1.Bölüm(Bir Tutam Yalnızlık)

105 15 7
                                    






          1. Bölüm(Bir Tutam Yalnızlık)

   Doğarken ağladı insan bu son olsun bu son.

Karanlıkta ağlayanlar,
Aydınlıkta gülerler.
Kimse bilmez onların ne yaşadıklarını.
İçlerindeki yangını nasıl söndürmeye çalıştıklarını.

"Tanrı'nın bana öğrettiği şeylerden biriydi ıpıslakken yanmak."

Kulaklarımda çığlık melodileri,hüsranın sesleri öfkenin yankısı.Hızlı adımlarla ilerliyorum,yaprakları olmayan ağaçlara bakıyorum.Güneşi kapatan bulutlar var gökyüzünde hava hafiften kararmış,insanlar evlerine çekilmiş,bahtsız olanlar ise dışarda.Kendini arayanlar ise mermere oturmuş bir çıkış yolu bulmak için Tanrı'ya yalvarıyorlar.
Onları kaderleri ile baş başa bırakıyorum.
Dışardaki suskunluğa bakıyorum güçlü çığlıklar,hesaplaşmalar,gerçekler veya yalanlar ama hep göz yummayı tercih ediyorlar.Belkide Adem ile Havva'nın cezalarından dolayı gönderildiği asıl cehennem olan bu dünyaya alıştıklarını düşünüyorlar.
Şakağımdan akan soğuk ter damlaları beni yalnız bırakmayan ve yaşadığımı hissettiren tek şeydi.Uzun zamandır evden hatta odamdan çıkmamıştım, eve de ölüm sessizliği hakimdi.Yaşadığım olayların içinden çıkamaz hale gelmiştim ve sırtımdaki yükleri başkası ile paylaşmaya hazır değildim.Çevreme olan inancım gün geçtikçe azalmaya devam etmekteydi.
Yılların acı dolu gerçeklerinin sırasıyla ortaya çıkması kaçınılmaz bir gerçekti.
Ben Gece Gürkan.
Tunahan Gürkan'ın istenmeyen bir kadından olan tek kızıydım.Tanımadığım annemin istenmeyen bir kadın olarak anılması beni yeni dünyanın acımasızlığını öğrenmeme birbir sürüklüyordu.Babamın hatası yok muydu sadece anneme tüm kötü ithamlar atılıyordu?
Babamın suçu vardı ve ben bunun farkındaydım.Annemin annesinin babamla birlikte yani benimle yaşaması anneme olan ithamları kabul etmemize bir işaretti.
Peki şu an yanımda zorla anne dediğim kadın kimdi?
Seda, babam ile ben yeni doğduktan sonra evlenen yani sizin tabiriniz ile üvey annem.
Babamı sevdiği söylenemezdi,babamda onu pek sevmezdi.
Bende onun annem olmadığı gerçeğini 16 yaşında öğrenmiştim.Seda'nın beni sevmediğini biliyordum anne dediğim kadının bana fiziksel ve psikolojik zorbalık yapması normal olamazdı çevremde tanıdığım yaşıtlarımın anneleri böyle değildi.
Küçük yaşta öğrendim annesizliği.
Beni sevmeyen babamın bana verdiği acıyı.
Ya da evde alamadığım sevgisizliği okulda aramaya başlayıp yaşadığım zorbalığı ilkokul,ortaokul ve lise hayatım boyunca acımasız şekilde zorbalığa uğramayı küçük yaşta öğrendim.
Olgunlaştım, yıllar ilerledikçe serpildim,yirmi üç yaşında hayatın acımasızlığını öğrenen bir kadın oldum.
Aşık oldum.
Ya da aşık olduğunu sanan gözü boyanmış bir kadın olmuştum.
Bu aşk değildi aşk aldatmalara gelmezdi.
Lisede tanıdım hayatımı değiştirecek üç erkeği.
Can,Oğuz ve Efe'yi.
Sonra aşık olduğumu sanmıştım Efe'ye gün geçtikçe içimdeki aşk büyüyor gibiydi bir hevesti hiç sevilmemiş bir kızın böylesine sevildiğini sanması.
Ama sevgi yalandı sadece ben sevmiştim.
Can ve Oğuz yanımda olduklarını söylüyorlardı ama kime inanacaktım bundan sonra.
Ben Gece Gürkan hayatını düzeltmeye çalışan bir kadınım sadece buyum.
Tunahan Gürkan'ın istenmeyen karısından olan bir kız çocuğu değilim.
Çaresiz aşık Gece değilim.
Aldatılan Gece değilim.
