Neyse ki yemek sorunsuz geçmişti. Ve bunu ben başarmıştım. Hiç konusmamistim.
İçeriye giren Eren yanima gelecek sanmistim. Ama en arka sıraya yani benim iki arkamdaki siraya geçip oturdu. Anlamamistim neden yanima oturmamisti ki . Bisey mi yaptim. Hayir. Tamam belki soğuk davrandım ama bu benim yeni tanistiklarima karsi dogal halim.
Ben de Damlaysam bu sorunu çözerim.
.......
Erendenn.......Kapidan girince sinifa bir goz gezdirdim. Dun Damlanin yanina oturmustum ve bana karşı cok soğuk davraniyordu. Sanirsam benden hoslanmamisti. Tamam egom benden daha buyuk ama yakisikliysam ne yapayim yani.
ben Damlaya o kadar yanastim yakin davrandim ama o bana yuz vermedi. Demek buraya kadarmis. Bir daha onunla ilgilenmiycem. Simdi o görsün bakalim.Damlanin oturdugu siraya giderken sirtini diklestirip yanindaki cantayi cekti. Ama ben yanindan gecip giderken kaslarini catip omuzlarini dusurdu.
En arka sıraya geçip otururken şaşırmıştım. Needen böyle bir tepki veresindi ki? Amannn.. çok ta umrumda.bütün kızlar peşimden koşarken o kaybetti. bana ne.
Göz ucuyla Damlaya baktım. başını sıraya koymuştu. kapı kapanma sesi geldiğinde önüme döndüm. Bu da demek oluyordu ki lanet olası ingilizce hocası gelmişti. Lanet olası dedim ama kadın da taş hani.
tamam Eren kendine gel ciddiyiz.
Hoca sandalyeye oturup bilgisayarın açılmasını beklerken Damla hala kafasını kaldırmamıştı. Garibime gitmişti. Acaba ben oturmadım diye mi böyle yapıyordu. Hayır canım abartma ne diye benimle oturmak istesin ki iki gündür yüz vermiyor şimdi niye üzülsün. Tamam Eren dersi dinle sonra neden sınavlardan 100 üzeriden 5 alıyorum. dersi dinlesen sen de bi 45 alırsın yani. tabi ya 45 ne sandınız şu tipe bak bundan 90 alması beklenir mi.
kendime tipsiz demedim yanlış anlamayın. ayna ayna söyle bana benden daha taşı var mı bu dünyada.
tamam. ders. tabi. ok.
.................
Damladann.......
arkaya oturduğundan beri kafam sıradaydı. verdiğim tepki yanıma oturmamasından dolayı değildi. Aşırı derecede başım ağrıyordu ve sanırım kusacaktım. Nedenini bilmiyorum sanırım akşam yediğim yemekler dokundu. ve bu sabah da Selin hanımın delici bakışları yüzünden doğru düzgün tıkınamamıştım. yediğim tek şey bir dilim salatalık, bir dilim peynir...
bence daha fazla devam etmiyim yemek diyince bile miğdem bulaıyor.
Bulantı daha da şiddetlenince ayağa kalkıp:
- Hocam, lavaboya gidebilir miyim?
kaşını çatıp başını kaldırdı:
-Kızım ilk okul 1 misin? ne diyosun sen?
off.. klasik hocalar. lanet olmasın çünkü kusucamm.
-Hocam midem..-
demeye kalmadan koşmaya başladım. kapıyı sertçe açıp tualete koştum bir elimlede ağzımı tutuyordum. evet elimi orada tutarsam kusmuklar dökülmeyecek.
rastgele bir kabini açıp yere çömeldim klozetin kapağını açıp ağzımı araladım. Ağzımı açtığım an öğürmeye başlamıştım. Midem boş olduğundan sadece su çıkmıştı. Ama öğürmem devam ediyordu. Bu çok kötüydü. çok ağırdı.
dışarıdan ayak sesleri gelirken ben hala öğürüyordum. olduğum kabinin kapısı çalınınca cevap veremedim.
-Damla iyi misin?
Ah. bu Eren'di. Ne işi vardı burada beni mi düşünüyordu. Ceren yok muydu?
yine cevap vermeyince kapıyı yumruklamaya başladı. öğürmem kesilince doğrulup sifonu çektim. Kapıyı açtığımda karşımda Eren vardı. Onu takmayıp lavabolara yöneldim . çeşemeyi aöıp elimi uz gibi suyun altına tuttum. yüzümü de yıkayınca. başımı kaldırdım. karşımdaki aynadan arkamda duran Eren'i görebiliyordum. Bana şaşkın şaşkın bakıyordu. Acımış gibi duruyordu. Ama ben bana acımasını istemiyordum. Yana dönüp makinaya elimi gösterdim nezaketen bana bir peçete verdi. Ama bu yetmez kuzum. Elimi bir daha gösterdiğimde yine verdi. Keşke herkes bu kadar cömert olsa. Peçeteler yardımıyla yüzümü ve ellerimi kuruladım.
Şimdi de arkamı dönüp kapıdan çıkacakken Eren önüme geçti:
-İyi misin? Damla.
Ah. bundan sana ne canım?
-İyiyim.
kestirip attım. Hala ifadesiz bir şekilde bana bakarken önümden çekildi. Ben de kapıyı açıp çıktım. Sınıfa yöneldiğim sırada zil çaldı. Ama hiç dolaşacak halim yoktu bu yüzden sınıfa yürümeye devam ettim.
Sırama oturup. Kafamı sıraya yasladım. Sanırım Ceren arkamda değildi çıkmış olmalıydı. Ve yanına yine o taş çocuk oturmuştu. Bu çocuğun adını öğrenip onların arasını yapmalıyım kesinkile ama şua bunu düşünemiycem.
Yanımda bir hareketlilik hissetince başımı kaldırıp baktım. Gelenler Arda,Ceren,Ozan ve Eren'di. Arda elinin tersini alnıma dokundurdu.
-Hım. bunun fena ateşi varr.!!
çok telaşlanmıştı. o kadar kötü müydü. Ve sanki yüzüm kaskatı kesilmişti mimiklerimi oynatamıyordum. somurtuyordum kesin. Ozan da elini alnıma dokundurdu sonra gözlerini pörtletti sonra Ceren de dokundu sonra ağzını açıp gözlerini dışarı çıkarmak istermişçesine açtı.
Bir Eren kalmıştı. O da yapmalıydı bence bi dokunmayan o kalmıştı. onun da yapmasını bekledi ama yapmadı.
-Evet size söyledim çok fena yanıyor ve biraz önce kustu.
bunu söyleye Eren'di. Ateşim olduğunu nereden biliyordu ki? Ah. tabi ya tualette çıkmamam için kolumu tutmuştu sanırım o zaman anlamıştı ve gidip Ardaları çağırmıştı. Ve Arda şuan bana çok kötü bakıyordu.
-Hadi kalkın hastaneye gidiyoruz. Müdürden izin alabiliriz.
Bunu da söyleyen Ardaydı ve nereden çıkmıştı şimdi hastane felan. of..
..............................................
ve son. merhaba. dediğim gibi arada yeni bölüm atıyorum.
iyi okumalar..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOĞUK-SICAK (Askıda)
Literatura FemininaHer şey güzeldi. Ta ki annem ölene kadar. Aradan iki yıl geçti. Aslında alışmaya başladım ama içimde kocaman bir boşluk var. Bu boşluğun yarısını üvey abim dolduruyor . Fakat yarısı hala boş. Bu boşluğu kimler dolduracak dersiniz ? Bekleyip gör...