Bölüm4 ~Hissiz~

736 59 10
                                    

Arayan babamdı. Uzun uzun konuştuk. Yanına gelmek isteyip istemediğimi sordu. Gelmemi istiyormuş. Istemedigimi söyleyince çok üstlemedi. Yarın hastaneden çıkacaktım zaten. Ve her şey yine aynı olucaktı. Sıkıldım bu monotonluktan. Belki de monoton bi hayat sevmediğim için böyleyimdir. Dorukta uyanmıştı.

- İyi misin Berk?
- İyiyim. Sadece sıkıldım. Ama sorun yok.
- Tamam. Ben kahvaltılık bir şeyler almaya inicem.
- Tamam.

Doruk gittikten beş dakika sonra odanın kapısı tiklatildi. Gel dememle kapıda ki kişi içeri girdi. Tolga gelmişti.

- Kanka nasılsın? Baya merak ettim seni.
- Daha iyiyim. Sağol.
- Benim çıkış yapıldı. Bide sizin okula kaydımı aldırdım. Onu'da haber vermek istedim.
- İyi olmuş. Sevindim.
- Sen gerçekten iyi misin! Enerjin sönmüş sanki kendine gel kanka.

O sırada odaya Doruk girdi.
- Tolga, hoşgeldin.
- Hoş buldum Doruk. Benim de çıkmam gerekiyo. Okula yetişmem lazım. Görüşürüz.
- Görüşürüz.
- Görüşürüz.

Tolga gittikten sonra Doruk konuştu;

- Ne okulu dedi o?
- Bizim okula yazılmış.
- Başka okul bulamamış mı!
- Off Doruk arkadaşımız işte abartma.

Sonra telefonuma mesaj geldi.

(Aybike): Günaydın.
(Berk): Günaydın.
(Aybike): Cango'yu nerden alıcağımı sorucaktım konum atar mısın

Konumu gönderdim.

(Berk): Haberleşiriz.
(Aybike): Evet.

Bu kadar mı yani? İstesek bu kadar az konuşamazdık. Neyse, önemli değil benim için. Kontrol için doktor odaya girdi.

Aybike'den;
Okula gelmiştik. Sınıfa girdiğimizde Tolga'yı gördüm. Sırama oturdum. O da yanıma geldi.
- Selam Aybike.
- Selam Tolga.
- Ee nasılsın? Küs değiliz dimi? Saçma sapan bi konuydu zaten. Boşver gitsin.
- Küs filan değiliz Tolga. Hem küs olmamız için önce arkadaş olmamız gerekir dimi
- Biz arkadaşız zaten Aybike.
- Hoca geldi yerine geç hadi.

Harikanın yanına geçmişti. Derste sürekli arkasını dönüp duruyo. Sinir etmeye çalışıyo sanırım ve başardı. Tenefüs zili çaldı. Asiyeyle bahçeye çıktık. Bankta otururken Tolga geldi. Asiye de kalkıp gitti. Off!

- Ne var Tolga?
- Hiç öyle geldim işte laflarız biraz.
- Konuşacak bir...

O sırada telefonum titredi. Berk mesaj atmıştı.

(Berk): Aybike naber ;)
(Aybike): İyi Berk sen?
(Berk): Aynı işte okula gelmek için sabırsızlanıyorum. Tenefüs mü?
(Aybike): Evet, Tolga okula gelmiş. Bizim sınıfta. Yanıma geldi konuşuyoduk öyle.
(Berk): Hmm...

Tolga tam konuşacaktı o sırada zil çaldı. Sınıfa doğru yürüdük. Okul aynı şekilde geçmişti. Çıkışta Cangoyu almaya gittim. Onu alıp eve getirdim. Annem Cangoyu daha çok sevdi. Babam kedileri pek sevmez. Oğulcan da çok sevmişti Cangoyu. Evin bir günlüğüne neşesi o olmuştu. Arada Berk'e fotoğrafını atıyordum. Gün bu şekilde geçmişti.

Sabah alarmın sesiyle uyandım. Bugün cumartesiydi okul yoktu ve Berk eve çıkıcaktı. Doktor pazartesi okula başlayabileceğini söylemişti. Oğulcan, Ömer ve Asiye ile yola koyulduk. Evin önüne gelmiştik. Kapıyı çaldık. Bizi Doruk karşıladı. Içeri girdiğimizde Berk salondaki koltukta uzanmış telefonuyla oynuyordu. Bizi görünce doğruldu.

- Hoş geldiniz.
- Bak Cango da burda.

Diyerek yanına gittim ve Cangoyu kucağına bıraktım. Onu özlediği belliydi. Cango da onu özlemiş gibiydi. Biraz oynadılar sonra Cango Berk'in kucağında uyudu. Çok tatlıydı... Cango tabiki.

Biraz oturduktan sonra kapı tekrar çaldı. Doruk kapıyı açmaya gitti ve arkasında Tolgayla geri döndü.

- Oo herkes burdaymış.
- Evet bi sen eksiktin. Dedi Oğulcan.

Tolga da gelip yanıma oturdu. Sonra Berk Tolga'yı yanına çağırdı.

- Tolga gelsene bak sana bi fotoğraf göstericektim.

Tolga da kalkıp Berk'in yanına oturdu. Bizde gitmeye hazırlamıştık. Bizi geçirdiler yolda yürürken aklıma telefonum geldi. Berk'in evinde kalmıştı.
- Telefonumu unutmuşum. Siz devam edin yetişirim ben.
- Tamam sister haber ver alınca.
- Tamam Oğulcan.

Geri geldiğimde kapıyı açan kişi Berkti.

- Telefonu mu unutmusum.
- Gel içeridedir. Dorukta yiyecek bir şeyler almaya gitmişti. Aybike bide teşekkürler. Her şey için yani her zaman yanımdaydın.
- Önemli değil. Yanında olmam gerekirdi. Artık arkadaşız sonuçta. Yaptıklarını unutmaya başladım.
- Sevindim. Arkadaşım.

Arkadaşım kelimesini bastıra bastıra söylemişti. Telefonu mu alıp kapının önünde durdum.

- Görüşürüz Berk.
- Yarın müsait misin?
- Neden?
- Gelirsin diye düşünmüştüm de sen bilirsin tabi.
- Ben sana haber veririm. Konuşuruz. Hoşçakal.
- Hoşçakal Aybike.

Hızla yürümeye başladım. Berk'in yanında sürekli olamazdım. Tamam kaza geçirdi ama ben onun neyiydim ki sanki. Saçmalık. Onca olan şeyden sonra.

Eve geldiğimde herkes bahçedeydi. Bende onlarla birlikte oturdum. Eğlendik sohbet ettik. Yine kötü bir gün değildi. İyi geçmişti...

Berk'ten;
Evde tek başıma kalmıştım. Yine... Aybike de pek istekli değildi yarın gelmek için. Haklıydı olanlardan sonra sormam da hataydı. Doruk geldikten sonra biraz oturduk. Bir şeyler yedik ve günün yorgunluğuyla salonda uyuya kaldım.

(Pazartesi) Aybike'den;
Herkes Berk'in sırasına doluşmuştu. Bende gidip günaydın dedikten sonra yerime oturdum. Okul aynı şekilde geçmişti. Berk'le bugün çok konuşmamıştık soğuk davranıyordu.  Son zil ile bahçede toplanmıştık. Berk'in yanına gittim.

- Selam. Bir şeyler yapalım mı hem kafanda dağılır.
- Olmaz Aybike. Yanlış anlama.
- Tabi sende yeni iyileştin kusura bakma sonra yaparız. Eve gitmen lazım biliyorum. Yanlış anlamam.

O sırada Talya bize doğru bağırdı.
- Berk hadi gelsene. Geç kalıyoruz.
Berke doğru döndüm.

- Şey benim Talyalarla planım vardı da sonra görüşürüz.

Dedi ve benim hiçbir şey dememi beklemeden gitti. Bende öylece bakakaldım. Ne kadar hissizsin Berk diye düşündüm.  Bir gün öyle bir gün böyle. Ve çok gıcıksın. Yanıma Asiyenin gelmesiyle yola koyulduk. Asiye ile sahilde oturduk. Yanımıza gelen Tolga ile konuşmamız bölünmüştü.

Berk'ten;
Aybike'yi terslemek istemezdim ama sabah oğulcan ve Ömer sınıfta yalnız konuşurken kapıdan onları dinlemiştim.
Haklıydılar. Aybike ile bu kadar yakın olamamdan rahatsızlarmış. Oğulcan Ömere böyle giderse Aybike ile konuşacağını, okulda başka insan mı yok sürekli bu gıcıkla günaydın selam filan lafları kesmesi gerektiğini soylicekmis. Gerek kalmadı. Zaten Aybike ile konusucak bir şeyim yok. Yüzüne bakmaya bile...
Talyalarla gitmekten vazgeçtim. Eve gittim direk.

Otururken istemsizce sürekli Aybike'yi düşünüp duruyordum. Off ne yani ben şimdi Aybike'den mi hoşlanıyorum. Saçmalama Berk. Saçmalama. Telefonu mu elime aldım. Gezerken Tolganın Aybike ile çekilmiş bir selfiesini gördüm. Altına tatlış Aybikle yazmış.

Keşke Aybike'nin teklifini kabul etseydim. Of Berk sen etmezsen başkasıyla gider tabi. Ya bu Tolga neden her yerden çıkmak zorunda!

Noluyo bana kıskandım mı? Galiba kıskandım. Hayır ben kıskanmam. Berk Özkaya'yım ben. Sakın Berk kendine gel sen sevmezsin kimseyi... Hadi ama ya ne bu şimdi benimle bile yok Aybike'nin fotoğrafı. Haberi olmadan çektiğim hariç. Sinirim çok bozuldu.

Üstüme ceketimi aldım ve sahile doğru yola koyuldum.

Uzun bir ara oldu kusura bakmayın umarım beğenirsiniz😘
Daha sık bölüm atmaya çalışıcam.

~Ayber~ <3Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin