BÖLÜM:2️⃣

274 10 2
                                    

                              YAZARDAN:

    Saygın ailesi karşılarındaki iki kadın ve bir adamın ne diyeceğini can kulağı ile dinliyordu. Çünkü bu iki kadın ve adam hayat memat meselesi olduğunu geçmişten geldiğini söylemişlerdi. Yılmaz ailesi ise her ne kadar gerçekleri söylemek istemesede  kızları için kızlarının hayatta kalması için bu gerçeği söyleme kararı almışlardı. Karşılarındaki ailenin ne tepki vereceği umurlarında  bile değil. Yılmaz ailesinin tek dileği biricik kızları öz evlatlarından ayırmadıkları Ayris Gece'ye uygun böbrek gerçek ailesi olan Saygın ailesinden birisi ile uyuşması ve kızlarına böbrek bağışı yapmaları. Can Saygın artık bu sessizliğe son vermek isteyip
    "-Artık bu çok önemli olduğunu iddia ettiğiniz şeyi söyler misiniz Murat Bey" dedi. Murat Yılmaz ise nasıl söyleyeceğini hâlâ bilemiyordu. Abisinin söylemekten çekindiğini anlayan Hülya Yılmaz olaya müdahale etme kararı aldı, eğer gerçekleri söylemesi gereken birisi varsa kesinlikle kendisinin olduğunu düşünüyordu Hülya Yılmaz. Ne de olsa hepsi onun başının altından çıkmıştı ayrıca yengesine ve abisine bıraksa gerçekleri söyleme işini ne abisi nede yengesinin söyleyemeyeceğini biliyordu bu yüzden lafı kendisi devraldı
    "-4 Mart 2002 tarihi ***** özel Hastanesi'nde ikizlerinize doğum yapmıştınız bende eşinizin yani Yeşim Hanım sizin doğumunuzda görevli hemşireydim" dedi Hülya Hemşire. Yeşim Saygın karşısındaki kadını nereden hatırladığını şimdi anladı. İkiz çocuklarının doğumundan tanıyordu nasıl unutsun ki, bu kadın biricik kızlarının  Yankı Sarca'nın ikizinin öldüğünü söylemişti. Ama şimdi bu kadın neden karşısında otuyorduki. Bunu düşünen tek kendisi değildi ailenin diğer fertleri de anneleri Yeşim gibi düşünüyorlardı, karşısındakiler neden buradalardi. Yankı Sarca daha fazla dayanmadı ve
    "-Bu benim ve hayatını kaybeden ikizimin doğum tarihi şimdi neden karşımızdasınız" dedi. Yankı bu konuda çok hassastı diğer yarısını kaybettiği için çok üzgündü ki Saygın aileside çok üzgündü. Eğer Yankı'nın ikizi ölmeseydi Saygın soyundaki ilk kız olucaktı bundan dolayı anne karnında iken çok üstüne titrenirdi. Murat ve Zehra çifti yıllardır baktıkları kızları Ayrisin ikizine ne kadar çok benzediğini fark etti. Tip olarak değil ama tavır olarak da birbirlerine benziyorlardı. Murat ve Zehra çifti kızlarının elinden alınması korkusunu yaşadıkları için tek kelime dahi edemiyorlardı. Bunu fark eden Hülya Hemşire yine sözü devraldı
    "-Evet. Senin ve ikizinin öldü sandığınız ikizinin doğum tarihi" dedi.
Saygın ailesi Hülya Hemşirenin "öldü sandığınız" kısmında takılı kalmıştı. Kulaklarında sadece bu iki kelime vardı "öldü sandığınız, öldü sandığınız" ilk tepkiyi ise kardeşlerin en büyüğü Umur Saygın verdi
    "-Ne.. ne demek öldü sandığınız. Siz. E diyorsunuz hanımefendi " dedi ister istemez sesi yüksek çıkarak. Çünkü artık gerçekten sinirleri bozuluyordu. Şuan Saygın ailesi bu kadının ağzından çıkacak kelimeye bakıyorlardı. Yeşim Saygın biliyordu hissediyordu kızının ölmediğini ama inanmıyordu kimse ona. Şuan hepsinin kalbi ağzında atıyordu. Hülya Hemşire herşeyi en baştan anlatmaya karar verdi.
   "-Şimdi size herşeyi anlatacağım lütfen sözümü kesmeyin.."derin bir nefes aldı ve anlatmaya başladı
    "-O yılarda****Hastanesi'nde görev yapıyordum aynı gün benim yiğenimde doğmuştu ama kalbi atmadığı için ölmüştü. Yengem yıkılmıştı. Sizin kızınız çok çok güzeldi göz kamaştırıcak kadar bakanın tekrar bakası geliyordu. Birgün doğumdan bir kaç saat sonra kızınızı sevmek için odasına gittim ve odada iki adamın bebeğinizi yattığı yerden aldıklarını gördüm, ilk başta karşı çıktım ama sonra bana geri çeviremeyeceğim bir teklif sundular. Ben izin versemde vermesemde bebeği alacaklardı. Ve biz orada anlaşma yaptık. Bebeği ben aldım ve Zehra yengeme götürdüm.
Kızınıza kızımız gibi baktık. Yengem size söyleme kararı almıştı ama maalesef anlaşma yaptığımız adam buna izin vermedi gerçekleri öğrenirseniz yiğenimin hayatı tehlikeye girmiş olacaktı öldürmekle tehdit etti bizde o yüzden size söylemekten vazgeçtik"diye söyledi Hülya Hemşire. Saygın ailesi bu duyduklarına inanamıyorlardı. Nasıl nasıl yaparlardı nasıl bir evladı annesinden koparırlardı. Tepki veremiyorlardı. Yankı Sarca yıllardır öldü sandığı ikizi diğer yarısının yaşadığına inanamıyordu. Hepsi mutluluktan ağlıyordu.

        Ama Barın Saygın konuşmanın başından beri ilk defa sessizliği bozdu
    "-Madem... madem kardeşimizin hayatı tehlikede neden şimdi gelip anlatıyorsunuz bize. Ne oldu ne değişti de anlatıyorsunuz" dedi bağırarak. Murat Yılmaz uzun bir aradan sonra sessizliğini bozdu
    "-Çünkü kızımın şimdi de hayatı tehlikede"dedi. Can Saygın"şimdi de hayatı tehlikede"cümlesini duyunca hemen toparladı ve sözü kendisi aldı
    "-Ne... Ne demek hayatı tehlikede!"diye şiddetle sordu. Bu sefer sözü alan kişi Zehra Yılmaz oldu
    "-Ayris Gece bundan 1-1,5 ay önce bir bıçaklı saldırıya uğradı ve bir böbreğini kaybetti diğer böbreği ise hasar aldı. Doktorlar hasarlı böbrekle çok yaşayamayacağını söyledi. Çok aradık ama bir türlü bulamadık ona uygun bir böbrek. Ve siz onun gerçek ailesisiniz . Sizden birisi tek böbreklede yaşayabilir ama Ayris Gece hiç böbreksiz yaşayamaz. Ben kızımı kaybedemem" dedi sesi ağlamaklı çıkarken. Saygın ailesi duydukları şey ile geçirdikleri şok iki katına çıkmıştı. Şuan canları biricik kızları, biricik kardeşleri yaşam mücadelesi veriyordu hastanede. Hepside kendi böbreğini vermek istiyordu kardeşine.Barın hemen lafa atladı
    "-Götürün beni kardeşime götürün. Benim iki böbreğimi de alsın canımı da alsın gıkım çıkmaz ama kardeşim yaşasın" dedi panikle. Saygın ailesi hep birlikte ayaklandılar hastaneye gitmek için kardeşlerine, kızlarına kavuşmak için. Hülya Hemşire hemen lafa girdi
    "-Bakın lütfen Ayris Gece'nin bu gerçekten şimdilik haberi olmasın. En azından ameliyat olana kadar. Ameliyata girerken piskolojisi çok önemli lütfen. Lütfen..."dedi. Saygın ailesi ise sadece kafa sallamakla yetindi. Hemen apar topar arabaya binip hastaneye sürdüler arabayı. Yoldayken yurtdışındaki Ulu Saygına haber verildi ve hemen Türkiye'ye dönmesini istedi Can Saygın. Zaten Ulu Saygın gerçekleri duyunca ilk uçağa atlamıştı...
                                       .........
    Saygın ailesi şuan karşılarında uyuyan masum yüze bakıyorlardı. Çok... çok güzeldi. Hiçbir tepki dahi veremiyorlardı, yerlerinden kımıldayamıyorlardı. Şuan oda da var olan herkes herkes ağlıyordu Yılmaz çifti bile. İlk tepki Yeşim Saygın'dan geldi ve biricik kızına yıllardır hasretiyle yanıp tutuşan kızına yaklaştı. Önce saçlarını okşadı sonra ellerini. Sonra saçlarına ufak bir buse kondurdu daha sonrada yüzünde heryerine ufak ufak buseler kondurdu ağlayarak. Başı dönünce tutunacak yer aradı. Annesinin başının döndüğünü fark eden Barın hemen annesini yandaki koltuğa oturttu ve hasretle kardeşini öptü. Ailenin diğer fertleri de hasretle kardeşlerini öpüp sarıldılar. Şuan herkes koltukta oturmuş öylece Ayris Gece'nin yüzüne bakıyordu. Ve bir anda Ayris Gece bağırmaya başladı...


    Eveeeeetttt. İki bölüm yayınladım. Yazım hatalarım olabilir anlatım tekniklerinde sorun yaşamış olabilirim ama ben gerçek bir yazar değilim. O yüzden bu ufak kusurları çok takmamaya çalışın okurlarım 🙂 inşallah yeni bölümü beğenmişsinizdir 🙂

Gerçek BenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin