"... bir ara açıklarım"

110 12 35
                                    


-Frisk'in gözünden-

Undyne'nın evine girdik. Undyne, Alphys, Mettaton ve Rose bizi sıcak bir gülümseme ile kapıda karşıladı.

Undyne:Sonunda gelmeye karar verdiniz ha?
Frisk:Heh, Chara işte ne olucak? Süsü, püsü hiç bitmiyor hanfendinin UwU
Chara:Hee oldu az daha uydur U^U
Frisk:Peki, nasıl istersen UwU
Aslında gelirken dev bir hamburger ile karşılaştık, yolu tıkıyordu ve geçmek için tam ortasından yiyerek ilerlememiz gerekti.

dedim, şaka yaptığımı belli edicek bir ses tonu ile. Bu hepimizin yüzünde bir gülümsemeye sebep oldu..

Chara:İyiki az daha uydur dedim pwq

...

Önce oturup biraz muhabbet ettik, yaptım/yapmadım oynadık ve şimdi de televizyonun karşısına geçmiş, Alphys'in seçtiği bir anime izliyorduk. Serinin 27. bölümünü de bittirdikten sonra, uzunca bir süredir oturduğumuz izin sıkıldığımızı fark ettik.

Alphys:P-Peki bu a-animenin 2.sezonu da bi-bittiğine göre ş-şimdi ne ya-yapalım?
Mettaton:Bence Frisk'ciğimi buluşması için hazırlamalıyız~
Frisk:Kiminle, nerde, ne buluşması ya?
Mettaton:Ah tatlım, saklamana gerek yok, biliyoruz. UwU
Frisk:Ben neyi bildiğinizi, bilmiyom ama ;-;

Şaşkın bir yüz ile bana imalı bakışlar atan Mettaton, Undyne, Alphys ve Rose'a bakarken, arkamdaki koltukta oturan Chara'nın tutmaya çalıştığı gülme sesini duyunca ölümcül bir ifade ile ona döndüm.

Frisk:Galiba sen biliyorsun ha CANIM kardeşim?
Undyne:Pff, Chara'ya kızma serseri, eninde sonunda öğrenicektik zaten.
Rose:Hem neden saklama gereği duydun ki? Biliyosun zaten, ben sizi başından beri shipliyom UwU
Alphys:Kabul e-etmek g-gerek, bi-birlikte ç-çok tatlısınız.
Mettaton:Sizi birlikleyken video ya almalıyım, reytingler tavan yapıcak!
Frisk:Bi dakka ya, ben daha kimden bahsettiğinizi bile bilmiyorum!

Bunu söylemem ile, hepsi birbirlerine "(¬‿¬ )" ifadesiyle baktı.
Sonra bana döndüler ve aynı anda..

C&M&U&A&R:Sans, iskelet Sans.

dediler..
Birde kendi repliği ile söylüyorlar ya
p﹏q

Yüzüm ısınmaya başladı ve panik ile ellerimi salladım.

Frisk:Hayır, hayır, hayır, buluşma falan yok, sadece bi uğramak için gidicem o kadar!
Chara:Püff he yaw he, balık gibi çırpınıyon şu haline bak, biz de yedik.  UwU
Rose:Şimdi olmasa bile, başka zaman  çıkmaya başlarsınız.
(¬‿¬ )
Undyne:Hem belki ilerde evleni-
Frisk:BEN BAŞKASINI SEVİYORUM!

Uzun bir sessizlik hükum sürdü önce..
Hayal kırıklığını yüzlerinden okuyabiliyorum..
Solmaya başlayan gülümsemeleri..
Birbirlerine baktılar.. sonra bana.

Chara:Ne? Gerçekten mi?
Frisk:Evet, neden şüphe edesin ki?
Chara:Peki.. madem hissetiğin şey bu... seni zorlayamayız.
Undyne:Bunu.. Sans'a bir anda söylememeye çalış olur mu?
Mettaton:Biliyorsun tatlım, o seni seviyor..
Alphys:U-Umarım ik-ikiniz de b-birbirinizle o-olmasa bile m-mutlu ol-olursunuz
Rose:Böyle olucağını hiç tahmin etmemiştim..
Frisk:Gerçekten üzgünüm..
Undyne:Olma. Seni hiçbirşeye zorlayamayız, kimi seveceğine sen karar veremezsin.

Undyne yanıma yaklaştı ve bir elini omzuma koydu...

Undyne:Kalbinden ne geçiyorsa o...
Frisk:Peki, ben gidiyim mi şimdi?
Undyne:Evet.. ve ona durumu anlat..
Frisk:Tamam..

Çantamı ve hırkamı alıp kapıya yöneldim, kolunu tutarken duraksadım, derin bir nefes aldım.. arımdan kapıyı açtım...

...

Kapıdan çıktım ve Karaltan'a doğru koşmaya başladım..
Suçluluk duyguma rağmen gülmemi durduramıyordum.
Kendi kendime konuşurken kahkahalarım da artıyordu.

-Ne çabuk inandılar..

-Yüzleri nasıl da düştü ama yaa gıyamam pwq

-E onlar da utandırmasalardı beni U^U

-Neyse bir ara açıklarım artık UwU

Sans'ın nöbet yerine ulaştığımda, kendi kendime konuşmayı bıraktım.
Etrafa göz gezdirdim ama ortalarda yok gibiydi..

Nöbet kulübesine yaslandım ve onu beklemeye başladım..
Görünürde ona rastlamadım ama gözüm bir yere takıldı.
Kulübenin ön kısmındaki tahtanın üzerinde bir not vardı.

Notu elime aldım..

"Düştüğün ikinci yere bir göz at istersen..
(ilki Cenneten'di) "

"Düşmek" dediğine göre bu notta yazılanlar benden veya Chara'dan başkasına yönelik olamaz..
Ama buraya gelmesi beklenen kişi bendim..
Bu durumda bu sözlerin bana söylendiğine süphe yoktu..

Bunu Sans yazmıştı.. hemde bana..

Yanaklarım ısınmaya yani kızarmaya başladı ve yüzümde mahcup bir gülücük belirdi.

Beni, buraya düştüğüm yerde beklediğini düşünsem de belki biryerlerde saklanıyordur diye kulübenin etrafında dolaştım ki bir kutu buldum

Bu bir hediye paketiydi ve üstüne "Meleğim'e" yazıyordu.
Paketi açtım ve kutunun içinden bir ayna çıktı. Aynanın üstünde... 
"Dünya'mın en güzel kızı" yazıyordu.
Bu 3.iltifat olmuştu..

...

Kimsenin olmadığı Harabeler'e gitmiş Sans'ı arıyordum.
Sarı çiçeklerin oluğu aydınlık yere geldim ve tamda ışığın vurduğu yerde, üstünde not olan bir kutu daha buldum.

Not'ta

"Yüzünü ellerimin arasında tutup, göz yaşlarını silmeme izin verdiğin yer...
(karnın da guruldamıştı hani :D )"

yazıyordu..

Kutunun içinde ise, Yankı Çiçek'lerinden, el yapımı bir tac vardı.
Tac'ı başıma takıp Şelaleler'e koşmaya başladım, koşarken düşmesin diye bir elimle de tac'ı tutuyordum, diğer elimde notlar, hediye kutuları ve ayna vardı, çantam ise omzuma asılıydı ..

...

Mavi tonlarına bürünmüş, huzur veren o hoş ortamı..
Yankı çiçeklerinin taşıdığı o dilekler ve tekrarladıkları o sözler...
Şelalenin rahtlatıcı sesi..

Burayı seviyordum..
Sans burdadır sanmıştım ama yoktu..
Etrafta bir not aradım ama o da yok... Birşey bulamadım ve boş boş dolanmaya başladım..

Etrafta dolanırken, Sans ile oturup konuştuğumuz yerdeki çiçeklerden birinin sapında kırmızı bir kurdele gördüm..
Sonra o yankı çiçeğine kulak misafiri oldum..
Bu çiçek tanıdık bir sesi tekrar ediyordu..
Yaklaşıp dinledim...

"Frisk, Seni seviyorum.. ve bunu zaten biliyorsun.

Eğer beni Yeraltı'nın en mutlu canavarı yapmak istersen..
...Benimle çıkar mısın?

Cevabın 'Evet' ise, elimde bir demet çiçek ve küt küt atan kalbim ile Mettaton'un restoranında, 4.masada bekliyor olucam.."

....

_______________________________________

.•♫•♬• ᯽Solmuş Çiçeğim᯽ •♫•♬•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin