∞ I will leave

573 57 110
                                    

Chapter 32

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



Chapter 32

Jisoo

Rahatsız edici telefon sesi.

Gözlerimi zar zor açtım. Üzerimdeki ağırlıkla gözlerim göğüsümde uyuyan Taehyung'u bulmuştu. Bana sıkıca sarılıyordu, ben ise bir bacağını kaldırıp beline koymuştum. Taehyung'un eli o bacağımın üzerinde, kalçamdaydı.

Bu manzarayı biraz daha izlemek isterdim, ama telefonumun inatçı tutumu pes etmeme neden oldu. Kafamı komidiye doğru çevirip telefonu elime aldım. Taehyung da durmuş, kıpırdanıyordu. Daha doğrusu elini kalçamda dolaştırıyordu. "Günaydın." Mırıldandığını duymuştum sadece.

Teyzemin aramasını açtığımda geçen seferki gecemizden sonra da teyzemin ani aramasını hatırlamıştım. Bu kadın ya her şeyi hissediyordu ya da sadece tesadüftü.

"Jisoo..." Ağlamaklı sesi kaşlarımı çatmama neden olmuştu. "Bu sefer gitti. Bu sefer..." Hıçkırmıştı. "...bu sefer gerçekten gitti."

Taehyung'un üzerimden çekmek istesem de başaramamıştım. Gözlerini bana dikip masum, masum bakıyordu. Saçları gözlerinin önünü kapatıyordu ve onu daha da tatlı yapıyordu.

"Ne oldu, teyze?" Kaşlarım çatılıp, yüzüm gergin bir dumana bürünürken, Taehyung doğrulmuştu. "Doğru dürüst anlat, çünkü anlamıyorum."

"Babam..." Sesindeki hüzün gittikçe artıyordu. Anlamıştım, dedem artık bizimle değildi. Aniden doğrulduğumda üzerime çarşafı çekmiştim. Doygun nehiri anımsatan gözlerim Taehyung'u bulmuştu. Bana şaşkın ve uykulu gözlerle bakıyordu. Gözlerimi aşağı indirdim. "Geliyorum, teyze." Telefonu kapattığımda çaresiz bir iç çekişe kaptırdım kendimi.

Sırtımda hissettiğim ellerin sahibi vücudunu vücuduma yaslamıştı. "Ne oldu?" Bana sarılıyordu, çenesini omuzuma koymuştu.

Ellerimi onun beline koyup kafamı omuzuna yasladım. "Dedem," diyebildim sadece. İçimi saran üzüntü ürpertisiyle gözlerimi kapatırken bir damla yaş kaymıştı yanağımdan. Hayır, hayır, o, damla değildi, çünkü ateş yanıyordu yanaklarımda. Gözyaşlarım yakıyordu yanaklarımı.

Ayrılıp yüzüme baktığında gözlerim güçsüzce yere bakıyordu. Yanaklarımda hissettiğim parmaklar göz yaşlarımı siliyorken yeni bir ağlama krizi gelmesin diye zorluyordum kendimi.

"Jisoo..." Kalın sesini olabildiğince alçaltmıştı. Aslında sesinin bu hali daha çok yakışmıştı ona. Öyle ki ismimi telaffuz eder etmez, belimden bacaklarıma doğru tuhaf bir karıncalama hissetmiştim. Göğüsümün bu duruma daha fazla dayanamayacağını biliyordum. Nefes alış verişim bile değişmişti, bu adil değildi, sadece ismimi söylemişti.

vsoo| First LadyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin