2. BÖLÜM KUŞ OLUP UÇSAM

73 15 47
                                    

Mirza'nın Ağzından............................

Yine her defa hastane koridorlarında
yüreğim ağzımda bekliyordum.
Hastanedeki kasvetli hava ilaç kokuları işlemişti ciğerlerimi. O ev dar geldi canımın hastanede olduğunu duyunca.

Sendeleyerek odama çıkıp üzerimi
değiştirdim. Yine üzmüştüm bebeğimi. Merdivenlerden inerken aceleyle ayağım kaydı. Son iki basamağı kıç üstü indim . Belimde yanma hissettim. Akın'ımın kalbimde bıraktığı ağrının yanında bu neki!!!!

Hastahaneye geldiğimde annem
Yeliz ablaya sarılmış teselli ediyordu.
Hande ablama bakmamla kollarını
açtı. Yanıma gelip sıkıca sarıldı .

"Mirza o iyi olacak o bizi bırakmaz
değilmi?" Elimi saçlarında gezdirdim.
"Bırakmaz abla o senin oyun arkadaşın hiç bırakır mı seni?" deyip yüzüme zoraki bir gülümseme koydum.

"Hayır sen geldikten sonra benimle
oynamayı bıraktı" diye sitem etti
her zamanki gibi ablam.

Söyledikleri ile gerçek bir gülümseme
oldu dudaklarımda .

"Abla akın'ımı son durumu nasıll?" diye sordum sesim titriyerek

"Yoğun bakıma aldılar kalbinin
dinlenmesi için uyutacaklarmış ".

Ablamı dinlerken başımı öne eğdim
ağlamamı görsün istemiyordum.

"O- onu görebilir miyim?" dedim utanarak Yeliz ablaya bakıp izin vermemesinden korkuyordum.
Sımsıkı sarıldı bana hak etmiyordum
sevgilerine oğlu benim yüzümden
hastane yatağında yatıyordu.

"Seni bekliyor bebeğim uyutuluyor
olsada seni hisseder hadi git hemşireler sana yardım etsin"

Başımı kaldırıp minnetle gülümsedim. Hızla personel odasına girip yardım istedim hemşirelerden. İzole edilmiş giysileri giydim. Ellerimide yıkayıp eldiven ve bonemi giydim. Hazırdım Akın'ımı görmeye. Yoğun bakım ünitesine girdim. Akın'nın odasına girerken hemşire seslendi .

"Lütfen beş dakikayı geçmeyin
Akın beyin sağlığı için bu önemli" dedi hemşire. Tamam deyip içeriye girdiğimde canım yatağında
huzurlu bir uykunun kollarında uyuyordu. Sahi uyurken kalbi dinleniyormuydu. Yoksa benim
aşkım ona ağır mı geliyordu?

"Akın'ım ben seni hak etmiyorum.
Şimdi duyuyorsan kızarsın bana
sen benim meleğimsin dersin .
Küçükken hep senin ablamla oynamanı kıskanırdım. Hatırlıyor musun ablamın bebeğinin elbisesini ben kesmiştim. Ablam beni anneme şikayet edecekken sense ablama, annene söylersen bende senin saçını keserim demiştin. Annem odaya girdiğinde elinde bebekle ağlayan ablamı görünce Mirzaa diye bağırırken sen beni arkana alıp. Serap teyze ben kestim bebeğin elbisesini  Hande beni kızdırdı demiştin. Sen hep bana kol kanat gerdin asıl melek sensin meleğim. Akın neden beni üzüyorsun ilaçlarını bile düzenli içmiyorsun.

Çokmu bıktın benden canına kastın ne? Bilmiyor musun sensiz olamayacağım?"

Gözlerimdenakan yaşları elimin
tersi ile sildim. İç çekip alnına
dudaklarıma bastırdım. Teninin solgunluğu canımı yakıyordu.
Hemşirenin seslenmesi ile son defa
dudaklarımı dudaklarına dayayıp
bir buğse bırakmamla göğsüne bağlı
cihazlar ötmeye başladı. Kalp atışını
gösteren makinada kalp atışları
çoğaldı. İkaz düğmesinin çalmasıyla
iki doktor ve hemşire odaya daldı.
Öylece bakıyordum gözümün önünde
benim için çarpan kalbi yine beni
hissetmiş sevdiğimi zorluyordu.

Yine ona iyi gelmemiştim hemşire
kolumdan çekiştirip bir şeyler
söyleyerek odadan çıkartı bedenimi.
Duymuyordum kimseyi her kez ağlıyordu. Bakıyordum yüzlerine
ne olmuştu ki ablam yakamdan tutup
sarsıyordu . Etrafımda olanları bedenimden ayrılan ruhumla izliyordum. "Mirzaa kendine gell evlatt" Bu sefer karşımda Uraz amca vardı. Yüzüme attığı tokatla bana sarıldı.

YANILMALARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin