2.bölüm - %2

693 39 2
                                    

Yazar : taohuneytea
Çeviren : EgeHayal & byz_g-ri
Hikayenin asıl linki : http://www.wattpad.com/story/9734995-metal

Birkaç dakika içinde Tao yukarıdan kapının çarpma sesini duydu ve gülüşü biraz genişledi. Kendi kendine kıkırdadı. Onu değerli şeylerle dolu bu evde yalnız mı bırakmışlardı? Nasıl bir aileydi bu böyle?

Diğerinin çantası hala elindeyken odasına gitti, genç beyin karşı koridorundaki odaya yerleşti. Önündeki kapıyı sessizce kapattı. Yapması gereken bir görüşme vardı.

----

Sehun karşı holdeki kapının hafifçe kapandığını duydu. O olduğunu biliyordu. Kim olabilirdi ki başka? İç çekip saçlarını karıştırdı. Ailesi o kadar yer içinde, onu birkaç metre ötesine yerleştirmek zorunda mıydı? Bu gülünç ve anlamsız hissettiriyordu. Kesinlikle onun gibi birine koruma vermelerine gerek yoktu. Gizli sosyete ve efsaneci süikastçilerden uzakta güvendeydi. Allah aşkına o sadece bir lise öğrencisiydi!

“Siktir” diye mırıldandı nefesini verip duvardan yere kayarak otururken. Kafasını avuçlarına gömdü, baş ağrısının geldiğini hissediyordu. Şakaklarında keskin bir acı vardı,zonklamaya başlayınca işaret parmaklarıyla ovmaya başladı.

Sabah kahvaltıyı da atlamış olmasına rağmen akşam yemeğini de atladı. Bir anda kendini içinde bulduğu durumun yanında, açlık bir problem değildi. Akşamın ilerleyen saatlerinde,Tao’nun odasına izinsiz girip yatağında kitap okuyan diğer gence bir bakış bile atmadan çantasını geri aldı. Zihninde her şey karmakarışıktı. Göndermesi gereken biri vardı ve herhangi bir şey yapmalıydı.

--

Sonraki sabah Tao sesli bir kargaşa içinde uyandı. Ya da onun için sesliydi. O ufak sesleri,en az göze çarpacak hareketleri hissetmek için yetiştirilmişti. Boğuk yumruk sesi gibi sesler duyuyordu. Aceleyle kalktı ve duruma bakmak için odasından çıktı.

Karşılaştığı şey; mutfakta buzdolabını açıp kapatıp sonra sinirle ensesini kaşıyan  hırçın bir Sehun’du. “Kahretsin” diye mırıldanıp uzaklaştı, kapı girişindeki kafası karışık Tao’dan habersizdi. Sehun’un saçları oraya buraya yapışmış sarı saç telleriyle tamamen dağılmıştı ve hala pijamalarıylaydı.

Tao, Sehun kafasını duvara vurmaya başladığında “Uhm,bir problem mi var efendim?” diye sormaya karar verdi. Tao kelime seçimleri yüzünden biraz komik hissetmişti, kendinden küçük birine ‘efendim’ diye seslenmek zorunda olacağını daha önce hiç düşünmemişti. Gülmeyi bir kenara itip odaklanmaya çalıştı. Küçük bey’in delirip delirmediğini merak etmeye başladı.

Sehun ona dönüp dik dik baktı. “Hiçbir şey yok. Defol!”

Tao diğerinin kaba söylemine kıkırdadı ama buna rağmen hole doğru yürürken onu takip etti. “Kahvaltı yapmayacak mısınız?”

Sehun yüzünü ona döndü, yüzündeki işimi bozdun bakışıyla “Hayır. Yapmayacağım. Şimdi defol”diye kaşlarını çattı.

“Gidemem” diye cevapladı Tao kollarını göğsünde birleştirirken.

“Bu da neyin nesi böyle?” diye sordu Sehun, sıkıntıyla kollarını havaya kaldırırken.

“Sizinle okula gitmek için görevlendirildim” diyerek yürümeye başladı Tao, Sehun’u öncekinden daha öfkeli halde bırakırken.

“Niye?” diye fısıltıyla bağırdı parmaklarını saçlarından aralıksız olarak geçirirken.

Yarım saat sonra iki genç de okul formaları içinde kapıya çıkmışlardı. Her zamanki gibi arabayla bekleyen Bay Kim, Sehun’u bir ‘günaydın’ ve gülümsemeyle selamladı.

METAL (ÇEVİRİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin