Hatırladın mı beni, diye soracaktım önümdeki adama, ama gözleri çoktan unutmuş gibiydi.
Zaten bu kadını hatırlamamak elde mi, gözleri bile insana, 'Beni unutmayın,' diyordu.
Vsoo ∞
smut⩩
[blackpink♥︎bts]
[redvelvet♥︎bts]
[mamamoo♥︎bts]
21.04.2021 ba...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Chapter 36
Jisoo
Jimin'in cümlesi içimde bir şüphe tohumu ekmişti. Bu tohumun beni yönetmesiyle Chaeyoung'u eczaneye göndermiştim.
Şimdi ise koridorda sağa sola yürüyerek Chaeyoung'un gelmesini bekliyordum. Aslında ben de gidebilirdim, ama konuklarımız olduğundan evden ayrılamıyordum.
Kapının önünde eve aylak gözlerle bakan adamı gördüğümde ona doğru yürüdüm. "Buyurun, kime bakmıştınız?"
Orta yaşlarındaki adamın gözleri beni buldu. Şaşkın gözlerle beni izledikten sonra dudaklarını açmıştı. "Acaba Jisun burada mı?" Adamın üzerindeki takım elbiseden ve arkasındaki adamlarından sıradan birisi olmadığını anlamak kolaydı. Asıl mesele bu adamın annemle ne meselesi vardı?
Gözlerimi kıstım. "Annemi neden arıyorsunuz?"
Sorduğum soruyla gözleri kocaman açılmıştı. "Annen mi?"
"Senin burada ne işin var?" Geriye döndüğümde teyzemin kızgın gözleriyle karşılaşmıştım. Teyzemin sağında Taehyung, solunda ise baş savcı Hoon duruyordu. Teyzem hızlı adımlarla önümden geçip adama yaklaştı. "Sana burada ne işin var, dedim?" Sesi fazlasıyla yüksekti, yorgun bedeninden enerjik bir canavar çıkmış gibiydi. "Ne yüzle buraya geliyorsun?!"
"Teyze, ne oluyor?" Gözlerimi teyzemden kurtarıp adama diktim. "Bu adam kim? Ve annemi nereden tanıyor?"
"Jisoo, biz içeri geçelim." Taehyung'u duyduğumda gözlerim onu buldu. Fazlasıyla sakindi sanki her şey çok normaldi. Gözlerinde tuhaf bir rahatlık vardı, ama aynı zamanda da gözlerinden garip bir ışıltı seziyordum, anlamamıştım.
"Biliyor musun?" Kaşlarım havalanmıştı. Yanına vardım. "Biliyor musun kim olduğunu?" Gözlerini benden çekip gergin şekilde nefes vermişti. Taehyung'un nereye baktığını anlamak için o yöne baktığımda adamın gözleriyle karşılaşmıştım.
"Ne oluyor burada?" Seokjin'in sesi bu defa koridorda yankılanıyordu. Yanıma varıp, elini belime koyduğunda, gözlerimi abime diktim. "Ne bu ses?" Seokjin'in gözleri hızlı şekilde teyzemi buldu. Hoş, teyzemin sadece sırtını görüyorduk.
"Ben size her şeyi anlatacağım." Adam yeniden konuşmaya koyulmuştu. "Söz veriyorum, ben-"
"Sus artık!" Teyzemin tokat atmak için kalkan eli Taehyung'un dayısı Sung Hoon tarafından tutulmuştu.
"Sonradan pişman olacağınız şeyler yapmayın, Jieun." Sung Hoon fazlasıyla emin konuşuyordu, acaba ne biliyordu bu adamla ilgili.
