2- Lunapark

59 10 25
                                    

gülümseyip parmağımı tuttu

"tamam gideriz, söz"

o odadan çıkınca üzerimi değiştim

siyah dar bir pantolon, biraz geniş beyaz yarım bir sweat ve siyah beyaz bir şapka

saçlarımı açık bırakıp pembemsi bir ruj sürdüm

aşağı indiğimde kahvaltı yapıyorlardı

babam bana bakıp gülümsedi

annem beni şöyle bir süzdü, sonra gülümsedi

"çok güzel olmuşsun canım kızım benim"

gülümsedim

Taehyung ise başını bile kaldırmamıştı

alışmıştım bu durumlara, artık canımı acıtmıyordu

gidip annemi yanağından öpüp yanındaki sandalyeye oturdum

babam da karşımda oturuyordu

yanağımdan makas aldı

"sen kahvaltını et, ben üzerimi değişip geliyorum"

"tamam baba"

annem yalandan bir üzülmeyle yanağımı öptü

"baban benimle hiç ilgilenmiyor"

bu tavrı gülümsememe neden olmuştu

annem, üvey olsa bile, bana hep kızı gibi davranmıştı

beni hiç bilerek kırmamıştı

ağladığımda o yanımda olmuştu

"merak etme ben ona biliyorum, benim güzeller güzeli annemle nasıl ilgilenmez?!"

dedim sahte bir kızgınlıkla

gülümsedi

"hadi kahvaltını et"

kahvaltı ettim

babam da gelince çıktık

------------------------

"baba! baba! pamuk şeker alalım! nooluuuuur"

gülümsedi

"hala 5 yaşındaki bir kız gibisin, git de al hadi"

hemen pamuk şekercinin yanına gittim

"bir tane çilekli alabilir miyim?"

"tabi ki, buyrun hanımefendi"

nazik tavrı karşısında satıcıya teşekkür ettim ve parasını verdim

pamuk şekeri hemen mideye indirdim

"teşekkürler baba"

"hadi artık eve dönelim, hava karardı"

gülümsedim

"tamam baba"

eve dönerken babam arabayı durdurdu

"sana bir şey söylemek istiyorum Ju-kyung"

ona döndüm

"efendim baba"

"ben bu akşam 3'te gideceğim, anneni üzmeyin lütfen"

gülümsedim

"benim üzmeyeceğimden emin olabilirsin baba..."

gülümsemem soldu

"...sen bunu Taehyung'a de"

yanağımı öptü

"anlayışlı olacağını biliyordum kızım"

---------------------------------

"kalk hadi süslü şıllık"

uykulu ses tonumla konuştum

"git buradan"

derin bir nefes aldı

"kalk!"

"yia git"

kolumdan tutup beni sürüklemeye başladı

kolumu bırakınca yere oturdum

"ne istiyorsun benden"

yüzüme çarpılan suyla yerimden sıçradım

gözlerimi açınca katıla katıla gülen bir Taehyung'dan başka bir şey göremiyordum

"ne yapıyorsun?!"

gülmeyi kesti

"iki saattir uyanmadın napim?"

bardağa su doldurup ben de onun yüzüne attım

gözlerini kapatmış duruyordu

bu fırtına öncesi sessizlikti

"kaç Ju-kyung"

bunu dedikten sonra gözlerini açtı

ben de hemen odama kaçıp kapıyı kilitledim

İmpossible Love - KTH vs JJKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin