç dediğim de herkes doğum günü şarkısını söylerken bende Jungkook'un gözlerini açtım.
Muhtemelen doğum gününü tamamen unutmuştu. Küçük gülümsemesini -zaafımı- etrafa saçarken masadan pastayı alıp önüne geçtim. Tam üfleyecekken arkadan dilek tut sesleri yükseldi. Jungkook kapadığı gözleriyle dileğini tutarken, kıkırdayarak "Onun dileği kabul oldu zaten" dedim. Araladığı içi parlayan gözleriyle, gözlerimi birleştirdi. Biz birbirimizde kaybolurken ânı sikmezse hatrı kalacak Yoongi konuştu:
- "Üfleyin artık şu pastayı amk. Açım."
Ellerini önünde birleştirmiş. Hayran, hayran bizi izleyen Jimin "Bok ye, Gerizekalı" dedi.
Herkes gülerken Jimin, Yoongiyi dövmekle meşguldü. Bu sırada da Jungkook mumları üflemişdi pastayı masaya koyup herkese paylaştırdıktan sonra oturup başıma gelenleri anlatmaya başladım.
" ... işte Jungkook şikayetci olmadı, polis kızı alıp götürdü. Serbest bırakırlar herhal-"
" Ve ve ve ve bana beni sevdiğini söyledi"
Tüm gözler heyecanla konuşan kook'a döndü ve "Ooo" sesleri yükseldi. Ben gururla gülümserken şapşal kook utanmıştı. Madem o yanakların kızaracak, niye susmuyorsun be çocuk. Nasıl dayanacağım şimdi ben.
(...)
Sıra hediyeleri vermeye gelmişti. Tek, tek herkes verdikten sonra, son olarak sıra bana gelmişti. Ellerim boş bir şekilde yerimden kalkıp Jungkook'un karşısına geçtim. Ellerinden tutup onu da ayağa kaldırdığımda sadece gülümsüyordu. Ceketimin iç cebinden hediyesini çıkartıp parmağına takarken şunları söyledim:
- "Sana olan hislerimi aslında tam şuan söyleyecektim. Biraz damdan düşer gibi olduğu için üzgünüm.
Seni bunca zaman görmeyen kör gözümü sikeyim"-Bir dakika, ne? Buranın duygusal olması gerekiyordu?-
Hoseok ve Namjoon sessizce gülerken diğerleri de salaklığımı izliyordu. Yoongi bile "Odun musun amk ne saçmalıyorsun" dedi.
Kafamı iki yana sallayıp yüzüğü taktıktan sonra "Hayırlı, uğurlu olsuuuunn" dedim, evet dedim. Ne oluyor aq
Daha çok saçmalamamak için arkamı dönüp gidiyorken Jungkook kolumdan tutup hızla beni kendine çevirdi ve dudaklarımı birleştirdi. Dudaklarını hareket ettirmeden sadece kendini bana bastırırken Jimin'in çığlığıyla ayrılmak zorunda kaldık. Jin yerde yatıyordu, ee yuh artık cidden bayıldı mı o?
"Sizden gaza gelip Jin'i öpmeye çalışmış olabilirim ama sanırım başaramadım" Bogum'un dediğiyle herkes gülmeye başlarken benim aklım sadece... Anladınız.
Bir tek benim gülmediğim fark eden Jungkook bana dönüp sorgular biçimde baktı ve bu sefer dudaklarımızı kavuşturan ben oldum.
Ama üzgünüm(!) kook senin kadar nazik olamayacağım.
||||
Bu arada yüzük bu arkadaşlar.
Ben yazarken çok güldüm umarım sizde eğlenmişsinizdir
Kendinize iyi bakın bb <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Trap Love | taekook
FanfictionSelam sevgilim var ~jjk Sevdiğini, kaybedince anlarsın sözünü şimdi daha iyi anlıyorum ~kth Texting - düz yazı (Mükemmel bir fic değil, ilk ficim olduğu için hatalarla dolu. Sadece silmeye kıyamıyom tşkler.)