Annesiz kalmış Gece değilim.
Okulda istenmeyen Gece değilim.
Ben Gece Gürkan sadece bu.
   Hüzünlü gözler ile beni izleyen çocuğa çeviriyorum mavi gözlerimi.Kendi çıkarlarım için ruhumu,hayatımı ve geleceğimi harcadığım bu sonu gözükmeyen zifiri karanlıkta ben yenilmiştim ama onu kendimden kurtarmıştım.Ruhlarımız ile birbirimizden aflar diliyor kavga ediyorduk.Tanrı'nın bana öğrettiği şeylerden
biriydi ıpıslakken yanmak.
"Gece iyi misin?"diyen babamı gördüm yarı açık kapının gösterdiği kadar.
"İyiyim,sen çık ben yarım saatte hazır olurum."demek ile yetindim.Anlamış olacak ki onunla konuşmak istemediğimi başını sallayarak beni tek bıraktı evde.
Yaşadığım olaylardan sonra tekrardan dönüyordum İzmir'e Üniversite'ye orada devam edip kendime yeni bir sayfa açmayı planlamıştım.
Babam ve anneannem gelmiyordu.
Sadece kuzenim Nil ve Ben.
Nil'in anne ve babası işlerinden dolayı ülke dışında olduğu için beni yalnız bırakmak istemedi ve benimle gelmeyi kabul etmişti.
Buradan ayrılırken beni zorlayan tek şey Sena'nın kendini kazanmış olarak düşünmesiydi.
Sena ,ilkokul,ortaokul ve lise hayatımı bana zindan eden birisiydi ve hiç bir sebebi yoktu bunları yaparken.
Onun yüzünden bir çok kere hastanelik olmuş lisede okul bile değiştirmiştim ama orada bile peşimdeydi.
Ondan hiç bir zaman kurtulamamıştım.
Bir kaç eşyamı daha toparladıktan sonra bavullarımı teker teker zorlukla merdivenlerden aşağı indirdim.
"Selaaam."diye bağıran Nil'i görünce biraz olsun daha iyi hissetmiştim.
"Yeni hayatımızın ilk günü için hazır mısın?" diye sırıtarak elini omzuma attı.
"Evet hazırım ama ilk başta."dedim ve bavullarımı göstererek ona döndüm.
"Bunları arabaya yerleştirmemiz lazım."dedim yanağından bir makas alıp bavulları yerleştirmeye başladım.
Bagajı o kendi eşyaları için kullanmıştı.
Ben ise arka koltuklara eşyalarımı yerleştirmiştim.
Araba yolculuğumuz zahmetli geçen dakikaların ardından başlamıştı.
    Bize neler neler öğrettiler
   Sevdalar üstüne
  Aldatıldık aldatıldık sevda böyle değil
Arabadan gelen şarkı sözleri ile Nil'in bu şarkıya eşlik etmesi bir olmuştu.
Ne yalan söyleyeyim şarkı çok güzeldi .
  Ufulana ufulana kaç kuşak eridik bu yollarda.
Şarkıya sesim kısılına kadar bağırarak eşlik ettim.
Ardından telefonumun çaldığını fark edip hızlıca aramaya yanıt verdim.
~Oğuz~Arıyor
"Efendim Oğuz."
"Gece neredesin."
"İzmir'e taşınıyorum ya arabaya bindik şimdi Nil ile."
"Acil attığım konuma gelmelisin."
"Neden bir şey mi oldu?"
"Açıklaması çok zor buraya gelmelisiniz Gece bekliyoruz yoksa elimden bir kaza çıkacak şimdi."
Telefon bu cümleden sonra direkt kapandı.
Arkadan kavga seslerini duymak o kadar zor değildi.
Can ve Efe'nin birbirleri ile kavga ettiğini duymuştum.
Telefonuma gelen bildirim ile konumu Nil'e gösterdim.Onun hali de benden farksızdı şaşkın ve gergin bir şekilde iki saatin sonunda gösterdiği yere varmıştık ve burası Can'ın eviydi.
Aslında ne olacağını bilmiyordum ne kadar Can ve Oğuz'a güvensemde Efe'ye güvenmiyordum bu beni korkutuyordu.
"Nasıl bunu yaparsın lan sen." diyen Can'ın sesini duydum.
Sesleri dışarı kadar geliyordu.
Titremelerim artmaya başlamıştı.
Nil elimi tuttu ve güven verircesine bana baktı.
"Sakin ol ben senin yanındayım her zaman."dedi
Başımı onaylarcasına salladım.
Kapıyı çaldım.
Gözleri kıpkırmızı bir şekilde açtı Oğuz kapıyı.
Nil den yavaşça ayrıldım ve Oğuz'un yüzünü tuttum.
"Hey iyi misin bu yüzünün hali ne?"dedim
"Asıl sen iyi misin Gece bunu nasıl bize söylemezsin Efe'nin seni aldattığını."dedi sinirli bir tavırla.
"Bunları dışarda konuşacağız?"dedim alınganlık ile cevap verip ve hızlıca bağrışma sesleri duyduğum odaya geçtim.
Can ve Efe karşı karşıya durmuş sinirli soluklar alıp veriyorlardı Can'ın yüzüne fazla bir şey olmasada,Efe'nin yüzünde darp izleri vardı anlaşılan Can ve Oğuz,Efe'nin beni aldattığını öğrenmiş ve Efe'den hesap sormaya gelmişlerdi.
"Geçin oturun siz."dedi Oğuz.
"Ee yani niye beni çağırdınız." dedim bu ortamda olmak istemediğimi belli ederek.
Can Efe'yi kenara iterek hızlıca yanıma geldi ve ellerimden tutup beni kaldırdı.
"Bunu böyle öğrenmeni istemezdik ama Efe seni S-"Can'ın cümlesini devam ettirmesine izin vermeyen Efe hemen söze girdi.
"Seni Sena ile aldattım Gece oldu mu?Mutlu musunuz bunu söylediğime?"dedi
İğrenerek yüzüne baktım ona olan masum sevgimi yerle bir etmiş adama baktım.
"Çıkın."dedim
"Gece."dedi Nil
"Çıkın gelicem ben."dedim sesimi yükselterek.
Can,Oğuz ve Nil salonu terk ettiğinde konuşmaya başladım.
"Acıyorum sana biliyor musun?"dedim ve üzerine doğru bir adım attım.
"Bu kadar karaktersiz olmak seni zorlamıyor mu? Ya da insanları kandırmak, bir insanı öldürmeye çalışan bir kızla beni aldatmana mı güleyim?Ya da beni tüm yol boyunca takip etmeleri için bir sürü adam gönderen bir kızla aldatmana mı güleyim yoksa direkt olarak beni aldatmana mı?"dedim göğüsünden ittirerek.
"Yazık çok yazık bir şey söyleyim mi?"dedim
Hayatınızda tarif edemeyeceğiniz kötü hissettiğiz bir anda gördüğünüz bir bakış vardır ya Efe'nin bana attığı bakış tamda buydu.
"Üzülüyorum bir insanın bu kadar kötü olmasına üzülüyorum kötü olmak senin elinde Efe.Her insan iyi doğar ama sen onursuz ve gurursuz bir insansın.Sana 16 yaşındaki masum bir kızın sevgisini verdim ama hakketmedin sana olan sevgimi hakketmedin çünkü hiç bir zaman beni sevmedin sen.Bilmiyor muyum sanıyordun?Kadınlar hisseder Efe beni onca sene salak mı sandın Sena ile beni ayakta uyuttuğunuzu mu sandınız?"dedim
"Nasıl yani?"dedi
"Biliyordum Efe biliyordum gördüm sizi el ele tutuştuğunuz anı çektim."bunları dedikten sonra telefonumu kaldırdım.
"Bak burada hepsi hala gözümün önünden geçiyor kulaklarımda o anki gülüşmeleriniz çınlıyor."
"Şimdi ne yap sen biliyor musun ilk başta."dedim ve masanın üzerindeki sürahiden cam bardağa su doldurdum.
Ve suyu eline tutuşturdum.
"İlk başta bu suyu iç ve olanları sen hazmet çünkü ben hazmedeli çok oluyor sonrada Sena'nın yanına ağlayarak git ve olanları anlat malum her zamanki yaptığın gibi.Ve şunuda unutma insan yaşattığını yaşamadan ölmez."dedim
Ardından hızlıca orayı terk ettim.
Kulaklarım çınlıyordu başım dönüyordu ne kadar umursamıyormuş gibi gözüksemde yaşananların bu denli ortaya çıkacağını tahmin etmemiştim benimle konuşmaya çalışan Can,Oğuz ve Nil'i atlatarak şoför koltuğunun yanındaki koltuğa oturdum ve sadece beklemeye başladım.













Düzenlemeye aldığımı söylemiştim büyük ihtimalle bir aksilik olmazsa Ekim'e kadar tüm bölümleri paylaşırım sonrada kafamdaki yayın evlerine başvururum.

GÜNEŞLİ BİR GECEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin