4.

123 15 0
                                    

Bahçenin bir köşesinde kollarımı belime dolarken aynı zamanda da etrafıma bakınıyordum.Hava aşırı soğuk değildi hatta yapışkan bir sıcak oldugunu bile söyleyebilirdim.Ama üzerimde vücudumun çeyreğini bile örtmeyen avuç içi kadar bir elbise ilede ısınamıyordum.
Çanta kullanmadığım için yanımda sadece telefonum vardı ve onuda Cebine  koyması için Tuna ya vermiştim.Şanssızlığım bana ağzını yaya yaya güldüğünde,  toprağın içine girerek kayboldu .
Telefonumunda tuna ile gittigini çok geç olmadan  farkettim.Hayatın dolanbaçlı yolları hep bana vuruyordu.

Sinirle olduğum yerde  solurken evin kapısından, yanında birkaç arkadaşıyla çıkmakta olan  sezer 'le göz göze geldim.
öylece yüzüme bakınca bende ona duygusuzca baktım,yeniden arkadaşlarına döndüğünde;
Bakışlarımı onlardan çekmeden  bekledim.Keşke bende Tuna ile gitseydim de pelin'i sezer bıraksaydı. Mantıklı düşüncelerim hep iş işten geçtikten sonra aklıma gelirdi.Ne diye  burada kaldıysam, biz zaten Tuna ile aynı sitede oturuyorduk, sezer'in evi kim bilir neredeydi.

Bakışlarımı sıkılarak dış kapıya  çevirdiğimde  onlarca gösterişli arabanın içinden hangisinin sezer e ait olabilecegini tahmin etmeye çalıştım.
Sezer 'e genel olarak bakıldığında, hertürlü belaya ortak olabilecek birisi gibi duruyordu.İçtiği okadar fazla  içkiye rağmen sarhoş olmamıştı. Onun rengi siyah olmalıydı.

Tamda Tuna'nın kafasındandı.Sezer hala kapının yanında yanındaki kızlı erkekli grupla  muhabbet ediyordu.Beni bekletiyor olması onu  hiç rahatsız etmiyor gibiydi
.Suan çıkıp bir taksiyle gidebilirdim ama param yoktu ,eve vardığımda ödeyebilirdim ama babamla muhattap olmak istemiyordum kendi paramdan verecek olsamda karşılasmak bile ızdırap oluyordu.Bakışlarını sevmiyordum ,bana fazlalıkmışım gibi hissettiriyordu.

Konuşma esnasında sık sık bana bakmalarıda gözümden kaçmamıştı.
Umursamadan  onlara cins cins baktım.Üşüyordum ve kesinlikle sezer'in muhabbetinin daha fazla  uzamasını istemiyordum.Tek ayağımı yerde belli bir ritmle vururken ,ayakta dikili kalmaktan bacaklarım ağrımaya başlamıştı.Soğuk yüzünden hissizleşen bacaklarıma birde  ağrı eklenince yüzümü buruşturmam kaçınılmaz olmuştu.Bacaklarımı zar zor hareket ettirip yan yana dizili olan arabalardan ,siyah ve oldukça pahalı olduğunu düşündüğüm arabanın kaputuna oturur gibi yaslandım.Aniden esen rüzgar tenimi yalayıp geçerken, soğuktan titreyen ellerimle eteğimin açılmasını önledikten sonra,yüzüme çarpan saçlarımı omzumdan geriye attım.

"Soğuk ha dışarısı?"bakışlarımı yan tarafımda ,tıpkı benim gibi arabanın üzerinde oturan tamamen siyah giyinmiş olan adama çevirdim.
"Biraz"dedim pürüzlü çıkan sesimle.Elini üzerindeki montun cebine daldırdığında, ay ışığın altında parlayan küçük metal bir çakmak çıkardı.
Sigarayı dudaklarının arasına aldığında bir  eliyle rüzgarı keserken diğer eliylede çakmağı çaktı,sigaranın ucu kırmızıya dönüp yanarken bakışlarımı ondan çekip, hala muhabbet etmeye devam eden sezer'e çevirdim.

"Bora adına üzgünüm aslında"Sigarasının dumanını üflediğinde, karanlıkla  birleşen duman görüşümü bulandırdı.
"Tanımıyorum"dediğimde göz kapaklarımın üzerinde tonlarca ağırlık varmış gibi hissettim.Uykum gelmişti ve esnememek için zor duruyordum.

"Şu içerde savurduğun adamdan bahsediyorum"sesindeki eğlenen tını bakışlarımı yeniden ona çevirmeme neden oldu.
Şimdi birkez daha beynim komut almış gibi o anlara döndüğünde, yanımdaki adamın görüntüsünü daha net görebilmiştim.
Bu yanımdaki adamda oradaydı,ben çağan ege'ye hayvan derken o'da oradaki koltuklarda oturuyordu.Onun arkadaşlarından birisiydi.

BOĞULAN KIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin