"Oi! Boktan saçlı nerde Deku?"
"Bilmiyorum kacchan. En son bahçeye hava almak için çıktığını söylemişti. Bir daha da görmedim."
"Tamam.." dedi Bakugou ve adımlarını yurdun giriş ve çıkış kapısına doğru yönlendirdi. Neden onun yanına gitmek istediğini dahi bilmiyordu. Sadece gitmek istiyordu.
Bahçeye vardığında kenarda sırtını okulun yurdunun duvarına vermiş,dizlerini kendine çekmiş, derin düşünceler içinde gibi gözüken kirishima'yı gördü. Yüzünde oluşan belli belirsiz huzur ifadesi mi dersiniz rahatlamış ifade mi dersiniz bilmem ama o şekilde onun yanına yürüdü.
"Oi! Boktan saç.."dedi yanına otururken.
"Ah- bir şey mi oldu Bakugou?" Dedi kızıl olan irkilerek ve daha sonra sivri dişleriyle ile çok tatlı sırıtarak.
"Ne yapıyordun burda? Tek başına?" Dedi Bakugou. Onu gözleriyle süzüyordu. Bir şeyi olup olmadığını anlamaya çalışıyor gibiydi.
"Eh- Ne yapayım öyle işte. Sıkıldım. Biraz rahatlamak istedim. Her gün her gün yurtta bir odamı biz sizi görmem sıkmaya başlamıştı sonuçta!" Diyerek güldü.
"Ha benden de sıkıldın yani?" Dedi Bakugou. Onu şuan ciddiye aldığı falan yoktu. Sadece.. konuşmak istiyordu işte.
Kızıl saçlı bir an ne olduğuna kalmıştı. Sevdiği insanın ondan sıkıldığını düşünmesi en son isteyeceği şeydi. Bu onu bilmiyordu gerçi hoş şuan onunla dalga geçtiğini bile göremiyordu.
"Hayır,hayır,hayır! Öyle demek istemedim. Yani-" Lafı yarıda kesilmişti.
"Sadece dalga geçiyorum kirishima.." Demişti Bakugou.
////////////////
"Bakugou! Sakince hareket et biraz."
Aizawa sensei ne kadar uyarsa da boştu. Bakugou etrafı yıkmaya çalışan bir dev gibi tepiniyordu resmen. Patlamaları arasında da pek bir şey duymuyordu zaten.
Denilenlere kulak asmayıp önünde olan Deku'ya gözünü dikti. "O kim oluyordu da onu geçiyordu!" Havasındaydı çünkü.
"OI! LANET DEKU! SENI ÖLDÜRECEĞİM!" Patlamaları ile havada süzülürken bile ona saydırıyordu Bakugou.
Patlamalar etrafa zarar vermeye de başlamıştı. Kirishima hemen anlamıştı. Bu durum Bakugou'nun gerçekten sinirlenmesi durumunda oluyordu.
Kendine yediremedigini tahmin etmişti kirishima. Bu eğitimin amacı çevreye en az hasarla alanda 3 tur atmaktı. Arada karşılarına çıkan robot yapımı kötüler de cabası.
"Hey! Bakugou!"
Nafile. Duymuyordu ki Bakugou Kirishima'yı.
"BAKUGOU! ETRAFA ZARAR VERIYORSUN! SAKİN OL BIRAZ!"
Hiç bağırmak istemese de bağırmıştı sonunda. Bununla kendisini fark etmesini istiyordu.
Bakugou onun sesini duyup yavaşladı. Patlamalarını kesip onun yanına indi. Kirishima yerde koşuyordu. Yerdeki kötüleri hallediyordu.
Bakugou'nun onu dinlemesini verdiği sevinçle gülümsedi Kızıl saçlı. Bunu Deku dese ya da Mina vs. Dese dinlemezdi büyük ihtimalle. Ama onu dinliyordu.
/////////////////////////
"Çok yorucuyduuu..." dedi kirishima ortak salona doğru yürüyüp koltuğa otururken.
"Kay biraz boktan saçlı.." demiş ve yanındaki boş yere oturmuştu Bakugou'da.
"Bakugou.. Son anda dersten ceza almaktan yırttın. Noldu orda?"Dedi Kaminari.
"Sanane pikaçu kılıklı?" Demişti ona. Çok sakin bakıyordu. Bu onu daha güzel gösteriyordu kirishima'nın gözünde.
"İyi be! Bir şey demedik! Hıh!" Demişti o sırada Kaminari reddedilmesine yalandan sinirlenerek.
"Gerçekten sinirlendin değil mi?" Diye sordu kirishima biraz sessizce. Belki diğerlerinin bunu duymasını hoş karşılamazdı Bakugou.
"Belli oldu mu?"
Kızıl saçlı "Yok canım ne belli olması. Hiç göstermiyordun bile!"diyerek kıkırdamıştı.
Bunun üzerine kül rengi sarışın da hafif gülmüştü. Onunla takılmayı seviyordu. Onunla olmayı seviyordu. Onun yanında herkesten daha çok kendi gibi hissediyordu. Çünkü biliyordu ki karşısındaki Kızıl onu anlar,yargılamazdı gerekmedikçe.
________________________________
Bakukiri için buraya bir kalbimi bırakıyorum <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Uyudun Mu? (Kiribaku/Bakukiri)
FanfictionDilini konuşan birini bulmak zordur. Ama onlar bulmuştu birbirlerini. Ruhlarını tercüme etmek için somut olarak konuşmalarına gerek yoktu. Onlar anlıyorlardı birbirlerini.