7.bölüm - %21

535 28 10
                                    

Yazar : taohuneytea
Çeviren : EgeHayal & byz_g-ri
Hikayenin asıl linki : http://www.wattpad.com/story/9734995-metal

Parmaklarını sırada tıkırdatıyor, diğer eliyle hafifçe bacağına vuruyor, ayağını aşağı yukarı sallıyordu. Jongin, Sehun'un bütün mağrurluğu ile arkasındaki varlığı olmadan saçma bir şekilde sıkılmış hissediyordu. Tabi ki, Kyungsoo'nun refakatinin büyük faydası vardı ama birbirlerini ancak uzun süreler sonunda görüyorlardı ve matematik dersi ; şu an var olmayan en iyi arkadaşının nadiren yaptığı esprili yorumları olmadan düpedüz katlanılamazdı. Can sıkıntısının yanı sıra, tamamen endişeliydi de. Sehun tehlikedeydi. Ölmüş olabilirdi ve Jongin'in bundan haberi olmayabilirdi çünkü, lanet olası, buraya sıkışıp kalmıştı.

Parmaklarını daha hızlı tıkırdattı.

Sonsuzluk gibi görünen bir zaman sonra öğle yemeği zili çaldı ve saniyeler sonra Kyungsoo elinde iki tane öğle yemeği kutusuyla hoplaya zıplaya geldi. Jongin kendi şans yıldızına teşekkür etti; Kyungsoo ona yemek pişirmişti.

Yemek kesinlikle eşsizdi ve Jongin dakikalar içerisinde bitirdi, Kyungsoo'nun yüzü sevinçle parlamıştı. Kyungsoo'nun en büyük zevklerinden birisi erkek arkadaşının kendi pişirdiği yemeği yerken görmekti. Bunu sık sık kafasında canlandırmayı seviyordu,gündüz düşleri; bundan dört yıl sonrasında kendileri, Jongin'in üç köpeği ve tek bir yatak odası ile birlikte, zengin bir şehirdeki büyük, lüks bir apartman dairesinde geçiyordu.

Kyungsoo bu düşünceyle kızardı ve Jongin teşekkür olarak onun yanağına bir öpücük kondurdu. Jongin bazen, kısa olanın ne düşündüğünü anlayamıyordu ama o büyük gözleri ve kalp şeklindeki pembe dudaklarıyla orada oturmuş kendisini izlerken son derece sevimli görünüyordu. Kyungsoo yüzündeki yumuşak dokunuşla birlikte birkaç kez gözlerini kırptı; bu onu düşlerinden uyandırmıştı. Gülümsemeyle Jongin'e baktı ve Jongin ona bir öpücük daha verdi; bu kez dudaklarından.

Jongin çarpık bir gülümsemeyle arkaya doğru uzandı ve dirseğini sıraya yaslarken iç çekti.

"Sorun ne?" diye sordu Kyungsoo. Erkek arkadaşı hiçbir zaman iç çekmezdi, o bunun için fazla umursamazdı.

"Hiçbir şey, sanırım" Geçiştirmeye çalıştı.

"Sehun'u mu düşünüyorsun?"

Jongin yenilmişlikle itiraf etti. "Evet."

Kyungsoo kalbinde bir sızı hissetti. Kolayca kıskanan birisi değildi ama Sehun başka bir hikayeydi. Jongin anormal bir şekilde arkadaşına yapışıyordu ve Kyungsoo bunu anlıyordu. Onlar erken çocukluk dönemlerinden beri arkadaşlardı ve Kyungsoo yeni gelendi. Ama yine de bununla ilgili tuhaf bir şey vardı ve Kyungsoo ikisi hakkında ne hissedeceğinden emin değildi.

Jongin'e sarıldı ve Jongin kollarını beline dolayıp ona sıkıca sarılarak karşılık verdi. "İyi olacak." dedi Kyungsoo, "O tamamen iyi, bundan eminim."

Jongin geri çekildi ve üçüncü kez onu dudaklarının köşesinden öptü. "Teşekkürler Soo, sen en iyisisin."

Zil çaldı ve Kyungsoo gönülsüzce Jongin'i tekrar düşünceleriyle bırakıp gitti. Gün yavaşça geçip gitti.

------

Sehun sabah kendi kahvesini yapmak için zaman buldu.

Bunu daha önce hiç sıklıkla yapmamıştı ama mutfağı dolduran dünyevi aromayı ve elindeki sıcak kupayı oldukça seviyordu. İlk yudumu almadan önce derin bir nefes aldı. Acı tat dilini yıkayıp geçti ve boğazından aşağı gitti, yeni bir yudum almadan önce tadın ağzında kalmasına izin verdi.

METAL (ÇEVİRİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin