Seçilmiş Ruh™ 1⭐

Seçilmiş Ruh™ ⭐️ 'Vampir'

Kan, her damlayışında, bana biraz daha yaklaşıyordu sanki. Pıtır pıtır, sesler geliyordu, kan aktıkça. Başım dönüyordu, bu ses, ne zaman duysam başımı ağrıtırdı. Ellerimi kaldırdım, ve tırnaklarımı söktüm. Saçlarımı kopardım, küfürler yağdırıyordum.

"Evet! İşte böyle, bir vampir dönüşümü, ilk filmim için iyi bir deneyim."

Diye dalga geçen, Bay Robertson'u aldıramadım bile. Aldıracak gücüm yoktu...

Etraftaki, gizli kameralar yerini gösterdi. Etrafı su çemberi sardı, su çemberinin ortasını da ateş çemberi. Çığlıklar atıyordum, herkes beni görecekti. Vampirliğimi, gerçek hayatımı, gerçek beni... Hiçkimse benim vampir olduğumu bilmiyordu, beni bir Rüya Bekçi'si sanıyorlardı, aslında, pekala da öyleydim, ama soyum farklıydı, ve bu lanet olasıca soy banada yansımıştı. Kameralarda, kendimi, bu halimi gördükçe kendimden iğrenmeye başladım, beni bu hale getiren şey Robertson değildi. O sadece beni sinirlendirmişti. Peki ya neydi?

Sinirle gürledim, ağzımdan alevler fışkırıyordu, üflediğim yer yanıyordu, dokunduğum yer çürüyordu. Peki ya, Bay R.'ye dokunursam? Çürürmüydü?

Denemekte fayda var!

Yavaş adımlarla ona yaklaştım, saçlarına dokundum. Çürüyordu, başarmıştım. Koluma damlayan kan, yine işarete dönüyordu, her kan damlacığı, Robertson'un kolundaki işarete geri gidiyordu, kolunu tuttum, tırnakları, kolu. Çürüdü. Ayaklarını da çürüttükten sonra, sıra kafasına geldi fakat, kararsız kaldım. Ölebilirdi, ama ölmeye de bilirdi...

Kafasını çürütmekten vazgeçtim ve var gücümle kapıya koştum. Kapıyı zorla açtıktan sonra, cebimden elektrikli kılıcımı çıkardım, 'Sonsuza dek, en kötü kabuslar senin olsun, sevgilerle; Rüya Bekçisi Delena.'

Diye bağırdım arkamı dönerek, sonra depodan çıktım ve gündönümünü bekledim. Gündönümün de eski halime dönebilecektim.