Red River | ♪Jikook

3♪ Bay Chul

Selamm uzuuun bir aradan sonra yine benn aslında bu kitap için o kadar uzun olmadı sanırım. Evet, evet o kadar da uzun bir ara olmamış. Bölüm olması gerektiği için olan bir bölüm öyle yani olmazsa olmaz gibi gelebilir size ama olmak zorundaydı o yüzdenn okursanız sizin için çoook daha iyi olurr

Medyadaki şarkıyla okuyabilirsiniz

İyi okumalar ❤️❤️

×××

"Bay Jeon lütfen benden uzaklaşın. Şu an bir görevdeyim ve görev anında böyle bir şey yaşamam hoş olmaz efendim."

Jungkook karşısındaki bedenin telaşlanarak öne sürdüğü görev bahanesine ufak bir kahkaha atarak ondan uzaklaşmış ve saçlarını düzelterek masasına geri oturmuştu.

Jimin rezil olduğunun fazlasıyla farkındaydı normal birine karşı bir rezil olmak değildi bu, resmen enigmaya rezil olmuştu.

×××

Genç adam dün kendini o neredeyse malikâne büyüklüğündeki evden nasıl attığını bilmiyordu. Kurtların yöneticisi ona seks teklif etmişti ve Jimin resmen bunu reddederek elinden geldiğince çabuk kaçmıştı. Görev bahanesi geçerli bir bahaneydi ama ondan sonraki saçmalıkları? Ah gördüğünde Tanrı'nın kendi yerine daha çok utandığına yemin edebilirdi.

Kafasındaki bu utanç verici olayı bir süreliğine boşvererek önündeki kapıyı çalmış ve açılmasını beklemişti. Kapıyı açan kişi 45-50 yaşlarında, kısa sarı saçlı tatlı bir kadındı. "Kime bakmıştınız?"

"Bayan Shin siz misiniz efendim?"

"Evet benim bayım ne için geldiniz?"

"Ben dedektif Park Jimin. Oğlunuz Shin Du-Ho... Başınız sağolsun efendim." Saygı göstergesi için başını eğmiş daha sonra tekrardan karşısındaki kadına bakmıştı. "Oğlunuzun cinayeti ile ben ilgileniyorum eğer izin verirseniz size ve eşiniz evdeyse eşinize birkaç soru sormak istiyorum efendim."

"Elbette dedektif lütfen içeri gelin."
Kadının kenara çekilmesi ile içeri girmiş ve etrafa bakıp salon olduğunu düşündüğü tarafa ilerlemiş arkasından Bayan Shin gelmişti.

Salona girdiğinde korkuyla ayağa kalkan adamı eşi sakinleştirmiş ve Jimin'i ona tanıtmıştı. "Bu Dedektif Park, Du-Ho..." Kadının, oğlunun adını söylerken titreyen sesi Jimin'in, kalbinde ufak bir sızıya sebep olmuştu. Kadın derin bir nefes alarak cümlesine devam etmişti. "Oğlumuzun cinayetinde görevli... Bizimle görüşmek istedi..."

"Oh Dedektif Park... Kabalığımı mazur görün. Birisi içeriye bir anda dalınca tedirgin oldum. Oturmaz mısınız?"

Adamın koltuğu gösterip sorduğu soruya ufak bir tebessümle cevap vermiş ve gösterdiği yere oturmuş, Bay ve Bayan Shin'den de oturmalarını rica etmişti. Derin bir nefes alıp bütün vakalarda sorduğu soruları sormaya başladı. "Bayan Shin oğlunuz nasıl birisiydi?"

"Oğlum... Sessiz, içine kapanık bir çocuktu. Üniversite'de bile çok fazla arkadaşı yoktu. Yazarak mutlu olurdu ve genç yaşında başarılı bir yazar olma yolunda büyük adımlar atıyordu... O kimseye zarar vermez, başına bela almazdı. Sadece kendi yarattığı kurgularına odaklanır onlarla yaşardı..."

"Peki oğlunuza zarar vermek isteyecek birileri olabilir mi? Birisi kitabını beğenmemiştir yada ne bileyim kirayı ödememiştir, birisinin sevgilisiyle yasak ilişki yaşamıştır, uyuşturucu çeteleriyle bir sorun yaşamıştır. Bunun gibi şeyler olma ihtimali var mıydı?"

"Hayır yoktu oğlumun asla birisini incittiğini falan görmedim ve dedim ya size içine kapanık biriydi, bir kızla veya erkekle ilişki yaşaması imkansızdı. Uyuşturucu kullandığını yada o çeteler için torbacılık yaptığını düşünmüyorum Dedektif zamanının çoğunu odasında geçirirdi ve bizleyken hep ayık olurdu."