"O kadar zor değil." Shinsuke, piercing delmek için kullanılan aleti Osamu'ya gösterdikten sonra eline bir spreyi alıp önlerinde uzanan kızın kulağına doğru eğildi. "Acı azalsın diye bu spreyi sıkıyoruz, uyuşturuyor. Ardından..." Shinsuke kızın kulağını deldikten sonra geriye çekildi ve Osamu'ya baktı. "Bu kadar. Anladın mı?"
Osamu başıyla onayladıktan sonra kızın Shinsuke'ye ücretini ödeyip gitmesini izledi.
"Tabii bu en basit yöntemi, mesela göğüs ucu ya da kıkırdakta istiyorsan piercingi onun yöntemleri farklı. Onları da zamanla öğrenirsin."
Atsumu ise bu sırada dövme yapan Aran'ı izliyor ve dövme yaptıran kişinin dikkatini dağıtıyordu. Osamu, sessizce Shinsuke'ye bakarken gri-siyah saçlı oğlanın ona yumuşak bir sırıtış sunduğunu yeni gördü. "Bu kadar çekinmene gerek yok. Yeni öğrendiğin bir şeyde mükemmel olamazsın zaten."
"En azından deneyebilirim."
"Denediğini görebiliyorum." Shinsuke, Osamu'nun saçlarını karıştırdıktan sonra kalçasını az önce kızın uzandığı koltuğa yasladı ve hafifçe geriye doğru eğildi. "Anlat bakalım, neden geldiniz buraya?"
"Öyle gerekti deyip geçiştirebilir miyim?"
"Elbette." Shinsuke'nin dudaklarından dökülen kahkaha ile dilindeki piercing açığa çıktı. "Çoğumuzun karmaşık karakterleri ve geçmişi var. Seni yargılayacak ya da sıkıştıracak değilim."
"Öyle mi?" Osamu'nun sesi mırıldanmaya dönerken gözlerini kaçırdı. Şu ana kadar edindiği arkadaşların büyük bir kısmı onu terk etmişti, ailesi olmadığını ya da sıradan bir hayatı olmadığını öğrendiklerinde. Açıkçası biraz korkuyordu, yirmi bir yaşında olduğundan Shinsuke onun hayatı hakkında bir yorum yapamazdı ona iş verse bile ama insanların ne yapacağı belli olmuyordu.
"Evet, buraya nasıl tipler gelip gittiğini tahmin bile edemezsin. Arkadaşlarımdan normal olan pek yok. Kolay kolay şaşırmıyor ya da tepki vermiyorum artık." Osamu sessiz kaldığında Shinsuke devam etti. "Çoğumuzun hareketlerinin arkasında kendince mantıklı sebepleri var ve hayatlarımızı kendimiz seçemiyoruz. Bunu öğrenecek kadar çok şey gördüm."
"Ne gibi mesela?"
Shinsuke kısa bir süre hmladıktan sonra devam etti. "Aran ile çocukken tanışmıştık, çok uzun süre ırkçılık yüzünden zorbalığa uğradı mesela. Ailesinin durumu pek iyi değildi ve yaşadıkları mahalle daha çok.. nasıl desem? Paranın konuştuğu ve statülerin insanlardan daha önemli olduğu bir mahalleydi. Bu yüzden ailesi de uzun süre bastırıldı, şimdi bu kadar korumacı ve sert biri olmasının sebebi de bu. Başka bir arkadaşım ise ailesinin statüsü yüzünden baskıyla büyümüştü ve izin almadan konuşmaya bile hakkı yoktu, çok parası olmasına rağmen ailesi de hiç mutlu değildi. Sonunda on sekiz yaşındayken onu evlendirmeye çalıştılar, kız da kaçtı. Şimdi başka bir ülkede sevdiği erkekle evli." Osamu, Shinsuke'nin neden bahsetmeye çalıştığını anlamıştı. İki tarafla da empati yapabiliyordu bu durumda demek ki.
Shinsuke, Osamu'nun yardımıyla yeni gelen müşteriye piercing delmeye başlarken konuşmaya devam etti. "Hayat insanları yargılamak için çok uzun, kabul etmek için çok kısa Osamu."
'Sesin bu yanlış diye bağırıyor ama yirmi birinci yüzyıldayız. Neyin doğru neyin yanlış olduğu kimin umurunda? Mutlak bir doğru yok. Önemli olan kendi doğrunu yapmak.'
Osamu'nun kafasında dün Rintarou'dan duyduğu sözcükler bir kere daha yankılanırken bir sandalye çekip Shinsuke'nin yanına oturdu. "Sence doğru olan herhangi bir şey var mı peki?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝘭𝘰𝘴𝘵. -𝘴𝘶𝘯𝘢𝘰𝘴𝘢
FanfictionOsamu ve Atsumu ikizlerinin en büyük hayali yeni bir yerde, yeni bir hayata başlamaktı. Pasaportunu karıştıran Atsumu sayesinde hayatlarına giren Rintarou ve Kiyoomi ise planlarını oldukça değiştirmiş sayılır.