Bölüm 13

4 0 0
                                    

Saat: 17:52

Tarih: 8 Haziran 2018, Cuma

Yer: Mehmet Akif Ersoy Anadolu Lisesi Mahkemesi – Dış Uçurum

Bu mahkemede en son yaşanan hareketlilikten yaklaşık 7 ay geçmişti. Sarp'ın ölümü, Db. Ersoy'un kayboluşu ve Muhammed'in hastaneye kaldırılmasından 7 ay geçmişti. Muhammed Ersoy, olanların haberini hastanedeyken almıştı. Her ne kadar haber kaynaklarında bu bir "terör saldırısı" ve Sarp "kayıp" olarak geçse bile, gerçekte olan şeyleri artık sadece o biliyordu. Ayağa daha yeni yeni kalkmaya başlayan Muhammed Ersoy, kalktığı gibi aklında olan tek şeyi yapmaya gitmişti:

Mahkemeye gitmek. Mahkemenin arkasındaki uçurumda bekliyor, güneşin batışını izliyordu. İçinde gerçekleşmesi imkansız bir umut vardı, ve bunun farkındaydı. Ama yine de umudunu bırakmıyordu. Telefonundan mahkeme öncesi çektikleri grup fotoğrafına baktı. Sonra yine güneşe baktı. Ve yine telefona baktı. "Neden onlar...? Neden...." Düşündüğü şeyler bunlardan ibaretti. Neredeyse ağlamak üzereyken, omzunda bir kol hissetti. Yavaş yavaş arkasını dönen Muhammed, gördüğü şeye inanamadı. Bu...

Db. Ersoy idi.

"Sonunda seni bulmakta oldum, Db. Ersoy!"

Dedi, Db. Ersoy. Bu gördüğü şeyi anlaması birkaç saniye alan Muhammed, hemen Db. Ersoy'a sıkıca sarıldı. Sonra onu bıraktı v bağırarak konuşmaya başladı:

"SENİN ÖLDÜĞÜNÜ SANDIM, DB. ERSOY!!! NEREDEYDİN?!"

Db. Ersoy, baltasına tutunarak konuşmaya başladı:

"O Hasadül Hasan bana vurmakta olduğu an... Kendimi garwülde bir dünyada bulmakta oldum...! Burası benim dünyam olmamakta veya sizin dünyanız olmamaktaydı... O Hasadül Hasan bir şekilde beni başka bir dünyaya atmış olmaktaydı! Geri dönmekte olmam birkaç ay almış olmaktaydı... Geri dönmekte olduğumda ise, bu dünyaya yeniden bir bağlantı kurmak zorunda olmakta olmaktaydım... Üzgünüm, Db. Ersoy! Sen ve Db. Sarp ne yapmakta, iyi olmakta mı?"

Bunu duyan Muhammed'in yüzü birden düştü, ve yere bakarak ona kısık bir sesle cevap vermeye çalıştı:

"O.... O.... Db. Ersoy....."

Ne olduğunu anlayan Db. Ersoy da yere baktı, ve ona cevap verdi:

".... Anlamaktayım. .... Db. Sarp cidden iyi biri olmaktaydı..."

Muhammed, konuşmasına devam etti:

"... Sırf Coğrafyacı'yı yenmemde bana yardım etmek için kendini.... Kendini önüne attı. Yeni kazandığı 'sınır' gücü ile son beyin dalgalarını yere aktardı... Ve bana son mesajını iletti. Eğer o olmasaydı... Şu an burada olamazdım, Db. Ersoy."

Db. Ersoy, Muhammed'e baktı, ve ciddi bir bakışla konuşmasına başladı:

"... Db. Sarp, iyi birisi olmaktaydı. İtiraf etmekte olmakta olacağım... Bana bile yeni bir şeyler öğretmekte oldu... O... Sonsuza dek Ğüağü'nün bir kahramanı olmakta olacaktır."

Muhammed, Db. Ersoy'un yüzüne baktı, ve tuhaf bir umutla konuştu:

"O... Onun bedeni hiçbir yerde bulunamadı... Onu ölürken izledim, Db. Ersoy! Düştüğü yeri biliyorum... Saatlerce aradım... Saatlerce burada olan her yeri aradım. Ama yok. Yok! Sence o... Db. Ersoy...?"

Db. Ersoy, Muhammed'in dakikalar önce baktığı güneşe baktı, ve konuştu:

"Ğüağü demektedir ki 'Bu dünyada imkansızlıklar sadece günleri bitirmek için vardır'... Her şey olmakta olabilir, Db. Ersoy. Kesin bir şey söylemekte olmam, özellikle bu dünyada, imkansız olmaktadır...."

İkisi de sessizleşti... Ve güneşe baktılar. İkisi de güneşe bakıyordu. Saatler gibi geçen dakikalarca güneşe baktılar. En sonunda Db. Ersoy, cebinden bir şey çıkarttı. Bu bir çubuktu. Çubuğu Muhammed'e uzattı, ve konuştu:

"Bu olmaktadır Ğüağü'nün boyut çaqüğü... Bu çubuk ile ne zaman benimle konuşmak istemekte olursan, sonsuz bir bağlantı kurmakta olabilirsin! Artık bir daha birbirimizi kaybetmek zorunda kalmakta olmayacağız..."

Çubuğu alan Muhammed, konuştu:

"... Yani bu çubuk ile dünyalarımız arasında bir bağlantı kurabilecek miyim...?"

Muhammed'e dönüp gülümseyen Db. Ersoy, konuştu:

"Bu doğru olmakta... İkimiz de görmekte olduğum üzere aynı sorunlara sahip olmaktayız... Eğer birbirimizle iletişimde olmakta olursak... Birbirimizin sorunlarını düzeltmekte yardım etmekte olabilmekte oluruz..."

Db. Ersoy'a cevap veren Muhammed:

"... Evet... Bu ikimiz için de iyi olur sanırım."

Baltasını yerine koyan Db. Ersoy, konuştu:

"Desibel Konseyi beni beklemekte... Sonra o çubukla konuşmakta olmakta oluruz... Kawerüj, Db. Ersoy! Ya da sizin dilinizde olmakta... Görüşürüz, Db. Ersoy!"

Birbirlerine son vedalarını ettiler, ve Db. Ersoy, yoluna koyuldu. Muhammed Ersoy, güneş batana kadar orada kaldı. Ama güneşin batışından sonra o da evine dönmek için yola koyuldu, ve gelecek macerasının ne olacağını düşledi.

SON

Usta Çöpçü: Beyaz Celladın Son SınavıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin