8

517 41 69
                                    


~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Dazai, Yumeno ve Sora evden çıktılar.
Yumeno kucağındaki Sora'yı dikkatlice tutuyordu. Mezar ziyaretine onu da götürmek istemişti.

Eve en yakın çiçekçiye gittiler ve en güzel çiçeklerden bir buket yaptırıp aldılar. Dazai üzgündü ama Yumeno'yu etkilememek için zorla gülümsüyordu.

Mezara her gittiğinde canı daha çok yanıyordu Dazai'nin. Onu kaybetmesinin üzerinden uzun zaman geçse de hâlâ dün gibi hatırlıyordu kolları arasındaki ölümünü.

Mezara girdiler. Dazai her gün geldiği için yerini ezbere bildiği mezarın önünde durdu. Yumeno ise birkaç adım arkadan onu izliyordu.

Dazai diz çöküp elindeki buketi nazikçe toprağa bıraktı. Buket olmasa bile onun mezarı fazlasıyla çiçek doluydu.

Çiçekleri ezmeden iki elini de mezarın üstündeki toprağa koydu. Göz yaşlarını tutamadı. Ağladı, hiç ağlamadığı kadar ağladı.

Dazai: Seni çok özledim! Neden beni bırakıp gittin?!

Dazai nefesini düzene sokmak için bekledi

Canı çok yakıyordu.
Yumruğunu sıktı ve zor da olsa başını kaldırdıp mezar taşına baktı.

Nakahara Chuuya

Dazai her gün aynı şeyi yaşıyordu. Mezara geliyor, ağlıyor ve ölmek istiyordu. Ama sevdiği adam onun ölmemesini dilemişti.

Dazai: Sana iyisin dediğimde inanmıyordun-

Burukça gülümsedi

Dazai: Bu Dünya için fazla iyiydin Chuuya-

Yumeno onu dinlerken ağlamaya başlamıştı. Sora kucağında çırpınmaya başlayınca kaçmayacağını umarak yere bıraktı kediyi.

Sora, hiç beklemeden Chuuya'nın mezar taşının hemen dibine kıvrıldı ve huzurla mırlamaya başladı. Chuuya öldüğünden beri çok hırçınlaşmıştı Sora. Uzun zamandan sonra ilk defa bu kadar uysal bir şekilde yatıyordu kedi.

Dazai: on yıl- Tam on yıl önce bu gün tanışmıştık seninle. Sana olan duygularım hiç değişmedi hatta her gün seni daha çok sevdim...

Hıçkırarak ağlıyordu. Cebinden Chuuya'nın hiç çıkarmadığı tasma kolyesini çıkardı ve göğsüne bastırdı. Ağlaması daha da arttı.

Dazai: 7 yıldan sonra sonunda sana kavuşmuştum. Ama sen-

Derin bir nefes aldı. Şu an ihtiyacı olan tek kişi kızıl saçlı sevgilisiydi. Ama o tam karşısındaki mezarda yatıyordu.

Dazai: AMA SEN LANET OLASI BİR HASTALIĞA YAKALANDIN VE İKİ YIL SAVAŞMANA RAMEN HEPİMİZİ ARKANDA BIRAKIP GİTTİN!

Mezar taşının dibine kıvrılmış Sora'ya baktı.

Dazai: sen bir kez öldün. Ama senin hasta olduğunu öğrendiğim günden beri her gün öldüm ben-

Elinin tersiyle sertçe gözyaşlarını sildi ve toprağa baktı.

Dazai: Lütfen, yalvarırım yanına gelmeme izin ver-

Yumeno: Dazai--

Dazai: Canım yanmıyor dediğinde yalan söyledin değil mi. İki yıl boyunca aynı yalanı söyledin bize...
Canın çok yanıyordu. Gece uyanmamam için evden çıkıp hıçkıra hıçkıra ağladığını biliyordum sevgilim. Yanına gelemedim çünkü seni öyle görmemi istemezdin...

Dazai birkaç dakika konuşmadan ağladı. Sadece ağladı

Dazai: Keşke her ağladığında sana sarılsaydım... Keşke sana çiceğim demeseydim. Gerçekten bir çiçek gibi gözlerinin önünde yavaşça solup öleceğini bilemezdim ki...

Selamm, öncelikle hepinizden özür dilerim. İstediğiniz kadar sövebilirsiniz sorun değil.
Kendinize iyi bakın, hoşçakalınn UwU

Ortak - SoukokuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin