Bölüm 5

0 0 0
                                    

________________________________________________________________________________

Güç: Yaprak Dökümü

Sahibi: Çöpçüler Kralı (Muhammed Ersoy)

Sanılanın aksine, bu sınır bir ikinci sınır değildir. Bu sınır, Çöpçüler Kralının geliştirdiği bir yetenektir! Bu yetenek ile Muhammed Ersoy, Yaprak Dökümünü yaklaştırabildiği her yerden her türlü madde/objeyi çekebilir. Buna ayak izleri gibi şeyler de dahil! İki modu vardır. Manüel modda savunması daha düşük olur, ama istenen şeylere efor harcayarak atlayabilir. Otomatik modda ise savunması daha yüksek olur, ama sadece Muhammed Ersoy'un türüne zararlı olan şeylere saldırır. İçine çektiği şeyleri ya yok eder, ya da tek kullanımlık olarak bir kere kullanabilir.

________________________________________________________________________________

Müdür... Savunma takımını suçlu bulmuş, ve cezasını vermişti... Cezaları her ne kadar sadece "hapis" olarak anılsa bile, aslında gerçekte idamdı... Coğrafyacı, en sonunda özel gücünü ortaya çıkartmıştı ve savunma takımının işini buracıkta bitirmeye çalışmıştı... Ama Muhammed Ersoy "sınır"ı olan Çöpçüler Kralı'nı çıkartıp ona karşı koymuştu! Şimdi ise Sarp, Coğrafyacı'nın mükemmel davasında bir açık bulduğunu söylemişti!

Sarp:

- "Size diyorum, Coğrafyacı ve Nöbetçi bağlantılı!"

Bunun üzerine Coğrafyacı, kolunu duvara vurdu ve öfkeyle dedi ki:

- "KES SESİNİ. Tamam. Hadi senin şu aptal hipotezini doğru kabul edelim... Diyelim ki ben GERÇEKTEN bağlantılıyım... Bu çocuk.... Nasıl 2-3 dakika içerisinde profesyonel bir matbaa işi uygulayabilir?! Kağıt burada! Açıkla bunu, Sarp Kepenekoğlu!"

Sarp:

- "Tek istediğim... Makinenin bozuk olduğunun kanıtı!"

Şaşkınlık içerisinde bakan Db. Ersoy, Sarp'a dönerek dedi ki:

"O delülü nasıl almakta olabiliriz...?"

Aynı şekilde Db. Ersoy'a dönerek Sarp dedi ki:

"O elde edeceğimiz delili büyük ihtimalle aynı şekilde yok edebilir...! Bize yok edemeyeceği bir delil lazım... Asla elleriyle dokunamayacağı bir şey! Ne onun ne de nöbetçinin...."

Takıma dönen Muhammed, dedi ki:

"Ama ne olabilir...?"

Sonra, Muhammed'in kırmızı gözlerinde bir parlama oluştu! Sanki bunu dediği gibi aklında bir kıvılcım çakmış gibiydi... Hiç zaman kaybetmeden, aklında olanları söyledi:

"Hocam! Bir fikrim var."

Müdür:

- "Neymiş o, Muhammed?"

Muhammed, kendinden emin bir şekilde ileri bir adım attı ve, dedi ki:

"Nöbetçinin... İfadesini istiyorum!"

Bunu duyan Coğrafyacı, tıpkı nefretle avını yakalamış bir aslan gibi bir öfkeyle duvara vurdu, ve şu sözleri bağırarak söyledi:

"KES SESİNİ...! Çocuğu rahat bırak, Muhammed Ersoy! Onun bu işle uzaktan yakından bir alakası yok... Onu buraya getirmek için cesedimi çiğnemelisin! Bu dava az önce bitti. Şimdi, cezanı kabul et ve kendini teslim et!"

Bunu duyan Sarp, sinirli bir şekilde dedi ki:

"Muhammed ve Db. Ersoy'un da bu duruşma ile alakası yoktu! Ama buradalar... Sıra sizde, hocaaaa!!!!"

Usta Çöpçü: Beyaz Celladın Son SınavıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin